Einstein, 18 Nisan 1955'te hayata veda ettiğinde, beyin dokusu üzerinde yapılabilecek potansiyel araştırmalara dair vasiyetinde bir madde bırakmıştı. Ancak, bu vasiyetin üzerinden çok geçmeden, beyin dokusu gizemli bir şekilde kayboldu. Einstein'ın ölümünden kısa bir süre sonra, 1955 yılında, beyninin çalındığı ortaya çıktı.

Çalınan beyin dokusunun izini sürmek için yıllarca devam eden araştırmalar, pek çok teoriyi beraberinde getirdi. Kimi uzmanlar, Einstein'ın beyin dokusunun bilimsel araştırmalarda kullanılmak üzere alındığını savunurken, diğerleri de bu olayın bir tür mistik veya dini ritüel amaçlı olabileceğini düşündüler.

İlginç bir şekilde, 1990'larda, Princeton Üniversitesi'nde görev yapan Dr. Thomas Stoltz Harvey, Einstein'ın beyin dokusunu gizlice sakladığını ve üzerinde çeşitli araştırmalar yaptığını itiraf etti. Harvey'nin bu eylemi, etik ve yasal sorunlarla birlikte bir tartışma konusu haline geldi.

Einstein'ın beyin dokusunun çalınması, bilimsel etiğin sınırlarını zorlayan bir olay olmasının yanı sıra, büyük bir değişikliği de beraberinde getirdi. Uzmanlar, bu tür olayların bilimsel mirasa zarar verdiğini düşünerek, benzer durumların önlenmesi için etik kuralların güçlendirilmesi çağrısında bulunuyor.

Albert Einstein, Amerika Birleşik Devletleri’nin New Jersey eyaletinde bulunan Princeton Hastanesi’nde öldüğü zaman otopsisini yapmak üzere nöbetçi patolog Thomas Harvey devreye girdi. Einstein’ın, beynini öylece toprağa gömmek istemedi ve beyni, ailesinin izni olmadan aldığını söyledi.

Olay 1990'da çözüme kavuştu. Thomas Harvey’ın yaptığı ortaya çıktı. Harvey'in anlattığına göre, Einstein’ın oğlu Hans Albert’tan beynin kendisinde kalması için izin aldı. Hans Albert’ın tek şartı, babasının beyni üzerinde yapılacak çalışmaların yalnızca bilimsel amaçlı olmasıydı.

Hırsızlık olayından sonra Harvey tarafından 240 parçaya bölünen beyin, bilim insanlarının çalışmalarında kullanılmaya başlandı. Einstein’ın beyninden parçalar almış olan bilim insanları büyük bir hevesle çalışmalara başladılar. Sonuçta ellerinde dünya bilim tarihini değiştiren bir adamın beyninden parçalar vardı. Çalışmalar neticesinde, Einstein’ın beyninin ufak farklar dışında çok da acayip, sıradışı ya da benzersiz bir farkı olmadığı ortaya çıktı.

Harvey elindeki son parçaları Princeton Hastanesi'ndeki patoloji bölümüne bağışladı. Bugün Einstein’ın beynine ait son parçalar Amerika Birleşik Devletleri’nin Pensilvanya eyaletinin Philadelphia şehrinde bulunan The Mütter Museum at The College of Physicians of Philadelphia isimli müzede sergileniyor.