Avrupa Birliği (AB) otomobil pazarı, 2024 yılının mart ayında durağan bir seyir izledi. Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) tarafından yayımlanan verilere göre, mart ayında AB genelinde yeni otomobil satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,2 azalarak 1 milyon 29 bin 519 adet olarak gerçekleşti.
Yeni tescil edilen otomobillerin yüzde 36’sını hibrit, yüzde 28,2’sini benzinli, yüzde 15,3’ünü ise tam elektrikli araçlar oluşturdu. Dizel motorlu araçların payı yüzde 9,3 olurken, fişli (Plug-in) hibrit araçlar yüzde 8, diğer yakıt türlerine sahip araçlar ise yüzde 3,2 oranında pazar payına sahip oldu. Bu dağılım, elektrikli mobiliteye geçişin sürdüğünü açıkça ortaya koydu.
Mart ayında tam elektrikli otomobil satışları, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 17,1 artarak 157 bin 505 adede ulaştı. Bu artışla birlikte tam elektrikli, hibrit ve fişli hibrit araçların toplam satışlardaki payı yüzde 59,3’e çıktı.
Ülkelere Göre Değişken Tablo
AB'nin büyük ekonomileri arasında farklı satış eğilimleri gözlendi. Almanya’da otomobil satışları martta yüzde 3,9 azalırken, Fransa’da bu oran yüzde 14,5'e ulaştı. Buna karşın, İtalya'da satışlar yüzde 6,3, İspanya’da ise yüzde 23,2 oranında arttı. Bu durum, bölgedeki ekonomik dinamiklerin otomotiv talebine etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.
İlk Çeyrekte Satışlarda Düşüş
Yılın ilk çeyreğinde, yani ocak-mart döneminde toplam yeni otomobil satışları, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,9 azalarak 2 milyon 715 bin 8 adede indi. Bu sonuç, pazarın genel olarak yatay bir seyir izlediğini gösteriyor.
Otomotiv Devleri Arasında Rekabet Sürüyor
Marka bazında değerlendirildiğinde, Volkswagen Grubu mart ayında 271 bin 382 araçla AB pazarında liderliğini korudu. Peugeot, Fiat, Citroen ve Opel markalarını bünyesinde barındıran Stellantis Grubu 173 bin 80 araçla ikinci sırada yer aldı. Renault Grubu 120 bin 724 otomobil ile üçüncü, Toyota Grubu ise 96 bin 10 araçla dördüncü sırada kendine yer buldu.
Elektrifikasyon stratejilerinin hız kazanmasıyla birlikte, geleneksel otomobil üreticilerinin sürdürülebilir mobiliteye yönelik yatırımları daha da önem kazanmaya başladı.
