Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, İstanbul’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından ekiplerin ve helikopterlerin, hiçbir talimat beklemeden derhal harekete geçtiğini söyledi. Edirne’de düzenlenen Balkan Sağlık İş Forumu’na katılan Bakan Memişoğlu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Marmara Denizi Silivri açıklarında meydana gelen depreme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Memişoğlu, yaralıların sağlık durumuna dair şu bilgileri paylaştı:
“Hastanelerimizde depremin doğrudan etkisiyle herhangi bir yaralanma olmadı. Ancak deprem anında veya sonrasında korku ve panikle kaçmaya çalışırken yaralanan vatandaşlarımız mevcut. Şu anda hastanelerimizde 32 yaralı bulunuyor. Bunların 28'i İstanbul’da, diğerleri farklı şehirlerimizde tedavi görüyor. Yaralılarımızın hayati tehlikesi yok, çoğunluğu travmaya bağlı ortopedik yaralanmalar.”
"Depreme Karşı Düşünsel Hazırlık Şart"
Depremlerin Türkiye'nin değişmez bir gerçeği olduğunu vurgulayan Memişoğlu, 6 Şubat depremlerini hatırlatarak, “Hatay’a, Maraş’a, Adıyaman’a gittiğinizde binaların neredeyse tamamen yenilendiğini görüyorsunuz. Ancak 52 bin canı geri getiremeyiz. Bu yüzden sadece binaları değil, düşünce tarzımızı da depreme hazırlamalıyız. Çürük bir binada oturmak veya çürük bina yapmak bizim kabahatimiz olur. ‘Deprem öldürmez, bina öldürür’ diyoruz. İnsanların deprem anında nasıl hareket edeceğini ezbere bilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
"Ekiplerimiz Talimat Beklemeden Harekete Geçti"
Deprem sırasında sağlık ekiplerinin refleks gösterdiğini belirten Memişoğlu, "İstanbul’daki depremde ekiplerimiz hiçbir talimat beklemeden sahaya çıktı. Helikopterlerimiz de sıfırıncı saniyede havalandı. Hastanelerimizi bölgesel olarak diğer illerdeki hastanelerle eşleştirdik. Ayrıca büyük hastanelerimizi 12 saat boyunca kendi kendine yetebilecek şekilde hazırladık. Aile hekimlikleri ve eczaneler için de planlamalar tamamlandı" dedi.
İstanbul’da önceden planlanan bir deprem tatbikatının yapıldığını da aktaran Memişoğlu, "Tatbikatta İstanbul dışındaki 16 ilden gelen doktor ve yöneticiler, deprem anında hangi yolla nereye gitmeleri gerektiği konusunda eğitim aldı. Her vatandaşımızın bireysel hazırlığını yapması gerekiyor. 6,2 büyüklüğündeki depremde can kaybı yaşanmadı, ancak bu bir uyarıdır. Deprem olacak mı tartışmaları sürerken, bizim her zaman hazır olmamız gerektiğini unutmamalıyız" diye konuştu.
Sağlık Turizmi Vurgusu
Sağlık turizmiyle ilgili çalışmaları da anlatan Bakan Memişoğlu, Ticaret Bakanlığı’nın sunduğu teşviklerin etkili olduğunu belirtti. Sağlık turizmine yönelik mevzuat değişikliklerine dikkat çeken Memişoğlu, şu bilgileri verdi:
“Yeni sistemle, Türkiye’ye gelen sağlık turistleri ve hizmet sunan kuruluşlar bir portal üzerinden takip edilecek. ‘HealthTürkiye’ portalı üzerinden, turistler kendilerine hangi hizmetlerin sunulacağını görebilecek. Böylece hizmet kalitesi ve hasta memnuniyeti garanti altına alınacak.”
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile iş birliğinin sürdüğünü aktaran Memişoğlu, “Dünyanın en kaliteli sağlık hizmetini sunan ülkelerden biriyiz. Ancak zaman zaman kötü niyetli girişimler olabiliyor. Koordinasyon çalışmalarıyla bu durumu önleyeceğiz" dedi.
"Sağlık Turizmi Türkiye için Lokomotif Sektör"
Deprem riskine rağmen sağlık turizmine yönelik güçlü bir altyapıya sahip olduklarını vurgulayan Bakan Memişoğlu, “İzolatörlü hastanelerimiz ve güçlü sağlık altyapımızla sağlık turizmini sürdürmeye kararlıyız. Sağlık turizmi yalnızca İstanbul’da değil; Edirne, Antalya, Nevşehir, Diyarbakır, Rize ve Trabzon gibi şehirlerde de güçlü şekilde devam ediyor. Türkiye genelinde kaliteli sağlık hizmeti sunabilecek kapasitemiz var. Bu yüzden sağlık turizmini lokomotif sektörlerden biri olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.
"Kamu ve Özel Sektör Birlikte Çalışacak"
Kamu hastanelerinin de sağlık turizmi sürecine dâhil edileceğini belirten Memişoğlu, “Kamu hastaneleri, özel hastaneler, vakıf ve devlet üniversiteleri ile tıp merkezleri bu sürecin bir parçası olacak. Ayrıca, turistlerin hastalandıklarında aile hekimliklerinden hizmet alabilmesi için mevzuat değişikliği yaptık. Sağlık hizmetini bir bütün olarak değerlendiriyoruz; kamu ve özel sektör ayrımı yapmıyoruz. Amacımız, sağlık hizmetinin kalitesini her alanda artırmak” şeklinde konuştu.
