Başkent Ankara'nın ekonomisini yöneten OSTİM, GİMAT ve İVEDİK Organize Sanayi Bölgeleri’nde faaliyet gösteren esnaf, sanayide çırak yetişmemesinden dert yanıyor. Ortaokul yıllarında sanayide çalışmaya başlayarak kendi işletmesini kuran oto tamircisi Burak Özer, ticarihayat.com’a verdiği röportajda sektördeki değişim ve zorluklardan bahsetti.
"Ortaokuldan çıktıktan sonra sanayide işe başladık ve meslek sahibi olduk" diyen Özer, Ankara sanayisindeki mevcut durumu değerlendirerek, "Sanayiye çırak ve kalfa yetiştirmek için yeni stratejiler geliştirilmesi gerekiyor; aksi takdirde önümüzdeki yıllarda sanayide çırak bulmakta zorlanacağız" dedi. Özer, ayrıca Ankaralılara araç bakımı ve tamiri konusunda önemli tavsiyelerde bulundu.
"Sanayide Çırak Olarak Çalıştık, Meslek Sahibi Olduk"
36 yaşındaki Özer, yaklaşık 20 yıldır sanayide çalıştığını ifade ederek, "Önceleri okuldan çıkışlarda, hafta sonlarında sanayiye gelir, çalışır hem okul harçlığımızı çıkarıp hem de aile ekonomisine katkıda bulunurduk. Çocukluğumuzdan itibaren, tecrübe ederek, yaşayarak ve mücadele ederek hayatı öğrendik ve çok şükür mesleğimizi elimize aldık" dedi. Özer, eskiden sanayinin daha canlı olduğunu belirterek, "Eskiden sanayi canlı olurdu, aracınızı koyacak yer bulmakta zorlanırdınız. Ancak zamanla Türkiye'nin koşulları değişti, imkânları arttı. Burada bir problem yok. Problem olan nokta artık kimse çocuğunu sanayiye göndermek istemiyor" ifadelerini kullandı.
Özer, ailelerin çocuklarını sanayiye yönlendirmek istememesine dikkat çekerek, "‘Çocuğum ezilmesin’ diye düşünen aileler çocuklarını büyük bir yalnızlığa itiyor. Ben, herkes sanayide çalışsın, çırak olsun demiyorum ancak hayatta kalmak için çalışmak ve mücadeleyi bırakmamak gerekiyor. Bunun en önemli kurallarından bir tanesi de meslek sahibi olmaktan geçer. Mesleği olanın özgüveni de olur. Hayatta her şey oluyor. Kişinin kendi ayakları üstünde durmayı öğrenmesi gerekiyor" dedi.
"Meslek Sahibi Olmak Kaderini Şekillendirir"
Meslek seçiminin bir insanın kaderini ve tüm yaşantısını şekillendireceğini ifade eden Özer, "Bir genç, erken yaşlardan itibaren, askerlik çağı gelmeden mesleğini eline almalı. Eğer okumak istiyorsa sonuna kadar okumalı, memlekete bu şekilde faydalı olmalı. Ancak bazı insanlar fıtratı gereği okumayı pek sevmeyebilir. Burada yapılması gereken de kişinin yetenekleri doğrultusunda gençlerimize yardımcı olarak onların meslek sahibi olmalarını sağlamak olmalıdır. Aksi takdirde, ‘ne iş olsa yaparım’ diyecek ve istemediği işlerde, düşük ücretle çalışmak zorunda kalacak. Meslek erbabı kişi, eğer işinde yetkinde her zaman parasını kazanmasını bilir. İstersen kürdan imal et ama en iyisini yap" ifadelerini kullandı.
"Usta Sobanın Başında Biz Tezgâhta Beklerdik"
"Sanayide son nesil biziz" diyen Özer, artık kimsenin sanayi bölgelerinde, oto tamir işlerinde veya bir elektrikçinin yanında çırak olarak çalışmak istemediğini, birçok gencin günü kurtaran işlerle hayatını sürdürmeye çalıştığını belirterek, "Biz sanayide çırakken ustalardan önce sabahın köründe dükkânı açar, ustaların ve patronun çayını, çorbasını hazırlardık. İnanın ustanın ağzından çıkan söze bakardık. Kış ayazlarında usta sobanın başındaysa biz tezgâhın başında beklerdik. Onların yanında duramazdık bile. Ama emeğimizin karşılığını aldık; çok şükür bir mesleğimiz ve işimiz var. Ben gençlere şunu söylemek istiyorum: İş işten geçmeden bir meslek edinin. Sevdiğiniz işi yapın. Eğer işiniz yoksa sanayide çalışmak ayıp değildir. Alın teriyle ekmeğini kazanmanın keyfi hiçbir şeye değişilmez. Alnımızın teriyle rızkımızı evimize, çocuklarımıza götürüyoruz... Sanayiye yeni bir enerji gerekiyor. Bu da gençlerle olur. Eğer sanayi çırak, kalfa ve usta yetiştiremezse önümüzdeki yıllarda bizden başka kimse kalmayacak buralarda. Ben 36 yaşındayım ve sanayiye çırak olarak giren son nesil biziz" dedi.
"Bakım Yaptırmamanın Maliyeti Ağır Olabilir"
Trafiğe çıkan her aracın bakım yaptırması gerektiğini belirten Özer, bakım yaptırmadan yola çıkmanın can güvenliğini tehlikeye atacağını söyledi. Özer, "Eğer otomobiliniz eliniz ayağınız gibiyse, günlük her işinize aracınızla gidiyorsanız mutlaka bakım yaptırmalısınız. Araç bakımı yaptırmazsanız hiç ummadığınız bir yerde yolda kalabilir, büyük sıkıntılar yaşayabilirsiniz. Geçmişte buna benzer çok sayıda tecrübemiz oldu. Otomobil bakımını yaptırmayan pek çok sürücüye muhtelif zamanlarda yardım gönderdik. Mağduriyetler oldu. Araç bakımı yaptırma konusunda maddi zorluklar yaşıyorsanız bir müddet toplu taşımayı kullanabilirsiniz. Kendinizi ve aracınızı, bunun yanında başkalarının hayatını da tehlikeye atmaya hiçbirimizin hakkı yok" ifadelerini kullandı.
"Teknoloji Değişti, Biz de Değiştik"
Otomotiv sektöründe yıllar içinde büyük değişimler yaşandığını belirten Özer, sanayi esnafı olarak gelişen teknolojiye uyum sağladıklarını ve imkânlar ölçüsünde teknolojiden faydalandıklarını ifade ederek şunları söyledi:
“Özellikle son 10 senede otomobil sektöründe inanılmaz bir teknoloji değişimi yaşandı. Eskiden düz arabalar vardı. Sistemler mekanikti ancak şu anda arabalar elektronik sistemlerle donatılmış durumda; birçok yeni araçta akıllı bilgisayarlar var. Önümüzdeki yıllarda artık sürücüsüz araçları da trafikte göreceğiz. Bildiğim kadarıyla bazı büyük otomobil firmaları bunu başardı. Şimdi her şey elektronik. Biz de tamir yaparken bilgisayar teknolojisinden faydalanıyoruz. İmkanlarımız ölçüsünde teknolojiyi kullanıyoruz. Teknolojik konularda yeri geldiğinde elektrik ve elektronikçilerle yardımlaşıyoruz”
Son olarak, araç bakımının önemine vurgu yaparak, "Araç bakımı yaptırmayanlar, bunun sonuçlarını daha sonra daha fazla bedelle ödemek zorunda kalıyorlar. Bu yüzden tanıdığınız ve bildiğiniz yerlere aracınızı götürün ve mutlaka yıllık bakımını yaptırın. Sonuçta bir cıvatanın üzerinde gidiyoruz. Bunun farkında olmalıyız. Bakımsız, hasarlı otomobillerle trafiğe çıkmak hem size hem de karşıdakine kaybettirir. Hayatınızı riske atmayın. Evi, arabayı paramız olduğunda satın alabiliriz ancak kaybedilmiş bir canı geri getirmek imkânsız. Bu olasılığı her daim aklımızın bir kenarında tutmalıyız. Parçaların bakımlarının zamanında yapılması hayati öneme sahiptir" dedi.
Kış Mevsimi İşleri Etkiliyor
Kış aylarında işlerin yavaşladığını belirten Özer, "Kış günü bizim işimiz zor. Soba yanıyor ama içimiz de üşüyor. Yazın daha iyi. Kışın fazla zorlanıyoruz. İşler de biraz durgun olunca soğuğun etkisi ciğerlerimize kadar işliyor. 3 aydır bir durgunluk yaşıyoruz. Sanayi, pazar günü gibi sessiz. Günde 10 arabaya bakarken şimdi 2-3 arabaya bakıyoruz. Ankara son günlerin en soğuk günlerini geçiriyor. Eskiden 'Balkanlardan gelen soğuk hava kütlesi yurdu etkisi altına aldı' diye açıklama yapılırdı, ben de 'şu Balkanları kapatsak da üşümesek' diye geçirirdim aklımdan. Bu soğuk nereden geliyorsa orayı kapatalım, gelmesin. Biz de memleketimiz de sıcak insanlarız, Allah'a şükür ekmeğimizi buradan kazanıyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.