Dünyada her yıl 1 Nisan, şaka günü olarak kutlanıyor. Ancak yapılan şakaların her zaman masum olmadığı, bazılarının bireylerin psikolojisini olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor. Uzmanlar, şakanın dozunda ve yerinde yapılması gerektiğini vurgulayarak, mizahın bilinçli kullanıldığında stres azaltıcı bir etkisi olduğunu söylüyor.
Toplumu Güldüren Gün: 1 Nisan
Dünya genelinde şaka günü olarak kutlanan 1 Nisan, bireylerin ve kurumların tebessüm ettirmek, farkındalık oluşturmak ya da mesaj vermek için mizahı kullandıkları özel bir gün olarak öne çıkıyor. Ancak her şakanın toplum ve bireyler üzerindeki etkisi aynı olmayabiliyor.
Mizahın İyileştirici Gücü
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, mizahın insan psikolojisi üzerindeki etkilerini değerlendirerek, olumlu ve olumsuz şakalar arasındaki farklara dikkat çekti.
Tarhan, "Olumlu mizah, stres hormonunu azaltırken, kas gevşetici ve mutluluk verici etkisi bulunan endorfin hormonunun artmasına katkı sağlar. Ancak karşı tarafı değersizleştiren, küçük düşüren şakalar, stres ve öfke hormonlarını artırarak kişiye zarar verebilir" ifadelerini kullandı.
Mizahın doğru kullanıldığında sanatsal bir ifade biçimi olduğunu vurgulayan Tarhan, "Mizah yapmak ustalık gerektirir. Söz ustalığı ve bilgelik içeren şakalar, az kelimeyle büyük bir duygu veya kavramı anlatabilir. Özellikle stresli toplumlarda mizah, psikolojik rahatlama aracı olarak kullanılmıştır. Örneğin, Nasreddin Hoca’nın Anadolu'nun kaos döneminde ortaya çıkışı tesadüf değildir" dedi.
Yıkıcı Mizah ve Akran Zorbalığı
Her şakanın eğlenceli ve masum olmadığına işaret eden Tarhan, özellikle çocuklar üzerindeki yıkıcı etkileri konusunda uyarıda bulundu.
Tarhan, "Herkesin içinde bir çocuğun sırtına yazı yapıştırıp onunla dalga geçmek masum bir şaka gibi görünebilir, ancak bu, çocuğun özgüvenini zedeleyen ve ruhunda travma etkisi yaratan bir durumdur. Okullarda bu tür davranışlar artık akran zorbalığı olarak kabul ediliyor" şeklinde konuştu.
Ayrıca, kaba veya yersiz şakaların bir anlık kahkaha yaratabilse de uzun vadede sosyal ilişkilere zarar verebileceğini belirten Tarhan, "Şaka, yerinde ve zamanında yapıldığında güzeldir. Ancak sürekli şaka yapan kişiler, toplumda saygınlık kaybına uğrayabilir ve sözlerinin tesir gücü azalabilir" dedi.
Şakanın Sosyal ve Kültürel Boyutu
Tarhan, farklı kültürlerde mizah anlayışının değiştiğini belirterek, "Bazı insanlar mizaha doğuştan yatkındır. Örneğin, Karadeniz kültürü kendi kendine bile şaka yapabilen bir yapıya sahiptir. Şakayı yapar, kaldırır. Ancak şaka kültürü olmayan bir kişi yanlış mizah yaparsa ilişkileri zedeleyebilir" ifadelerini kullandı.
Diplomasi, siyaset ve iş dünyasında da mizahın kullanıldığını belirten Tarhan, "Dönüşümcü liderler, mizahı bir ikna yöntemi olarak kullanabilir. Şaka yoluyla ön yargıları dağıtabilir, insanları rahatlatabilir" şeklinde konuştu.
M Vitamini ve Toplumsal Mizah
Şakanın ve mizahın, literatürde M vitamini olarak adlandırıldığını söyleyen Tarhan, "Mizah, sosyal bağları güçlendiren, toplumsal kültürün bir parçası olan bir unsurdur. Neyzen Tevfik’in, 'Ben ciğeri beş para etmez adamın önünden çekilmem' diyen bir kabadayıya 'Ben çekilirim' yanıtını vermesi veya Nasreddin Hoca’nın eşekten düştüğünde 'Zaten inecektim' diyerek durumu eğlenceli hale getirmesi gibi hikmetli şakalar, toplumsal kültürümüzün önemli parçalarıdır" dedi.
Tebessüm Ettiren Mizah Desteklenmeli
Son olarak Tarhan, toplumda tebessüm ettiren, kimseyi incitmeyen ve pozitif etki yaratan şakaların desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Türkiye'nin olumlu mizaha çok ihtiyacı var. Şaka, bilinçli yapıldığında hem bireylere hem de topluma fayda sağlayabilir" dedi.