Emekli ilkokulu öğretmeni olan Gülseren Akdaş aslında edebiyat öğretmeni olmak istediğini ancak sürecin çok farklı işlediğini şu sözlerle anlattı; "Edebiyat öğretmeni olamayan ilkokul öğretmeniyim çünkü o dönemde öğretmen okulu son sınıftayken nişanlandığım için (biz meslek okulu mezunlarıyız) eşim tabii buna karşı çıktı. Ancak ben her defterin arasına minik minik öyküler yazardım işte derneği kurunca kitaplar hayata geçti".

Genellikle kadın konusu etrafında yazdığını belirten Akdaş; "Bütün kitaplarımın konusu kadındır. Kadını işlerken de mutlaka bir sosyal yaramızı mercek altına alıyorum. Rüzgarın Ucunda Bir Bulut kitabında ikinci evliliklerin insanlar üzerindeki etkilerini anlatıyorum. Başka bir kitabımda bir babanın yaptığı hatayı çocuk omuzlarında taşıyabilir mi? Nasıl taşıyabilir? Onu anlattım. Ya da dini çatışma ile üniversitenin 2 gencin üzerindeki etkileri yazdım. Gizemli Ada’yı çocuklar çok istedi onu, 6, 7, 8. Sınıflar için yazdım. Biraz maceralı ama içinde aileye dair her şey var" şeklinde konuştu.

Çankaya Belediyesi'nden Öğrencilere Ücretsiz Akşam Yemeği Çankaya Belediyesi'nden Öğrencilere Ücretsiz Akşam Yemeği

Rüzgarın Ucunda Bir Hayat

Kitap kapaklarını genellikle kızının tasarladığını söyleyen yazar Akdaş; "Kızım resim öğretmeni, sadece iki tanesine yetişemedi. Rüzgarın Ucunda Bir Bulut’u bana anlatan kişi bir fuarda beni gördü ve yanıma geldi. Dedi ki, hocam benim hayat hikayemi yazar mısın? Ben de nasıl anlatacaksın? Senin anlatmana bağlı dedim. O zaman dedi telefonda ben sana hayat hikayemi anlatayım. Karakterlerin isimlerini, mesleklerini, öykünün geçtiği yeri değiştirdim. Mesela kitap Çeşme’de geçiyor. Kitap ikinci evliliğin kadında yarattığı korkuyu anlatıyor kitap. Çünkü kaçak yaşamak zorunda kalıyor. Yani eşi olmuyor zaten yani gayrı meşru yaşamış oluyorlar. O yüzden de biraz sıkıntılı bir hayatı oluyor. Bu hayatın içinde bir genç kız yetiştiriyor biz delikanlı yetiştiriyor. Birazcık dinsel çatışma da var işin içinde. Böylece bir roman oluştu. Rüzgarın ucunda uçan bir hayat bu. Senaryosu da yazıldı. İzmit fuarında bir senarist bundan çok güzel dizi olur dedi. Ama bu dönemde hiç ses yok. Ama biz romanın 4. Baskısını yaptık ve severek okunuyor" dedi.

Muhabir: Arda Kemal Atay