Bu küçük simgelerin yolculuğu, 1982 yılında Carnegie Mellon Üniversitesi profesörlerinden Scott E. Fahlman ile başladı. Ancak modern emojilerin kökenine dair farklı teoriler ve tarihi anekdotlar da bulunmaktadır.
1982 yılında, Carnegie Mellon Üniversitesi'nin bir forumunda bilgisayar problemleri üzerine bir tartışma yürütülüyordu. Forumdaki mesajların yoğunluğu ve şakaların yanlış anlaşılması, katılımcılar arasında kafa karışıklığına neden oldu. Bu durum, şakaları daha iyi ifade edebilmek için yeni bir yöntem arayışını başlattı.
Katılımcılar arasında çeşitli öneriler ortaya çıktı:
- Yıldız (*): İyi şakaları belirtmek için.
- Yüzde işareti (%*): Kötü şakaları ifade etmek için.
- & işareti: Gülmekten kıvrılmış bir figür olarak.
Ancak bu öneriler pratiklikten uzak bulundu ve kimseyi tatmin etmedi. Bu noktada, Scott E. Fahlman’ın önerisi dikkat çekti:
- :-): Neşeli ve şaka içerikli mesajları göstermek için.
- :-(: Üzücü ya da ciddi mesajları ifade etmek için.
Bu karakter dizilimi, hem kolay yazılabilir olması hem de duyguyu doğrudan ifade edebilmesi nedeniyle hızla popülerlik kazandı. Fahlman’ın forumdaki bu basit önerisi, bugünkü emojilerin başlangıcı olarak kabul edilir.
Emojiden Önce: Daha Eski Duygu Simgeleri
Scott Fahlman’ın buluşu, modern emojilerin temeli olsa da, duygu ifade eden sembollerin daha eski tarihlerde de kullanıldığı iddia ediliyor. Bu konuda öne çıkan örneklerden biri, 1862 yılında New York Times gazetesinde yayımlanan bir metinden geliyor. Abraham Lincoln’ün bir konuşma metni içerisinde şu ifade yer aldı:
(Alkışlar ve kahkahalar ;)
Buradaki göz kırpan simgenin bilinçli bir duygu ifadesi mi yoksa bir yazım hatası mı olduğu konusunda tarihçiler arasında bir fikir birliği yoktur. Ancak bu örnek, yazıda duyguları ifade etmenin uzun bir geçmişe sahip olduğunu göstermektedir.
Dijital Emojilerin Babası: Shigetaka Kurita
Bugün kullandığımız dijital emojiler, 1990’ların sonunda Japon sanatçı Shigetaka Kurita tarafından geliştirildi. Kurita, mobil iletişimdeki duygusal eksikliği gidermek amacıyla, her biri belirli bir anlam taşıyan renkli ve çeşitli emojiler tasarladı. Bu emojiler, ilk olarak Japonya’da kullanılan NTT Docomo şirketinin mobil iletişim hizmetlerinde yer aldı.
Kurita’nın tasarladığı 176 orijinal emoji, gülen yüzlerden hava durumu simgelerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyordu. Bu emojiler, Japonya'dan başlayarak kısa sürede tüm dünyada kullanılmaya başlandı ve dijital iletişimde evrensel bir dil haline geldi.
Emojilerin Evrensel Bir Dile Dönüşmesi
2000'li yılların başında dijital platformların yaygınlaşması, emojilerin hızlı bir şekilde globalleşmesini sağladı. 2010 yılında Unicode Konsorsiyumu, emojileri resmi olarak kabul etti ve standart hale getirdi. Böylece, tüm cihazlarda aynı emojiler kullanılabilir hale geldi.
Bugün, gülen yüzlerden, kalplere, doğa simgelerinden bayraklara kadar binlerce emoji bulunuyor. Bu simgeler, yalnızca bireyler arasındaki iletişimi güçlendirmekle kalmadı, aynı zamanda pazarlama, sosyal medya ve sanat gibi alanlarda da yaratıcı bir araç haline geldi.