(N.K.): Kendinizi kısaca tanıtarak mesleğe başlama hikayenizi anlatır mısınız ?

(C.D.): Gazi Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema mezunuyum. 31 yaşındayım. Yaklaşık okulla beraber 10 senedir radyo sektörü içerisindeyim. Radyo Trafik Ankara’da spikerlik yapmaktayım.

Yenimahalle'de Su Kesintisi (7 Eylül 2024) Yenimahalle'de Su Kesintisi (7 Eylül 2024)

(N.K): Başarılı bir sunucu, seslendirmen, radyocu olmak size neyi hissettiriyor?

(C.D.): Radyoculuk benim çocukluk hayalimdi. Küçük yaşlarımdan beri hep bu mesleğin içerisinde yer almak istiyordum. İnsanlara seslenmek ve mikrofonun ardında olmak her zaman farklı geliyordu. Dolayısı ile dinleyicilerin merakına her defasında şahit olmak beni çok keyiflendiriyor. Aslında diğer meslek sahibi insanların dahi dikkatini çeken bir meslek icra ettiğimizi düşünüyorum. Burada insanlara yol durumunu anlatarak bilgilendirme yapıyoruz. Karşılıklı bir iletişim ağı içerisinde olmak beni besleyen ve mutlu eden hisler.

(N.K): Müzik sizin için ne anlam ifade etmekte ve müziğin bir ruhu olduğuna inanır mısınız?

(C.D.): Ben uyanır uyanmaz müzik açan biri olarak elbette müziğin ruhu olduğuna inanıyorum. Ayrıca günümün iki saati yolda geçtiği için her fırsatta müzik dinlerim. Dolayısıyla gerçekten müziğin ruhun gıdası olduğu düşüncesinde olanlara katılıyorum. Üzüntülü zamanında mutlu eden, bir işi yaparken kullandığın müzikle daha çok motive olabiliyorsunuz. Bizlere eşlik eden sürücü dinleyicilerimizin olumlu dönüşleri ise bizi ayrıca mutlu ediyor. Çaldığımız parçalar ile yolculardan aldığımız olumlu dönüşler ise beni daha motive ediyor.

(N.K.): Mesleğinizi sizce püf noktaları nelerdir?

(C.D.): Bir kere şunu belirtmeliyim ki; herkes bu işi yapamaz. Bu işi icra edebilmek için mutlaka yeteneğiniz ve ilginiz olmalı. Bazıları bizim yaptığımız işi herkesin yapabileceğini düşünüyor. Hiç kolay bir iş olmadığını bilmelerini isterim. Düşünün bir kere… Bir odaya girip orada bir dünya yaratıp saatlerce tek başınıza üretip konuşmanız gerekiyor. Kaldı ki ; insan bazen karşısında biri varken bile sohbeti ilerletemiyor. O tek kişilik gibi görünen dünya aslında binlerce kişiye hitap ediyor olabilir. Yani diyeceğim o ki ; sunuculuğu hayatına dahil etmek isteyen genç arkadaşlarım çok seviyorlarsa bu işe gönül versinler.

(N.K.): Piyasanın durgunluğu ve işin zorluklarıyla nasıl başa çıkıyorsunuz?

(C.D.): Bir kere bu işe gönül vermek gerekiyor. Zorluklarıyla başa çıkmak için çok sevmek lazım. Gerçek bir aşkla bağlı değilsen bu işi yapamazsın. Ve tabii ki çok çalışmak, eğitimlerini almak lazım. Aynı zamanda amatör ruhunu kaybetmeyen bir profesyonel olmak için hiçbir zaman ‘Ben oldum’ dememek gerekiyor. Ankara piyasası bu sektörde dar bir alana sahip. Neredeyse 10 yıldır sadece bu işi yapıp çok az sürelerde işsiz kaldıysam bunun tek açıklaması işime aşkla bağlı olmamdan geçiyor.

(N.K.): Siz sunuculuk mesleğini icra eden birinin entelektüel birikime sahip olması gerektiğini düşünüyor musunuz? 

(C.D.): Elbette çalıştığınız radyoya göre farklı alanlarda konu hakimi olmanız gerekebilir. Mesela bir tarih sanat programı yapacaksanız eğer konuğunuzu besleyecek bir bilgiye sahip olmanız gerekebilir.  Örneğin burada trafiği anlatırken navigasyon bilgisine de sahip olmam gerekiyor. Trafikteki sürücülere yol durumunu, yoğunluğun, kaza bölgelerinin nerede olduğunu belirtmem gerekiyor. Hem teknik hem de konuyla ilgili bir bilgi ve kültüre sahip olmak gerekiyor.

(N.K.): İşinizi severek yapmanız beraberinde başarıyı da getiriyor. Peki bu konuda genç meslektaşlarınıza öneriniz nelerdir?

(C.D.): Öncelikle bu bölümü sırf okumak için yazan arkadaşlarımız var ise sonucunda maalesef ki sektörün içerisinde kaybolabilir ve yer edinemeyebilirler. Elbette her meslekte olduğu gibi sıkıntılar burada da boy gösteriyor. Öğrencilik ve staj döneminde her kapıyı çalarak yeri geldiğinde de ücret dahi almadan çalıştığımız zamanlar oldu. Ya da staj döneminde hiç dinlemeğim müzik formatlarına dahi kulak aşinalığı kazandırmaya çalıştım. Dolayısı ile öğrencilere en büyük tavsiyem okullardaki atölyeleri en iyi ve en verimli şekilde kullanmaya odaklanmaları olur. Kapılar elbette kapanabilir ancak umutsuzluğa kapılmamak gerekir. Bir yerden ret alabilirken diğer başka bir yerden onay alabilirler. Ben de bu durumla okul döneminde çok fazla karşılaştım.

Muhabir: Necmettin Kurucu