Pek çoğumuz aşağı- yukarı şöyle bir hikâye dinlemişizdir: ”Dedem Ankara’ya ilk geldiğinde (Başka bir şehir de olabilir) sene 1950’ler… Çankaya’ya kurt iner, Çukurambar’da inekler otlar, Çayyolu’nda kuzular me’lermiş…
İnsan oralara yalnız başına gitmeye korkarmış, adamı delik deşik ederlermiş vesselam.
Tam o sıralar dedeme Çankaya’nın en kıymetli yerinden 5 dönüm arsa satmışlar, bugünün parasıyla bir renkli televizyon parası kadar! Dedem ne yapmış, ‘yahu oraya gündüz gözü kurt iniyor yaşanmaz oralarda demiş’ almamış! Onun yerine daha fazla para verip gitmiş filan yerden almış… Eğer o arsayı alsaymış şimdi var ya…” diye devam eden… (Burada pek belli edilmese de dedeye karşı içten içe bir sitem de vardır…)
İşte şimdi de buna benzer bir durumla karşı karşıyayız.
Sistem tam olarak aynı olmasa da mantık aynı diyebiliriz.
Evet, sanal evren metaverse’te satılan dijital arsalardan bahsediyoruz.
Yakın gelecekte metaverse’te deniz manzaralı yerden arsa bulmak zorlaşabilir.
Sanal inek otlayan, kurt inen -şu anda kıymetsiz gibi görünen- sanal araziler çok ciddi miktarlar tutabilir.
Zira şimdiden dijital dünyaya hızlı bir giriş yapanlar, metaverse’ten arsa alıp, yaşayacakları caddeleri, sokakları ve komşularını bile belirlemeye başladılar.
Bazı arsalar milyonlarca dolara alıcı bulabiliyor!
5 yıl içerisinde dijital evrende bir milyar kişinin yaşayacağı tahmin ediliyor.
Metaverse, bugüne kadar uygulanan sanal dünyanın çok dışında, bilinen bütün kuralların değiştiği bir evren vadediyor.
Dijital evrende hologram arkadaşlar, dostlar, sevgililer olacak.
Eğlence, alış- veriş, seyahat, konserler bu dijital evrenin vazgeçilmezi olacak. (Ünlü rapçi Travis Scott’ın düzenlediği sanal konsere 12,3 milyon seyirci katılmıştı)
Bu evrende istediğiniz yerde yaşayabileceksiniz…
Canınız isterse kışın -hem de istediğiniz an- İsviçre'de kayak yapmaya gidebilirsiniz.
Baktınız üşüdünüz Miami'ye gidip denizin, kumun, güneşin tadını çıkarabilirsiniz.
Ancak bir şartla…
Doğru tahmin ettiniz: Para!
Ancak paranız varsa isteklerinizi gerçekleştirebilirsiniz.
Euro ya da dolar’dan bahsetmiyoruz.
Coin cinsi bir paranız varsa bu dijital evrende artık siz de var olabilirsiniz demektir.
Paranız ölçüsünde metaverse evreninde çeşitli imkânlara sahip olabileceksiniz.
Paranız yoksa gerçek dünyada da sanal dünyada da işiniz zor.
Ancak fakirlerin de metaverse'e girmek isteyeceği düşünülerek onlar için de bir formül bulunmuş.
Paranız yoksa örneğin bir pizzacıda çalışıp para kazanabileceksiniz. Ya da bildiğiniz, uzmanı olduğunuz profesyonel bir işten de para kazanabilirsiniz.
Ancak dijital evrende de olsanız her şey bu kadar tozpembe olmayabilir. Lakin insanın olduğu yerde sorun da var demektir.
Bu evrende dijital ülkeler de olacak. Savaşlar çıkacak, bazı ülkeler işgal edilecek, tazminata mahkûm edilecek.
Burada belirtilenler, bilim kurgu romanlarının sayfalarını terk edeli çok oldu...
New York Times gazetesinde Temmuz ayında yayımlanan makalede şu ifadeler vardı: “Hâlâ ‘metaverse’te değil miyiz? Kripto paracılar şu anda bir metaverse inşa ettiklerini söylüyorlar. Sanat dünyası ise metaverse’ten para kazanıyor. “
Metaverse kimilerine göre dijital ve fiziksel ortamın iç içe geçtiği, bağımsız, özgür ve hür bir platform; kimilerine göre ise küresel finans patronlarının büyük planlarının bir parçası!
Bunu bilemeyiz.
Ancak bildiğimiz bir şey var, o da şu: “3 boyutlu dijital bir evren inşa ediliyor, dünyanın en büyük şirketleri, teknoloji devleri, finans patronları bu evrende bir köşebaşı kapmak için birbirleriyle yarışıyor; sosyal yaşam ve ekonomi ise hızlı bir şekilde dijital evrene evriliyor…”
Yazarımız Burak BALCI'nın 28 Ocak 2024 tarihli yazısından derlenmiştir.