Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Kadriye Ufuk Elgin, Dünya Glokom Haftası kapsamında yaptığı açıklamada, glokomun dünya genelinde kalıcı görme kaybının en yaygın nedenlerinden biri olduğunu belirterek şu uyarıyı yaptı: 

“Glokom, göz içi basıncının artması sonucu görme sinirinde geri dönüşü olmayan hasarlara yol açan ciddi bir hastalıktır. En büyük tehlikesi ise hastaların çoğunda hiçbir belirti vermeden ilerlemesidir. Görme kaybı fark edildiğinde genellikle iş işten geçmiş olur.”

“Glokom Hastalarının Tamamı Potansiyel Görme Engelli Adayıdır”

Glokomun dünya genelinde 80-90 milyon kişiyi etkilediğini ifade eden Prof. Dr. Elgin, “Bu hastalığa yakalanan herkes potansiyel bir görme engelli adayıdır. Ancak düzenli göz muayenesiyle erken teşhis edilirse hastalık kontrol altına alınabilir” dedi. 

Glokoma yakalanma riskinin bazı gruplarda daha yüksek olduğunu vurgulayan Elgin, “Özellikle 60 yaş ve üzerindeki bireyler, ailesinde glokom öyküsü bulunanlar, şeker hastaları, miyoplar, uzun süreli kortizon tedavisi görenler ve ciddi göz travması geçirenler risk grubunda yer alır. Bu kişilerin düzenli göz muayenesi olması çok önemlidir” diye konuştu. 

Glokom Hastalarına Uyarı Göz Damlasını Aksatmayın

“Hastaların Büyük Bir Kısmı Glokomu Çok Geç Fark Ediyor”

Glokomun en sık görülen türü olan açık açılı glokomun uzun yıllar belirti vermeden ilerlediğine dikkat çeken Prof. Dr. Elgin, “Hastalar görme kaybını fark ettiğinde hastalık genellikle ileri evreye ulaşmıştır. Çevresel görme kaybı ile başlayan süreç, zamanla ‘tünel görme’ dediğimiz, yalnızca dar bir alandan bakıyormuş hissiyle sonuçlanır” dedi. 

Glokomun nadir ancak çok tehlikeli bir türü olan dar açılı glokomda ise belirtilerin daha dramatik olduğuna işaret eden Elgin, “Bu hastalarda göz içi basıncı aniden 40-50 mmHg’ye kadar çıkabilir. Şiddetli göz ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı, ışıkların etrafında renkli halkalar görme ve göz kızarıklığı gibi belirtiler görülür. Bu, acil müdahale gerektiren bir durumdur. Tedavi edilmezse kalıcı körlük kaçınılmaz olur” şeklinde konuştu. 

“Glokomun Erken Tanısı için 40 Yaşından Sonra Düzenli Göz Muayenesi Şart”

Glokomun ancak düzenli göz muayeneleriyle erken teşhis edilebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Elgin, “40 yaşına gelen her bireyin detaylı bir göz muayenesi yaptırması gerekir. Risk faktörü taşımayan bireyler için bu muayene 3-5 yılda bir yeterli olabilir. Ancak glokom riski taşıyan bireylerin daha sık kontrol edilmesi gerekir. 60 yaş sonrası ise muayeneler her yıl tekrarlanmalıdır” ifadelerini kullandı.

Glokomun teşhisi için göz içi basıncı ölçümü, kornea kalınlık analizi ve görme siniri değerlendirmesi gibi detaylı tetkikler yapılması gerektiğini belirten Elgin, “Bu muayenelerde hastanın glokomdan etkilenip etkilenmediği tespit edilir ve gerekli tedavi sürecine başlanır” ifadelerini kullandı. 

“Glokom Tedavi Edilebilir Ancak Tamamen Yok Edilemez”

Glokomun tamamen ortadan kaldırılabilen bir hastalık olmadığını ancak ilerlemesinin durdurulabileceğini belirten Prof. Dr. Elgin, “Tedavide temel amaç, göz içi basıncını kontrol altına alarak görme sinirinde daha fazla hasar oluşmasını önlemektir” dedi.  

İlaç, lazer ve cerrahi yöntemlerin tedavide kullanıldığını vurgulayan Elgin, “İlk basamak tedavi genellikle göz damlalarıdır. Bu damlalar düzenli kullanılmadığında hastalık hızla ilerleyebilir. Glokom hastalarının ilaçlarını doktorun önerdiği saat ve dozda kullanmaları hayati önem taşır” dedi. 

Glokom Hastalarına Uyarı Göz Damlasını Aksatmayın1

El Temizliği Nasıl Yapılır? El Temizliği Nasıl Yapılır?

“Ramazan'da Göz Damlalarını Aksatmayın”

Özellikle Ramazan ayında hastaların göz damlalarını aksattıklarına dikkat çeken Prof. Dr. Elgin, “Birçok hasta oruçlarının bozulacağından endişe ederek göz damlalarını kullanmıyor. Ancak göz damlaları orucu bozmaz ve ihmal edilmemelidir. Tek bir dozun bile atlanması, kalıcı görme kaybına neden olabilir” uyarısında bulundu. 

“Glokomdan Korunmak için Sağlıklı Yaşam Alışkanlıkları Şart”

Glokomun ilerlemesini yavaşlatmak ve hastalığın gelişme riskini azaltmak için sağlıklı yaşam alışkanlıklarının büyük önem taşıdığını belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Kadriye Ufuk Elgin, şu önerilerde bulundu:

"Glokomdan korunmak ve hastalığın ilerleyişini yavaşlatmak için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek şarttır. Öncelikle düzenli göz muayenesi yaptırılmalıdır. Sigara ve alkolden uzak durulmalıdır çünkü bu maddeler göz içi basıncını artırarak glokomu kötüleştirebilir."

Beslenmenin göz sağlığı üzerindeki etkisine de değinen Elgin, "A ve C vitamini açısından zengin besinler tüketerek göz sağlığınızı destekleyebilirsiniz" dedi. Egzersizin önemine dikkat çeken Elgin, glokom hastalarının baş aşağı pozisyonlardan kaçınmaları gerektiğini belirterek "Düzenli egzersiz yapın ancak yoga gibi baş aşağı pozisyonları içeren hareketlerden uzak durun" diye konuştu. Ayrıca, göz yaralanmalarına karşı koruyucu önlemler alınmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.

“Beslenme Glokomun Seyrini Etkiliyor”

Glokom hastalarının yaşam tarzlarının hastalığın ilerleyişi üzerinde büyük bir etkisi olduğunu belirten Elgin, "Sağlıklı bir diyet, göz sağlığınızı koruyarak glokomun ilerlemesini yavaşlatabilir" dedi.

Glokom hastalarına önerilen besinleri sıralayan Elgin, şunları söyledi:

"C vitamini açısından zengin narenciye ve yeşil yapraklı sebzeler tüketilmelidir. E vitamini kaynağı olarak badem, fındık, ceviz, avokado ve balık tercih edilebilir. B vitaminleri için tahıl ürünleri, antioksidanlar içinse yaban mersini, çilek, kırmızı ve mor meyveler faydalıdır. Ayrıca, omega-3 ve omega-6 yağ asitleri bakımından zengin besinler olan balık yağı, keten tohumu yağı ve ceviz de göz sağlığına olumlu katkılar sunar. Bunun yanı sıra, çekirdekli siyah üzüm ve bitter çikolata da antioksidan özellikleri nedeniyle tüketilebilir."

“Sigara ve Aşırı Kafeinden Kaçınılmalı”

Sigaranın tüm vücut sağlığı gibi göz sağlığı için de ciddi zararları olduğunu belirten Elgin, "Sigara, glokomu kötüleştiren en önemli faktörlerden biridir. Kesinlikle bırakılmalıdır" ifadelerini kullandı.

Alkol tüketimi ile glokom arasındaki ilişkiye dair kesin bir bilgi olmadığını belirten Elgin, şu açıklamalarda bulundu:

"Günde bir kadeh kırmızı şarap, antioksidan özelliği nedeniyle faydalı olabilir. Ayrıca siyah ve yeşil çay tüketimi glokom hastaları için olumlu etkiler sağlayabilir. Ancak aşırı kahve tüketimi göz içi basıncını artırarak göz sağlığını olumsuz etkileyebilir."

“Glokom Hastaları için Egzersiz Önerileri”

Düzenli egzersizin glokom hastaları için önemli olduğunu vurgulayan Elgin, "Haftada üç ila dört gün, 40 ila 45 dakika süren dinamik aerobik egzersizler (yürüyüş, koşu, bisiklet) göz sağlığı açısından faydalıdır" dedi.

Ancak bazı sporların glokom hastaları için riskli olabileceğini belirten Elgin, şu uyarılarda bulundu:

"Başın uzun süre aşağıda kaldığı yoga pozisyonları, ağırlık kaldırma ve squat gibi izometrik egzersizler göz içi basıncını artırabilir. Ayrıca bungee jumping gibi ani basınç değişimine neden olan sporlar ve sıkı yüzücü gözlükleriyle yapılan dalış sporları da glokom hastaları için uygun değildir."

Glokom hastalarının göz sağlıklarını korumak için yaşam tarzlarına dikkat etmeleri gerektiğini belirten Elgin, "Düzenli doktor kontrollerini ihmal etmemek, glokom tedavisinde en kritik unsurlardan biridir" diyerek sözlerini tamamladı.

Muhabir: Sibel Bay