Topkapı Sarayı

İstanbul'un en popüler turistik alanı olan Tarihi Yarımada'daki Topkapı Sarayı, İstanbul'u gezmek isteyenler için ziyaret listesinin en başında yer alıyor.

Fatih semtinde bulunan bu saray, İstanbul'un fethinden sonra inşa edilmiş olup 400 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu'nun idari merkezi olarak hizmet vermiştir.

3 Nisan 1924'te müzeye dönüştürülen Topkapı Sarayı, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk müzesidir.

300.000 metrekarelik bir alana yayılan ve yaklaşık 300.000 arşiv belgesini içeren bu saray müzesi, dünyanın en büyüklerinden biridir.

Topkapı Sarayı’nı, Salı günleri hariç diğer tüm günlerde, saat 10:00-18:00 arasında ziyaret edebilirsiniz.

Dolmabahçe Sarayı

Mustafa Kemal Atatürk'ün hayata gözlerini yumduğu bu saray, İstanbul'u gezmek isteyenler için duygusal anlamı en yüksek yerlerden biri olarak kabul edilmektedir.

Saray, 1856'da Sultan Abdülmecit'in emriyle inşa edilmiştir.

Sarayın yapımı oldukça masraflı olmuş ve padişah, özenle yaptırdığı bu İstanbul'un 3. en büyük sarayında sadece 5 yıl oturabilmiştir.

Saray, Abdülmecit'ten sonra gelen padişahlar tarafından farklı şekillerde kullanılmış ve Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda da yeni devletin modern yüzü olarak hizmet etmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938'de 71 numaralı odada son nefesini vermiştir.

Bu odayı ve Atatürk'e ait kişisel eşyaları görmek isterseniz, Pazartesi günü hariç diğer tüm günlerde, saat 09:00-16:00 saatleri arasında, sarayı ziyaret edebilirsiniz.

Yerebatan Sarnıcı

Bizans İmparatorluğu döneminden günümüze kadar gelen yapılar arasında Yerebatan Sarnıcı bulunmaktadır.

532 yılında inşa edilen sarnıç, o zamanlarda sarayın ve halkın su ihtiyacını karşılamak için kullanılmıştır.

140 metre uzunluğunda ve 70 metre genişliğinde olan Yerebatan Sarnıcı'ndaki en gizemli eser ise Medusa Başlı Heykel'dir.

Sarnıcın kuzeybatısında bulunan iki sütunun altında yer alan bu heykel, Roma Dönemi'nin en önemli eserlerinden biridir.

Haftanın 7 günü açık olan Yerebatan Sarnıcı’nı, 09:00-22:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

Kız Kulesi

İstanbul'un en romantik noktalarından biri olan Kız Kulesi, birçok farklı efsaneye konu olmuştur.

Kule, İstanbul'un fethinden sonra yıkılmış ve yerine ahşap bir kule yapılmıştır. Ancak ahşap yapısı nedeniyle yangına dayanamayan kule, 1725 yılında yeniden inşa edilmiştir.

Tarih boyunca gemilerden vergi toplama, savunma, karantina hastanesi, radyo istasyonu gibi çeşitli amaçlarla kullanılan Kız Kulesi, günümüzde romantik yemekler ve evlilik teklifleri için popüler bir mekân haline gelmiştir.

Hem müze hem de restoran olarak hizmet vermekte olan bu kuleyi, her gün 09:00-22.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

Galata Kulesi

İstanbul'un denilince akla gelen ilk şeylerden biri olan Galata Kulesi, Bizans İmparatoru Justinianos'un talebi üzerine 500'lü yıllarda inşa edilmiştir.

Galata Surları dâhilinde bir gözetleme kulesi olarak inşa edilen kule, farklı dönemlerde farklı amaçlarla kullanılmasının ardından 2020'den itibaren, bir sergi mekânı ve müze olarak hizmet verir.

Galata Kulesi, 2013 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dâhil edilmiştir.

Restorasyonu tamamlanan kule, 25 Mayıs 2024 tarihinden itibaren yeniden ziyaretçilere açıldı.

Galata Kulesi’ni, her gün 08:30-22:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

Kuleye, saat başı en fazla 100 kişi olacak şekilde girişlere izin veriliyor.

Emirgan Korusu

İstanbul'un güzelliklerinden biri olan lale, şehrin sembolü haline gelmiştir. Lale mevsimi geldiğinde, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgi odağı olan Emirgan Korusu, adeta bir renk cümbüşüne dönüşür.

Her yıl bahar aylarında Emirgan Korusu'nun muhteşem manzarası, rengârenk lalelerle dolup taşar.

Koruda Sarı Köşk, Pembe Köşk ve Beyaz Köşk gibi gezilecek birçok nokta bulunmaktadır. Bu köşklerin atmosferinde kahvaltı yapmak da ayrı bir keyiftir.

Bu nedenle, İstanbul'a giden herkesin Emirgan Korusu'nu keşfetmesi ve bu doğal güzelliklerin keyfini çıkarması tavsiye edilir.

Balat

Fatih ilçesine bağlı olan Balat semti, tarih boyunca farklı kültürlerden birçok insanı misafir etmiştir. Bu durum, Balat'ın zengin ve çok kültürlü yapısının temelini oluşturur.

Semt, çeşitli inançlara ait dini yapılar, renkli evler ve benzersiz sokaklarla doludur. Bu nedenle Balat, karmaşık yapısıyla İstanbul'un keşfedilmesi gereken önemli noktalarından biridir.

Renkli sokaklarda dolaşırken, sosyal medya hesaplarınızda paylaşacağınız keyifli fotoğraflar çekebilir ve semtin farklı kültürlerden izler taşıyan hediyeliklerinden alarak sevdiklerinize hediye edebilirsiniz.

Balat'a ziyaretinizde, Ortodoks Patrikhanesi, Kırmızı Mektep ve Merdivenli Yokuş gibi önemli noktaları görmeyi de ihmal etmeyin.

Kuzguncuk

Ekmek Teknesi ve Perihan Abla gibi unutulmaz dizilere ev sahipliği yapmış olan Kuzguncuk, ziyaretçilerini her daim sıcak atmosferiyle karşılar.

Güneşin olmadığı bir günde bile, Kuzguncuk'un renkli evleriyle adeta içini ısıtır.

Kuzguncuk'un tarihi atmosferinde yer alan arnavut kaldırımlı sokaklarda dolaşırken, birçok kafe ve restoranda kahvaltı yapabilir, Türk kahvesinin tadını çıkarabilirsiniz.

Semtte, 3 kuşaktır hizmet veren İsmet Baba'da keyifli bir yemek yeme fırsatını da değerlendirebilirsiniz.

Kuzguncuk, tarihi mirasıyla, lezzetli yemekleriyle ve samimi atmosferiyle İstanbul'un en özel semtlerinden biridir.

Eminönü

Eminönü, şehrin en meşhur semtlerinden biri…

Turistlerle dolu olan Eminönü, Rüstem Paşa Camii ve Süleymaniye Camii gibi önemli yapılarla çevrilidir.

Tarihi Yarımada'nın sınırları içinde bulunan bu semt, İstanbul'da gezilecek yerler listesinde yer alan birçok noktaya da ev sahipliği yapar.

Dolayısıyla, İstanbul’a gittiğinizde, bu semte yolunuzun düşmesi kaçınılmazdır.

Eminönü'ne geldiğinizde, mutlaka yapmanız gereken bazı şeyler vardır. Öncelikle, Haliç Köprüsü üzerinde sıralanmış restoranların taburelerinde oturup balık ekmek yemelisiniz.

Bir İstanbul klasiğini yerine getirdikten sonra, Eminönü'nde ihtiyacınız olan her şeyi bulabileceğiniz dükkânlarda alışveriş yapabilirsiniz.

Büyük Ada

İstanbul'u ziyaret ettiğinizde, mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri de Prens Adalarıdır.

Büyükada, Prens Adaları'nın en büyüğü ve en ünlüsüdür. Genellikle yaz aylarında denize girmek için tercih edilen Büyükada'nın en popüler plajları arasında Prenses Koyu Plajı, Aya Nikola Halk Plajı ve Nizam Plajı bulunur.

Ancak denize giremeyeceğiniz bir dönemde adaya gidiyorsanız, yapılacak birçok aktivite bulunmaktadır.

Bisikletle adayı turlarken ziyaret edebileceğiniz diğer yerler arasında Adalar Müzesi, Meryem Ana Kilisesi ve Reşat Nuri Güntekin’in Evi bulunur.

Ancak Büyükada, havaların ısındığı dönemlerde kalabalık olabilir. Kalabalıktan kaçınmak istiyorsanız, hafta içi gitmeyi tercih edebilirsiniz.

Bu şekilde, adanın huzurlu atmosferinin tadını daha sakin bir ortamda çıkarabilirsiniz.