Ekonomik şiddet, iktisadi büyümeyi kısıtlayan, toplumsal ve ekonomik yapıdaki eşitsizliklerden beslenen ciddi bir sorundur. Toplumdaki belli kesim ve bireylerin iktisadi yapı içerisinde uğradıkları zorbalığı ifade eden bu şiddet türü üzerinde özellikle Feminist Teori ve yaklaşımların durduğunu söylemek mümkündür. Çünkü söz konusu yaklaşımlara göre, ekonomik şiddete en çok maruz kalan kadınlardır. Ekonomik şiddet, özellikle kadınları hedef alır ve onların iktisadi olarak bağımlı, hareket edemez hale gelmelerine yol açar.
Kimi toplumlarda kültürel beklentiler, kadınların iş yaşamında rol üstlenmesini sınırlayabilir. Bu durum, kadınların istihdam olanaklarından yeterince faydalanmalarını engelleyerek, onları başkalarına bağımlı duruma getirebilir. Tabi söz konusu şiddete maruz kalanlar sadece kadınlar değil. İş yaşamında ötekileştirilenler, eşit işe eşit ücret alamayanlar, hakkı verilmeyen çocuk işçiler de bu şiddet türünün kurbanlarıdır.
Ekonomik şiddetin bir toplumda yayılması o ülkenin iktisadi ve demokratik değerlerine de zarar verir. Bu sebeple sadece tek tek bireyleri ilgilendiren bir problem olarak değil, çözülmesi elzem olan bir toplumsal mesele olduğu idrak edilerek çözüm yolları aranmalıdır.
