Gümrük Birliğinin temel işlevi, üye ülkeler arasında gümrük vergilerini kaldırarak, ortak bir dış ticaret politikası oluşturmak ve düzenli ticaretin organizasyonunu sağlamak için tek bir tarifeye dayalı bir sistem izlemektir. 1995 yılında Avrupa Birliği (AB) Gümrük Birliği tamamen yürürlüğe girmiş ve AB üye ülkeleri arasındaki iç ticaretin engelleri kaldırılmıştır.
AB Gümrük Birliği yalnızca üye ülkelerle sınırlı kalmamış, aynı zamanda bazı özel anlaşmalarla diğer ülkelerle de iş birliği yapılmıştır. Andorra, Birleşik Krallık, Monako, San Marino ve Türkiye gibi ülkeler, AB ile çeşitli ticaret anlaşmaları imzalayarak Gümrük Birliği kapsamına dahil edilmiştir. Türkiye’nin bu birliğe dahil olmasının temel nedeni, 1963 yılında imzalanan Ankara Anlaşması'na dayanan Gümrük Birliği protokolüdür. Türkiye, 1996'dan itibaren AB içindeki serbest ticaret olanaklarından yararlanabilmek için Gümrük Birliği’nin kurallarına uyum sağlamaktadır.
Bu anlaşma, Türkiye’nin AB ile ticaretinin serbestleşmesine ve gümrük vergilerinin azaltılmasına olanak tanımış, ayrıca ekonomik ilişkilerde önemli bir gelişim süreci başlatmıştır. Fakat Türkiye'nin Gümrük Birliğine dahil olması yalnızca ticaret alanında değil, aynı zamanda AB ile daha yakın bir entegrasyon sağlama yönünde de önemli bir adım olmuştur. Bu süreç, Türkiye'nin AB ile olan ekonomik ilişkilerinin derinleşmesine ve bölgesel ticaretin artmasına yardımcı olmuştur.
Gümrük Birliği, üye ülkeler arasında ticaretin serbestleştirilmesi ve ekonomik iş birliğinin kuvvetlendirilmesi açısından büyük bir öneme sahiptir. Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği’ne dahil olması, iki taraf arasında ticaretin kolaylaşmasını ve iktisadi ilişkilerin gelişmesini sağlamış, Türkiye’ye AB pazarında daha geniş bir alan açmıştır.