18 Nisan 2024- Ankara Ticaret Odası’nın (ATO), İstanbul Gedik Üniversitesi, Başkent Üniversitesi ve Atılım Üniversitesi işbirliğinde düzenlediği, enflasyon düzeltmesi uygulamasının avantajları, dezavantajları ve hukuki boyutlarıyla ele alındığı “Enflasyon Düzeltmesi, Enflasyon Muhasebesi Midir?” paneli ATO Meclis Salonu’nda yapıldı.

Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran ve İstanbul Gedik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kesik’in açılış konuşmalarını yaptığı paneli Ankara Vergi Dairesi Başkanı Yüksel Duman ile Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odası Başkanı Ali Şeref Acar, ATO Meclis ve Komite Üyeleri ile çok sayıda mali müşavir izledi.

“Hak Etmediğimiz Vergilerle Karşılaşıyoruz”

ATO Başkanı Baran, enflasyonun sadece Türkiye’de değil dünyada ticaretin sağlıklı işlemesini engelleyen nedenlerden biri olduğuna dikkat çekerek başladığı konuşmasında şunları izledi:

 “Ticaretin önündeki en büyük sıkıntı belirsizlik ortamı, belirsizliğin de nedeni enflasyon. Sattığımız bir ürünü, aynı fiyattan yerine koyamıyoruz. Sattığımız ürünü yeniden alırken satış fiyatının bile üzerinde almaya başladık.  Ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Görünürde yüksek karlar elde ediyoruz ve bu görüntü nedeniyle hak etmediğimiz vergilerle karşı karşıyayız. Çok para kazandığımız görüntüsü gerçek değil, sanal bir karlılıkla karşı karşıyayız. Bu fiktif kar nedeniyle vergiyle muhatap olmamamız gerekiyor”

Türk Şirketlerden IFA Berlin Çıkarması Türk Şirketlerden IFA Berlin Çıkarması

Baran, enflasyonun iş dünyasını etkileyen sonuçlar ortaya çıkardığını, krediye ulaşmakta ve neredeyse tek ödeme aracı haline gelen kredi kartı konusunda sorun yaşadıklarını anlattı. Baran, “Hep birlikte geçici olan bu sıkıntılara katlanıp, en kısa sürede enflasyon derdinden ve beraberindeki sorunlardan uzaklaşmayı bekliyoruz.” dedi. Enflasyon muhasebesinin sanal karları görünür hale getirerek vergi yükünü azaltacağı ümidiyle talep edildiğini kaydeden Baran, şunları söyledi:

“Bütün amaç yıllardan beridir söylediğimiz gibi verginin tabana yayılarak, adaletli hale gelmesi. Ekonomik büyüme ve gelişmeyi sağlayabilmek için verginin iş dünyasının rekabet düzeyini yükseltecek ve ekonomik büyümeye zemin hazırlayacak bir nitelikte ve oranda olması gerektiği kanaatindeyiz.”

İstanbul Gedik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kesik de açılışta yaptığı konuşmada, enflasyon muhasebesinin Türkiye’de ilk olarak 2004 yılında bir yıllığına uygulandığını, o yıl Maliye Bakanı merhum Kemal Unakıtan’ın kazanılmayan paranın vergisinin alınmayacağını söylediğini hatırlatarak, söz konusu yılda gelir ve kurumlar vergisinde yüzde 10 ila 15 civarında artış görüldüğünü kaydetti. Kesik, “Bir tarafta kazanılmayan paranın vergisini almayacağız söylemi öbür tarafta da vergi gelirlerinde artış var. Burada çelişki var gibi gözüküyor. Detaylarını bugün panelde öğreneceğiz. Panelden çıkacak sonuçlar uygulamaya ışık tutacaktır”  diye konuştu

Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odası Eski Başkanı, Yeminli Mali Müşavir Sakıp Şeker de konuşmasında, enflasyon düzeltmesinin yerel paranın satın alma gücündeki düşüş sebebiyle finansal tablolardaki etkiyi gidermeyi amaçlayan bir düzenleme olduğunu belirtti. Bilançoların enflasyon muhasebesine tabi tutulmasında Vergi Usul Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca çıkartılan 555 sayılı tebliğ ve 165 numaralı Vergi Sirküleri esas alındığını anımsatan Şeker, TMS-29 Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlama Standardıyla da bilançoların düzenlenebileceğini söyledi. İki standart arasındaki farklar hakkında bilgi veren Şeker, bu süreçte mükelleflerin enflasyon düzenlemesi sebebiyle vergi ödeyip ödemeyeceği konusunda endişelendiği kaydetti. Şeker şunları söyledi:

 “Parasal olmayan kıymetlerini öz kaynakları ile karşılamayan işletmeler, enflasyon nedeniyle varlıklarında meydana gelen artışlar nedeniyle ilerde ödemek zorunda kalacakları vergiyi daha erken ödemek zorunda kalabilecektir. Örneğin 2020 yılında banka kredisi kullanarak arsa satın alan bir işletme 2024 yılında arsanın değer artışı nedeniyle enflasyon vergisi ödemek zorunda kalabilecektir. Koyduğu sermeyenin getirisinden daha fazla miktarda bir değer artışına sahip olan işletme söz konusu değer artışının vergisini ödeyecektir. Bu yönüyle enflasyon düzeltmesi bir nevi ‘servet vergisi’ niteliği taşımaktadır. Ortada nakit yaratılmadığı halde nakit çıkışına neden olan vergi yükümlülüğü söz konusu olabilecektir. Bu suretle enflasyon nedeniyle bozulan gelir dağılımı kısmen de olsa düzeltilmiş olacaktır.”

Katılımcılarının sorularının da cevaplandığı panelin ardından, Ankara Vergi Dairesi Başkanı Yüksel Duman, ATO 65 No’lu Danışmanlık Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis Üyesi Ahmet Gültan, Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odası Başkanı Ali Şeref Acar tarafından panelistlere birer plaket takdim edildi.

Kaynak: Bülten