12 Temmuz 1916’da Ukrayna’nın Kiev şehrinde dünyaya gelen Lyudmila Mikhailovna Pavliçenko, henüz genç yaşlarda keskin nişancılık yeteneğini fark etti. Kiev Üniversitesi’nde tarih bölümünde eğitim görürken, atıcılık konusundaki yeteneklerini geliştirmek amacıyla bir atıcılık kulübüne katıldı. Bu kulüp, onun ileride dünyanın en etkili keskin nişancılarından biri olmasına zemin hazırladı.
Almanya’nın 1941 yılında Sovyetler Birliği’ne saldırmasıyla Pavliçenko, tereddüt etmeden Kızıl Ordu’ya gönüllü olarak katıldı. Ancak orduya kaydolmak istediğinde dış görünüşü, kayıt subayını şaşırtmıştı. Manikürlü tırnakları ve bakımlı saçlarıyla bir model gibi görünen Pavliçenko, başta hemşire olarak görevlendirilmek istendi. Ancak atıcılık belgesini gösterip, cephede asker olarak savaşmak istediğini belirtince isteği kabul edildi ve 25. Piyade Bölüğü’ne atandı.
Cephede Bir Efsane: 309 Onaylanmış Hedef
Pavliçenko’nun kahramanlık hikâyesi, Odessa cephesinde başladı. İlk iki buçuk ayında 187 düşman askerini öldürerek başarılarını kanıtladı. Daha sonra Sivastopol yakınlarındaki çatışmalarda toplamda 309 onaylanmış öldürme (confirmed kill) gerçekleştirdi. Bu başarısıyla sadece düşmanların değil, aynı zamanda müttefiklerin de dikkatini çekti.
1942 yılında Sivastopol’da savaşırken bir şarapnel parçasıyla yaralanan Pavliçenko, komutanının emriyle cepheden çekilerek bir denizaltıyla bölgeden uzaklaştırıldı. Bu olay, onun cephedeki aktif hizmetine son verse de, etkisi asla silinmedi.
Lyudmila Pavliçenko’nun Mirası
Sovyetler Birliği, onun kahramanlığını onurlandırmak için 1943 yılında bir pul serisi bastı ve seride Pavliçenko’nun fotoğrafına yer verdi. Pavliçenko, savaştan sonra da Sovyet halkı için bir ilham kaynağı olmaya devam etti ve 1974 yılında hayatını kaybetti.
