ARDA KEMAL ATAY
2024- 2025 yıllarını kapsayan memur ve emekli maaşlarına yönelik 7. Dönem Toplu İş Sözleşme süreci devam ediyor.
Masada uygulanan formülün yanlış olduğunu belirten Türkiye Eğitim Çalışanları Sendikası (TEÇ-SEN) Başkanı Ümit Demirel, “Formülün, "enflasyon artı zam" olması gerekiyor. Formül bu olursa devlet memurlarının refahtan pay alması, bütçeden pay alması durumundan söz edebiliriz” dedi.
Toplu sözleşme sürecinde yanlış giden birtakım problemler olduğunu ifade eden TEÇ-SEN Başkanı Demirel, o yanlışları şöyle ifade etti:
“Birincisi, masadaki formüller yanlış. Peki buradaki yanlışlıklar nelerdir? Türkiye'de devlet memurları hiç bir zaman enflasyon dışında bir zam almış değildir. Bu da toplu sözleşmenin formülünden kaynaklıdır. 2024 yılı için yetkili sendika yüzde 70 zam oranı istedi. Diyelim ki bu yüzde 70' i aldı (mümkün değil ama...). 2024 yılında enflasyon yüzde 70 çıktığı takdirde memurlar hiç zam almamış oluyor. Elimizdeki verilere baktığımızda son 15 yılda devlet memurları hep sıfır zam almıştır.”
Yetkili sendika Memur-Sen’e eleştirilerde bulunan TEÇ-SEN Başkanı Demirel, “Ortada bir senaryo var. Bu senaryoyu da iyice izledik, ezberledik. Senaryoyu oynayanlarda artık 15 yıl sonra iyi rol kesmeye başladı” dedi. Sözleşme kapsamında kamu çalışanlarının sosyal haklarının göz ardı edildiğini ifade eden Demirel, “Devlet memurlarının hayatın olağan akışıyla alakalı, ülkenin refahıyla alakalı bir pay alma durumu daha ortada yoktur. Geçen aya kadar devlet memurları asgari ücretten düşük maaş alıyordu. Temmuz ayında yapılan zamla en düşük memur maaşı şu an 20-22 bine yükseldi” dedi.
“Devlet Memurları Yine Enflasyon Oranı Kadar Zam Alacak”
Masada uygulanan formülün yanlış olduğunu ifade eden Sendika Başkanı Demirel, “Şimdi 2024 yılı için anlaşma yapılacak. Hükümetin teklifi yüzde 14. Merkez Bankası'nın açıkladığı enflasyon oranı 2024 yılı için yüzde 33. Demek ki devlet memurları yine enflasyon oranı kadar zam alacak. Burada formül yanlış. Formülün, "enflasyon artı zam" olması gerekiyor. Formül bu olursa devlet memurlarının refahtan pay alması, bütçeden pay alması durumundan söz edebiliriz” ifadelerini kullandı.
Sendika Başkanı Demirel, “Biz, devlet memurlarının maaşının yoksulluk sınırı üzerinde olmasını istiyoruz. Devlet memuru bir skaladır. Altta yer alan asgari ücreti ve emekli aylıklarına da kendine çekecek bir skaladır. Yoksulluk sınırı üzerine çıkardığımız da asgari ücrete de, emekli maaşlarına da bir düzenleme gelecek” diye konuştu.
"İşçi Sendikaları Bunu Çok Güzel Başarıyor"
"Gelecek yıllarda enflasyon oranında zam yapılması yerine enflasyon artı zam bekliyoruz” şeklinde konuşmasını sürdüren Demirel, İşçi sendikaları bunu çok güzel başarıyor. Çünkü onların grev hakkı var. Masada anlaşamadığı takdirde, masada istediklerini alamadıkları takdirde veya istediklerine yakın bir rakam çıkaramadıkları takdirde işçiler grev haklarını kullanabiliyor. Devlet memurlarında bu hak maalesef yok” dedi.
“Miadı Dolmuş Bir Yardımcı Hizmetler Sınıfı Var”
Sendika Başkanı Demirel, yardımcı hizmetler sınıfının memurluk statüsünden çıkarılması gerektiğine dikkat çekti. TEÇ-SEN Başkanı Demirel, “Bu toplu sözleşmeyle beraber yardımcı hizmetler sınıfının tamamen ortadan kaldırılmasını ve bu kadroda görev yapan kardeşlerimizin de bir an önce eğitim durumlarına uygun kadrolara atanmasını istiyoruz” dedi. Başkan Demirel şöyle devam etti:
“Bu sınıf, Türkiye’de 1965 yılından itibaren ihtiyaç olduğu i.in devlet memurluğu kapsamında değerlendirilmiştir. Hatırlarsanız o dönemlerde okullarda soba vardı. Bunun için yardımcı hizmetler sınıfı bir ihtiyaçtı ve kullanılıyordu. Bugün baktığınızda yine bu alanda 22 meslek yardımcı hizmetler kategorisinde yer alıyor. Bunların yüzde 90’ının teknik hizmetler sınıfında olması gerekir. Bekçisinden aşçısına kadar hemen hepsinin teknik hizmetler sınıfında olması gerekir. Burada bir eksik düzenleme var. Miadı dolmuş bir yardımcı hizmetler sınıfı var. Biz yardımcı hizmetler sınıfını tamamen devlet memurluğu kapsamından çıkartılmasını istiyoruz. Bunun için binlerce eylem yaptık. Bunun için Temmuz ayında Bolu Mengen’den Ankara’ya yürüyüş yaptık. Bu toplu sözleşmeyle beraber yardımcı hizmetler sınıfının tamamen ortadan kaldırılmasını ve bu kadroda görev yapan kardeşlerimizin de bir an önce eğitim durumlarına uygun kadrolara atanmasını istiyoruz” dedi.
İlkel dönemde köleler ve efendiler vardı. Şimdi bunların isimleri değişti. Köleler, çalışanlar; efendiler de işverenler. Kölenin haklarını aramak için ortaya çıkan yapıya da şimdiki adıyla sendika diyoruz. Arada ise bir kahya var. Bizim problemimiz kahyayla. Kahya da yetkili sendika. Kahyanın işveren heyetinin yanında olması, işçinin her zaman hakkının yenmesine ve hakkının tam olarak alınamamasına yol açar. Biz 15 yıldır Türkiye'de bunu yaşıyoruz. Peki bu nasıl düzelir? Toplu sözleşme masasındaki durumlar değişerek çözülebilir.