İtalya, kıtadaki en düşük obezite oranlarından birine sahip. Peki, bu kadar unlu mamul tüketmelerine rağmen nasıl ince kalabiliyorlar?
Bunun başlıca nedeni un. İtalyanlar genellikle Doppio Zero olarak bilinen Type 00 unu tercih ediyor. Bu un, ince öğütülmüş yapısı ve düşük glüten içeriğiyle bilinen en kaliteli un türlerinden biri olarak öne çıkıyor.
Ayrıca İtalya’da un üretimi konusunda sıkı kurallar var. Yasalara göre, unun yüzde 100 tahıldan yapılması gerekiyor ve buna hiçbir katkı maddesi eklenmiyor.
ABD’de ise satın alınan unlarda ağartıcı ve koruyucu gibi çeşitli kimyasallarla karşılaşmak mümkün. Bunlar arasında azot oksitleri, klor, nitrosil klorür, klor dioksit ve ayakkabı tabanlarında kullanılan azodikarbonamid gibi maddeler yer alıyor. Bu kimyasalların birçoğu, sindirim sorunlarına ve kilo alımına yol açan unsurlar arasında sayılıyor.
Pişirme teknikleri de bir diğer önemli faktör. Hamurun fazla ısıyla temas etmemesi, glütenin açığa çıkmasını önleyerek sindirimi kolaylaştırıyor. Türkiye’de makarna uzun süre haşlanarak hamur kıvamına getirilirken, İtalya’da makarna yalnızca 2-4 dakika pişirilip hemen tencereden alınır. Bu sayede glüten salınımı en aza indirgenir ve kilo alma riski azalır.
İtalyanların zayıf kalmasının sebepleri sadece bunlarla sınırlı değil. Geleneksel “La Passeggiata” yürüyüşü, günlük yaşamlarında önemli bir yer tutuyor. İş çıkışında, yemekten önce saat 5 ile 8 arasında yaptıkları yürüyüş hem sindirime yardımcı oluyor hem de kalori yakmalarını sağlıyor.
Beslenme alışkanlıklarına baktığımızda, İtalyanlar Akdeniz diyetiyle taze mevsim sebzelerini ve daha çok beyaz et ile balığı tercih ediyorlar. İşlenmiş gıdalardan uzak durup, ev yapımı yiyecekleri ön planda tutuyorlar. Üstelik porsiyonlar da oldukça küçük, bu da kilo kontrolünde büyük rol oynuyor.
Özetle, İtalyanlar sağlıklı ve fit kalmak için hem kaliteli un kullanımı hem de yüzyıllardır süregelen geleneksel yaşam tarzlarını koruyarak başarılı oluyorlar.
