NECMETTİN KURUCU

Ekin Mahallesi'nde, bakkal kültürü hala popülerliğini koruyor. Ticari Hayat Gazetesi olarak, 25 yıldır geleneği korumaya devam ettiren Başar Market'i ziyaret ettik. 
 
Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

47 yaşındaki  İbrahim Başar, arkadaşının tavsiyesi üzerine başladığı bakkalcılık mesleğini yaklaşık 25 yıldır sürdürüyor. Tüm mahallenin güven ve sevgi ile andığı Başar, mesleğini severek sürdürmeye devam ediyor.

Bu mesleği yapabilmek için gerekli olan özellikler nelerdir?

"Tatlı dil, güler yüz, müşteriye güven verebilmek. Müşteri bu kapıdan çıktığı zaman 'ben aldatıldım' zihniyetiyle çıkmamalı. Biz müşterilerimize misafir gözüyle bakıyoruz. Bütün esnaf arkadaşlara tavsiyem doğruluktan, dürüstlükten ayrılmasınlar. Müşteriler ile aramızdaki bağı sağlam bir temel üzerine kuruyoruz. Bu mesleğe başladığım ilk günden beri önceliğim güven oldu. Örneğin mahalleli anahtarını da emanet edebiliyor ya da çocuğunu da emanet edebiliyor. Günümüzde bunu  gönül rahatlığı ile yapabilmek ne yazık ki zor. Bizler böyle bir şeye vesile olduğumuz için büyük mutluluk duyuyoruz.” 

Günümüzde bakkalcılık azalsa da siz devam ettirmeyi başarıyorsunuz. Bu başarının sırrı nedir?

“Müşterilerimizin alışveriş  dışı ihtiyaçlarını da karşılıyoruz. Bu gelenek geçmişimizden bir miras. Bizler de mahalle kültürü ile büyüyen ve mahalle bakkalından ihtiyaçlarını karşılayan bir nesildik. Ben burada onlara yardım ediyorum onlar da bana her konuda destek oluyor. Eski kültürde de mahalle bakkalı çok önemli yer kaplıyor. Tüm önemli meseleler burada konuşulurdu. Biz de saygı ve güven çerçevesinde işletmemizi ayakta tutuyoruz. Mahalle bakkalcılığı büyük bir sabır ve özveri ister. Özellikle müşteriler ile arandaki iletişimin kuvvetli olması lazım. Onları müşteri ve maddiyat olarak değil manevi ve misafir olarak görmelisiniz."

Günümüzde zincir marketler hemen yere yayılmış durumda. Siz bu durumdan nasıl etkileniyorsunuz?

Keçiören Belediyesinden Celal Şengör Paylaşımı Keçiören Belediyesinden Celal Şengör Paylaşımı

"Her köşe başında zincir  marketlerin açılması ve bu denli yaygınlaşması bizleri olumsuz yönde etkiliyor. Yabancı perakendecilerin pazara girmesi ve özellikle de ulusal zincirlerin güç kazanmasıyla birlikte son yıllarda bakkallar için önemli bir tehdit unsuru haline geldi. Eskiden bir mahallede iki bakkal olsa bile aralarında rekabet değil destek vardı. Komşunuz eğer o gün satış yapmadıysa diğer bakkal ona yönlendirirdi. Şimdi ise maalesef böyle bir durum yok. Mahalle bakkalcılığı eskilerden beri var olan bir kültür ve geleneğin somut örneğidir. İnsanlar yardımlaşmayı ve alışveriş kültürünü ilk burada öğrenirdi.”

Küçük esnafı korumak için neler yapılabilir?

“Küçük esnafı korumak adına mahallelinin bizlere yalnızca maddi değil manevi anlamda da destek vermesi gerekli. Bizler yeri geldiği zaman veresiye olarak ya da hiçbir ücret almadan onlara ürünleri verebiliyoruz. İnsanlar mağdur olmasın işleri hallolsun diye düşünüyoruz. Bunu büyük marketler ile bu imkanı sağlayamazsınız.”

Her zorluğa rağmen mesleğinizi seviyor musunuz?

“Mesleğimi büyük bir tutku ile yapıyorum. En başta böyle bir geleneği az sayıda olsa da sürdürüyor olmak büyük bir onur veriyor. Bu meslek benim yıllardır geçim kaynağım ve insan tanımamda bana büyük bir yarar sağlıyor. Örneğin mesleğin bazı olumsuz yönleri beni ve ailemi etkiliyor. Hafta sonu dahi çalışmak zorunda olmak biraz yorucu. Yine sosyalleşme konusunda dışarıda pek bir etkinlik ya da faaliyet gerçekleştiremiyorum. Belki olumsuz yönleri var ancak yine de bu mesleği sürdürmek istiyorum.”