Günlük hayatımızda yönümüzü belirlemek için çevremizdeki yapı ve nesneleri birer referans noktası olarak kullanırız. Görüş alanımızda bu tür sabit bir referans bulunmadığında, yön tayini konusunda zorluk yaşarız. Aynı durum, gözlerimiz kapalı olduğunda da geçerlidir. Örneğin, birisi gözlerinizi kapatıp dümdüz yürümenizi istediğinde, varış noktasında kendinizi beklemediğiniz bir konumda bulmanız oldukça olasıdır.
Bu konu üzerine yapılan çeşitli deneylerde, gözleri kapalı şekilde düz yürümeye çalışan bireylerin genellikle daireler çizerek ilerlediği gözlemlenmiştir. Araştırmacılar, bu durumun bilişsel algıyla ilişkili olabileceğini öne sürmektedir. Her bir adımda, kişinin “düz” yürümeye yönelik algısında küçük bir sapma meydana gelir. Bu sapmalar birikerek ilerledikçe, kişinin hareket ettiği hat kıvrılmaya başlar ve sonuçta bir dairesel hareket oluşur.
Vestibüler ve Proprioseptif Sistemlerin Rolü
Uzmanlar, bu fenomenin mekanizmasını henüz tam olarak anlamış olmasa da, vestibüler sistem (dengeyi sağlayan iç kulak yapıları) ve proprioseptif sistemin (vücut pozisyonunu algılayan duyusal sistem) birlikte çalışarak bu süreci yönettiğini düşünmektedir. Vestibüler sistem, mekânsal algıyı ve dengeyi yönetirken, proprioseptif sistem kollar, bacaklar ve baş gibi vücut bölümlerinin pozisyonunu anlamamıza yardımcı olur.
Görsel ipuçları olmadığında, vestibüler sistemin verdiği sinyallerin zaman zaman hatalı olabileceği ve bu durumun bireyin konum algısında sapmalara neden olduğu ifade edilmektedir. Bu hata, kişinin “düz” yürüme algısını bozarak, farkında olmadan yön değiştirmesine yol açabilir.