Windsor Kalesi'nde Gece Yarısı Soygunu! Windsor Kalesi'nde Gece Yarısı Soygunu!

Teknolojik gelişmeler ve küresel bağlantılar sayesinde, erişilmesi neredeyse imkansız olan bölgeler daha ulaşılabilir hale gelmiştir. Ancak, bazı yerler hala erişim açısından zorluklar ve izolasyon açısından öne çıkmaktadır. Bu yerlerden biri, Dünya'nın en uzak yerleşim yeri olarak bilinen Tristan da Cunha Adası'dır.

Tristan da Cunha'nın Konumu ve Özellikleri

Tristan da Cunha Adası, Güney Atlantik Okyanusu'nda yer almaktadır. Güney Afrika'nın Ümit Burnu'ndan yaklaşık 1.740 mil (2.800 kilometre) ve Güney Amerika'nın doğusundan 1.242 mil (2.000 kilometre) uzaklıktadır. Ada, 37 derece güney enleminde ve 12 derece batı boylamında bulunmaktadır. Çapı yaklaşık 6 mil (10 kilometre) olup, toplam yüzölçümü 30 mil kare (78 kilometre kare) civarındadır.

Bu adada, 17 Şubat 2022 itibarıyla yaklaşık 257 kişi yaşamaktadır. Sakinlerinin büyük çoğunluğu İngiliz vatandaşıdır. Ada, yaz aylarını Aralık ve Mart arasında geçirirken, kışın adanın merkezindeki volkanik zirve karla kaplıdır. Tristan da Cunha, dünyanın en ücra yerleşim yeri olarak kabul edilmektedir ve adaya ayda bir kez posta, kargo ve yolcu taşıyan bir gemi ulaşmaktadır.

Dünyanın En Uzak Noktası Hangisidir Görsel 2

Tristan da Cunha Adası’nın Tarihçesi ve Keşfi

Tristan da Cunha Adası, 1506 yılında Portekizli kaşif Tristao da Cunha tarafından keşfedilmiştir. 17. yüzyılda adalar, Ümit Burnu'na ve Hint Okyanusu'na giden deniz yolunda stratejik bir konumda bulunmaktaydı. Bu nedenle, dönemin denizcileri tarafından sıklıkla ziyaret edilmiştir. 1643 yılında Hollandalı mürettebat adaya uğramış ancak adanın uygun bir liman olmaması nedeniyle bu bölgeden kısa sürede vazgeçilmiştir.

1790'da Philadelphia'lı Kaptan John Patten adayı fok avcılığı ve balina avcılığı için kullanmaya çalışmış, 1810'da Massachusetts'ten Jonathan Lambert burada bir ticaret istasyonu kurmaya çalışmıştır. Ayrıca, 1812 Savaşı sırasında Amerikan kuvvetleri adayı İngiliz saldırılarına karşı savunma üssü olarak kullanmıştır.

1816 yılında İngilizler, Fransızların Napolyon'u kurtarmak için Tristan da Cunha'yı kullanmasını engellemek amacıyla adayı ele geçirmiştir. Ancak, adanın stratejik önemini kaybetmesi üzerine İngilizler adayı terk etmiş, 1869'da Süveyş Kanalı'nın açılmasıyla gemiler Tristan'dan geçmeyi bırakmıştır. Adada kalan ilk sakinler ve gemi kazalarından kurtulanlar adayı doldurmaya devam etmiştir.

Günümüzde Tristan da Cunha

Bugün Tristan da Cunha, Birleşik Krallık Denizaşırı Toprakları olarak sınıflandırılmaktadır. Ada, kendi kendine yeterli bir ekonomiyle yaşamını sürdürmekte olup, sakinleri gelirlerini balıkçılık, sınırlı turizm ve posta pulu satışından elde etmektedir. Adada bir okul, hastane, postane, müze, kafe, pub, el sanatları dükkanı, iki kilise, bir köy salonu ve bir yüzme havuzu bulunmaktadır.

Tristan da Cunha, ulaşılması zor olan bölgelerin bir örneği olarak, hem tarihî hem de coğrafi açıdan ilgi çekmektedir. Adanın izolasyonu ve tarihî önemi, onu dünya üzerindeki en uzak yerleşim yerlerinden biri yapmaktadır.

Muhabir: Sibel Bay