Pek çoğumuz aşağı- yukarı şöyle bir hikâye dinlemişizdir: ”Dedem Ankara’ya ilk geldiğinde (Başka bir şehir de olabilir) sene 1950’ler… Çankaya’ya kurt iner, Çukurambar’da inekler otlar, Çayyolu’nda kuzular me’lermiş…
İnsan oralara yalnız başına gitmeye korkarmış, adamı delik deşik ederlermiş vesselam.
Tam o sıralar dedeme Çankaya’nın en kıymetli yerinden 5 dönüm arsa satmışlar, bugünün parasıyla bir renkli televizyon parası kadar! Dedem ne yapmış, ‘yahu oraya gündüz gözü kurt iniyor yaşanmaz oralarda demiş’ almamış! Onun yerine daha fazla para verip gitmiş filan yerden almış… Eğer o arsayı alsaymış şimdi var ya…” diye devam eden… (Burada pek belli edilmese de dedeye karşı içten içe bir sitem de vardır…)