Damping, ekonomik ve ticaret terimleri içinde önemli bir terim olarak dikkat çekmektedir. Temelde, damping 2 açıdan ele alınabilir: fiyat ve maliyet. Fiyat açısından damping, bir firmanın iç piyasada sattığı ürünün fiyatından daha düşük bir fiyata malını dış piyasada satması anlamına gelir. Maliyet açısından damping ise, bir şirketin ürettiği malı üretim maliyetinin altında bir rakama elden çıkarmasına karşılık gelir. Her ikisinde de damping uygulaması, genellikle piyasada rekabette avantaj kazanmak veya belirli stratejik amaçlara erişmek maksadıyla gerçekleştirilir.
Damping Türleri
Damping uygulaması, çeşitli şekillerde kendisini gösterebilir ve genellikle 2 ana kategoride değerlendirilir: geçici damping ve sürekli damping. Geçici damping, malın ihracat ederinin belirli bir zaman dilimi için düşük tutulduğu bir durumdur. Bu tür damping stok fazlasının eritilmesi veya kısa vadeli piyasa şartlarına bir karşılık vermek için uygulanır.
Sürekli damping, malın ihracat fiyatının uzun vadeli bir şekilde düşük tutulmasıdır. Bu tür damping, genellikle rekabet ortamını kırmak suretiyle piyasanın tek veya en büyük hakimi olmak için uygulanır. Firmalar, rakiplerinin direncini kırmak ve pazar payını yükseltmek amacıyla malın fiyatını sürekli olarak düşük tutar. Söz konusu yöntem, daha büyük ve güçlü şirketler tarafından uygulanabilir. Çünkü firmanın uzun süre ürününün fiyatını rakiplerinden daha aşağıda tutabilmesi için buna dirençli olması gerekmektedir.
Damping Uygulamalarının Etkileri
Damping hamlelerinin iktisadi etkileri geniş çaplı olabilir. Geçici damping, kısa vadeli piyasa dalgalanmalarını dengelemekte yardımcı olabilirken, sürekli damping genellikle piyasada adaletsiz rekabet ortamının oluşmasına yol açabilir. Bu nedenle, birçok ülke ve uluslararası ticaret organizasyonu damping uygulamalarını düzenlemek ve denetlemek için çeşitli yasalar ve politikalar üretmektedir.