Gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasındaki ekonomik uçurum, küresel eşitsizliklerin en belirgin örneğidir.

Bu eşitsizlikler, tarihsel sömürgecilik, adil olmayan ticaret ilişkileri ve küresel finansal sistemin yapısı gibi faktörlerden kaynaklanır. Bu faktörler de kalkınma kavramına olan yaklaşımlar üzerinde belirleyici olur.

Kalkınma Modelleri ve Eleştiriler

Kalkınma modelleri, farklı ideolojik yaklaşımlara dayanır. Örneğin, neoliberal modeller, serbest piyasa ekonomisi ve özelleştirmeyi öne çıkarırken, alternatif modeller, kamu mülkiyeti ve sosyal refahı vurgular.

Ancak neoliberal politikalar, özellikle gelişmekte olan ülkelerde yoksulluğu artırmak ve eşitsizlikleri derinleştirmekle eleştirilmiştir. İktisadi yaklaşımların kalkınma kavramına nasıl baktığı, hangi değerleri öncelediği önemli hususlardır. Bunlar üzerinden yaklaşımlara ilişkin olumlu ya da olumsuz bazı eleştiriler yöneltilir.

Sürdürülebilir Kalkınma

Sürdürülebilir kalkınma, ekonomik büyüme ile çevresel ve sosyal refahı dengelemeyi amaçlar. Bu yaklaşım, özellikle iklim değişikliği ve kaynakların tükenmesi gibi küresel sorunlar karşısında önem kazanmıştır.

Ancak sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak, uluslararası iş birliği ve adil bir ekonomik düzen gerektirir. Bu düzenin tesisi için de tüm paydaşların elini taşın altına koyması gerekmektedir.

Borsa İstanbul’da Yatırımcılar Konut Satışları Verilerine Odaklandı Borsa İstanbul’da Yatırımcılar Konut Satışları Verilerine Odaklandı

Son dönemlerde adeta moda olan ve yükselişe geçen ‘sürdürülebilirlik’ mottosu çok önemlidir. Bunu önceleyen yaklaşımlar için kalkınma sadece rakamlardan, istatistiklerden ibaret değildir. Bahse konu yaklaşımlar, iktisadi büyümenin yanı sıra çevresel etkileri de dikkate alırlar. Sürdürülebilirliği savunanların düşünceleri insan merkezliliğe dayanır.

Muhabir: Utku Kabakcı