Sanayi atölyesinden çıkan bir işçi olarak başladığı hayatında, bugün Seyit Onbaşı, Barış Manço ve Ahmet Kaya gibi Türkiye’nin kültürel ve tarihi değerlerini ölümsüzleştiren eserleriyle tanınıyor. Ostim Sanayi Bölgesi'ndeki mütevazı atölyesinde sanatını icra eden Daşkın, yaşam öyküsü ve sanat serüvenine dair samimi açıklamalarda bulundu.
"Sanat Her Zaman İçimdeydi"
Sanat yolculuğunun çocukluk yıllarına uzandığını belirten Murat Daşkın, sanata olan ilgisinin resimle başladığını ifade ederek, "Küçüklüğümden beri sanata karşı bir ilgim vardı. İlkokulda ve ortaokulda resimler çizerdim ama lise yıllarında bu ilgim daha belirgin hale geldi. O dönemlerde okul duvarlarına resimler yapmaya başladım. İlk büyük eserim, bir okul duvarına yaptığım koy resmi oldu. O yıllarda akademik anlamda çok başarılı bir öğrenci değildim, ama sanat, derslerden bağımsız olarak benim hayatımın merkezinde yer alıyordu." dedi.
Bu süreçte öğretmenlerinin desteğiyle farklı alanlarda kendini ifade etmeye başladığını anlatan Daşkın, üniversite eğitimi için Gazi Üniversitesi Seramik Ana Sanat Dalı’nı tercih ettiğini belirtti. Ancak burada aldığı eğitimin sanatsal ilgilerine pek hitap etmediğini şu sözlerle dile getirdi:
"Seramik bölümünü seçtim ama bu alan beni tatmin etmedi. Daha çok figüratif sanatlarla ilgilenmek istiyordum. Üniversite yıllarında tiyatroya olan ilgim de devam ediyordu. Tiyatroyla ilgilenirken yazarlığa merak sardım. Turgut Özakman’ın yazarlıkla ilgili kitabını okuyarak oyun yazmaya başladım ve ardından ona ulaşıp yazdığım oyunu değerlendirmesini rica ettim. Hayatımın dönüm noktalarından biri de bu oldu."
“Turgut Özakman’ı Ölümsüzleştirme Çabam, Heykelcilik Kariyerimin İlk Adımı Oldu"
Murat Daşkın’ın heykeltıraşlığa ilk adımı, büyük bir hayranlık duyduğu Turgut Özakman’ın büstünü yapma girişimiyle başladı. Bu süreçte hiçbir heykel eğitimi almadığını, tamamen kendi çabalarıyla bir eser ortaya koyduğunu belirten Daşkın, şu ifadeleri kullandı:
"O dönemde heykel yapmayı hiç bilmiyordum. Turgut Özakman’a olan sevgim nedeniyle onun bir büstünü yapmaya karar verdim. İnternetten araştırarak malzemeler satın aldım ve ilk heykelimi yaptım. Ancak Turgut Hoca bunu kabul etmedi. Eser elimde kaldı. Daha sonra Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne ulaştım ve büstü sahnelerinden birine yerleştirdik. Bu vesileyle Yılmaz Büyükerşen ile tanıştım. Yaptığım çalışmayı beğendi ve kendi büstünü yapmamı istedi. İşte bu süreç, beni heykeltıraşlık alanında ilerlemeye motive etti."
“Figüratif ve Gerçekçilik: Sanatımın Temel Taşları”
Murat Daşkın, heykellerinde gerçekçiliğe verdiği önemin altını çiziyor. Kullandığı malzemelerden çalışma yöntemine kadar her detayın, heykellerine hayat vermede büyük rol oynadığını dile getirerek, "Gerçekçiliği en üst düzeyde tutmaya çalışıyorum. Heykellerimde polyester, poliüretan ve silikon gibi kaliteli malzemeler kullanıyorum. Özellikle balmumu heykellerde kullanılan silikon, gerçekçi bir doku elde etmek için çok önemli. Çalışmalarımda en ince ayrıntıyı dahi atlamamaya özen gösteriyorum. Bir heykelin bitmiş sayılması için onu tatmin edici bir gerçeklik seviyesine ulaştırmam gerekiyor." şeklinde konuştu.
Atölyesindeki çalışma düzeninden bahseden Daşkın, en üretken zamanlarını geceleri geçirdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Heykel yaparken zaman kavramını kaybediyorum. Geceleri çalışmayı tercih ediyorum çünkü gün içinde telefonlar, misafirler ve diğer işler dikkati dağıtabiliyor. Gece sessizliği içinde daha verimli çalışıyorum."
“Sanat Para için Değil, Bir Tutku İçin Yapılır”
Daşkın ayrıca, yaptığı işin maddi yönünden ziyade manevi tatminine önem verdiğini söyleyerek, "Heykel yaparken aldığım haz, bir eserin para etmesinden çok daha kıymetli. İşimi severek yapıyorum ve bu sevdiğim işin para kazandırıyor olması da benim için bir bonus. Sevdiğiniz işi yapmak, hayatınızı daha anlamlı kılıyor." ifadelerini kullandı.
“Anıtkabir için Bir Atatürk Heykeli Yapmayı Hayal Ediyorum"
Gelecekte gerçekleştirmek istediği projelerden biri olarak Anıtkabir için özel bir Atatürk heykeli yapmayı planladığını söyleyen Daşkın, "Anıtkabir için büyük ve anlamlı bir Atatürk heykeli yapmak istiyorum. Bu heykelin, Atatürk’ün vizyonunu ve liderliğini yansıtan bir eser olmasını hedefliyorum. Sadece bu projeye odaklanırsam yaklaşık 6 ayda tamamlayabilirim." dedi.
Sanatsal yeteneğin doğuştan geldiğine inandığını dile getiren Daşkın, genç sanatçılara şu tavsiyelerde bulundu:
"Sanatsal yetenek doğuştan gelir ve sonradan öğrenilemez. Ancak teknik bilgiyi çalışarak geliştirebilirsiniz. Gençlere tavsiyem, ne kadar zorlukla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, sevdikleri işi yapmaktan vazgeçmemeleridir. Sevdiğiniz işi yapmak, hayatınızı güzelleştirir."
Murat Daşkın’ın Biyografisi
1975 yılında Ankara’da doğan Murat Daşkın, Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Seramik Ana Sanat Dalı’ndan mezun oldu. Heykel sanatına olan ilgisi, üniversite yıllarında başladı. Çalışmalarında özellikle figüratif ve gerçekçi tarzı benimseyen sanatçı, heykel yapımında modern teknolojilerle geleneksel teknikleri birleştiriyor. Çeşitli anıt heykel projelerine imza atan Daşkın, halen Ankara Ostim Sanayi Bölgesi’ndeki atölyesinde üretimlerini sürdürüyor.