Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesindeki Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), kamuoyunda tartışma yaratan İklim Kanunu Teklifi'ne yönelik bazı iddiaların gerçeği yansıtmadığını duyurdu. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda geçtiğimiz hafta gündeme alınan ve ilk dört maddesi kabul edilen teklif hakkında dolaşıma giren yanlış bilgilerin kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğu belirtildi.
DMM tarafından yapılan açıklamada, kamuoyunda tartışılan “karbon ayak izi bireylerin özgürlüklerini kısıtlayacak” yönündeki söylemlerin asılsız olduğu ifade edildi. Açıklamada, karbon ayak izinin yalnızca üretim yapan büyük ölçekli işletmeleri kapsadığı ve bireylerin temel anayasal hakları olan mülkiyet, seyahat gibi özgürlüklerle hiçbir bağlantısının bulunmadığı vurgulandı.
Kamuoyunda yer alan “Emisyon Ticaret Sistemi üzerinden vatandaşlardan karbon vergisi alınacak” şeklindeki iddiaların da gerçekle ilgisi bulunmadığını belirten açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“Kanun teklifinde karbon vergisine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Emisyon Ticaret Sistemi yalnızca enerji yoğun sektörlerde faaliyet gösteren sanayi tesisleri için geçerlidir. Bu sistemin bireyleri kapsayan bir yönü söz konusu değildir.”
Ayrıca bazı çevrelerce dile getirilen, “Tarım faaliyetleri yasaklanacak, meyve ağaçlarına el konulacak, hayvancılık sona erecek, yalnızca yapay et tükettirilecek” gibi söylemlerin de gerçekle bağdaşmadığı kaydedildi. DMM, bu iddiaların tamamen spekülatif olduğunu belirterek şu açıklamayı yaptı:
“Söz konusu yasa teklifinde tarımın veya hayvancılığın kısıtlanmasına dair herhangi bir madde yer almamaktadır. Aksine, teklifin temel amacı kuraklık ve doğal afet risklerine karşı tarımsal üretimi, su kaynaklarını ve gıda arz güvenliğini korumaktır.”
Paris İklim Anlaşması üzerinden yapılan “Tarım alanları yabancıların eline geçecek, çiftçi kendi toprağında istediği ürünü yetiştiremeyecek” şeklindeki yorumların da doğru olmadığı ifade edilen açıklamada şu değerlendirmeye yer verildi:
“Paris Anlaşması 2021 yılında TBMM tarafından onaylanarak iç hukuk sistemimize dahil edilmiştir. Türkiye, bu anlaşmayı kendi kalkınma hedeflerini ve koşullarını gözeterek kabul etmiştir. Anlaşma, yürürlüğe girdiği tarihten bu yana çiftçilere ya da tarım faaliyetlerine yönelik herhangi bir sınırlama getirmemiştir; bu yönde bir uygulama da öngörülmemektedir.”
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, kamuoyunun asılsız iddialara karşı dikkatli olması gerektiğini vurgulayarak, resmî kaynaklar dışında yapılan yönlendirmelere itibar edilmemesi çağrısında bulundu.
