1720 yıllarında Yalova'da yetiştirilmeye başlanan avokado, Osmanlı döneminde dolaşan bir dedikodu sebebiyle halk arasında günah sayıldı. Bu ilginç hikâye, ziraat ilimlerine adanmış bir Osmanlı beyinin, Kâmil Efendi'nin macerasını konu alıyor.
Kâmil Efendi, bostancıbaşı olarak görev yaptığı dönemde, lalelerin vurulduğu hastalığa karşı keşfettiği tedavi ile III. Ahmet'in takdirini kazandı. Bu başarısının ödülü olarak Yalova'da tarım arazisi verilen Kâmil Efendi, Fransa'da gördüğü avokadoyu bu topraklarda yetiştirmeye karar verdi.
Uzun uğraşlar sonucu avokado yetiştirmeye başlayan Kâmil Efendi, III. Ahmet'e takdim etmek üzere İstanbul'a gitti. Avokado hakkında heyecanlı bir şekilde konuşan Kâmil Efendi, padişaha avokadonun faydalarını anlattı. III. Ahmet, bu meyvenin tadına bayıldı ve İstanbul'daki zenginler arasında hızla yayıldı.
Ancak 1730 yılında Patrona Halil İsyanı çıktığında, avokado ve Kâmil Efendi'nin hayallerini yok eden bir dedikodu dalgası baş gösterdi. İsyan sırasında "timsah armudu" olarak bilinen avokado, isyancılar tarafından çeşitli asılsız iddialara maruz kaldı. Bu dedikodular, avokado ağacının ve timsahın çiftleşerek meyve verdiği şeklindeydi. İsyancılar, sahte bir fetva ile avokado yenmesinin günah olduğunu yayarak insanları inandırdı. Bu dedikodunun etkisiyle, Kâmil Efendi'nin yetiştirdiği avokado bahçeleri yakılarak yok edildi.
Bu trajik olayın ardından topraklarımızda 250 yıl boyunca avokado yetiştirilmedi. Halk arasında ise avokado, dedikoduların etkisiyle uzun yıllar boyunca tüketilememiş ve unutulmuştu. Ancak günümüzde, sağlık dolu faydalarıyla ve lezzetiyle tekrar popüler hale gelmiştir.
