Chicago'nun suç tarihine damgasını vuran Al Capone, Amerikan mafya tarihinde efsanevi bir figür olarak bilinir. 20. yüzyılın başlarında suç imparatorluğunu inşa eden ve korku salan Capone'un hikayesi, suç dünyasının karanlık yüzünü ortaya koymaktadır.
Alphonse Gabriel Capone, 17 Ocak 1899'da New York'ta İtalyan göçmeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Aslen Yahudi oldukları bilinen aile, Katolik bir yaşam sürüyordu. Zorlu ekonomik koşullar altında büyüyen Capone, genç yaşta çete hayatına adım attı. New York'un Brooklyn semtinde, Five Points çetelerinden birine katıldı. Bu dönemde, genç Capone, suç dünyasının acımasız dinamiklerini öğrenmeye başladı.
30 Aralık 1917'de Mae Josephin Coughlin ile evlendi. Coughlin, İrlanda kökenli Katolik'ti. 4 Aralık 1918'de oğlu Albert Francis Sonny Capone doğmuştu. 21 yaşının altında yaptığı bu evliliği ailesi onayladı.
ABD’deki içki yasağı döneminin başlangıcında, Capone, Chicago'ya göç ederek burada suç imparatorluğunu kurmaya karar verdi. Alkol yasağının getirdiği kaos ortamında, Capone, yasa dışı içki üretimi ve dağıtımı konusunda etkileyici bir iş kurdu. Yeraltı dünyasında hızla yükselirken, aynı zamanda rakip çetelerle sert çatışmalara girişti.
Capone, Chicago'nun alt dünyasında kısa sürede kontrolü eline geçirdi. Alkol, kumar, fuhuş ve bahis gibi suç alanlarında hâkimiyet kurarak dev bir suç imparatorluğu oluşturdu. Capone'un liderliğindeki çete, halk arasında hem korku hem de hayranlık uyandırıyordu. Ancak bu dönemde yaşanan şiddet olayları ve cinayetler, Capone'un adının en çok duyulan ve aranan suçlulardan biri haline gelmesine neden oldu.
Bugs Moran'ın çetesi, Capone'un kaçak içki taşıdığı uçakları kaçırmış, Chicago Outfit'in yönettiği kukla belediye başkanlarından ikisini öldürmüş ve üç kez kilit adamlardan biri olan Jack McGurn'u öldürmeye çalışmıştı. Mor Çete, Bugs Moran'ı ve adamlarının çoğunu bir oyunla Chicago'dan uzaklaştırdı ve Kuzey Kesimi Çetesi'nin Lincoln Park'taki bir garaj yerinde çok az adamı kaldı.
Capone'un adamlarından Fred Burke ve birkaç güvenilir adam daha polis kılığına girdi ve 14 Şubat 1929'da Kuzey Clark Sokağı'nda Moran'ın yerini bastılar. Mücadelesiz altı çete üyesi ve bir ziyaretçileri duvara dizilip tarandı. Cinayetler tam olarak aydınlatılamadığı için duruşma olmadı. Capone, kendisine yönelik suçlamaları 14 Şubat 1929'da Florida'da olduğunu ispat ederek çürüttü.
Capone'un suç imparatorluğu, federal hükümetin dikkatini çekti. Vergi kaçakçılığı suçlamalarıyla başlayan soruşturma, Capone'un 1931'de hapis cezasına çarptırılmasına yol açtı. 11 yıl süren hapis hayatı, onun güç dünyasından uzaklaşmasına neden oldu. Ancak hükümetin operasyonları, Capone'u yakalamakla kalmayıp suç imparatorluğunu da çökertti.
Hapisten çıkan Capone, sağlık sorunlarıyla boğuştu. Sifilis hastalığına yakalandı ve zihinsel sağlığı giderek bozuldu. 1947'de hayatını kaybeden Capone, bir dönemin en ünlü mafya babalarından biri olarak tarihe geçti. Ancak ölümünden sonra bile, Al Capone'un izleri Chicago'nun suç tarihinde derin bir şekilde hissedilmeye devam etti.
Al Capone'un hayatı, Amerikan suç tarihinde efsaneleşmiş bir karakterin yükselişini ve düşüşünü anlatan bir hikayeye dönüştü. Chicago'nun gölgesinde bıraktığı bu karanlık iz, günümüzde bile suç dünyasının geçmişine dair çarpıcı bir anı olarak varlığını sürdürüyor.
The Godfather serisinde Don Vito Corleone, Al Capone ve Vito Genovese'den esinlenerek yaratıldı. Corleone tıpkı Capone gibi İtalya'dan ABD'ye göç etmişti ve Vito Genovese ile aynı adı taşıyordu. Corleone'nin büyük oğlu Sonny, Capone'un oğluyla aynı addaydı.
Dokunulmazlar filminde Capone'u Robert de Niro canlandırdı. HBO'nun Boardwalk Empire dizisinde ise yan karakter olarak Stephan Graham tarafından canlandırılmıştır.
