Eylül ayında çıkardığı albümden her ay bir Musa Eroğlu türküsünü yayınlayacağını söyleyen Yüksel Didikoğlu, “Musa Eroğlu Türkülerini bireysel olarak albüm haline getirmek ilk kez bana nasip oldu. Yaşayan bir efsane ile böyle bir işe imza atmak bana inanılmaz bir gurur kaynağı oldu.” diye konuştu.
Musa Eroğlu’nun Veliahtı
2013 yılında ATV’de yayınlanan “Veliaht” isimli bir yarışmaya katılan ve birinci olan Türk Halk Müziği Sanatçısı Yüksel Didikoğlu, yarışmadan Türk Halk Müziği’nin üstatlarından Musa Eroğlu’nun veliahttı olarak seçildiğini söyledi.
O günden beri Musa Eroğlu ile hiç ayrılmadıklarını dile getiren Didikoğlu, “Benim üzerime düşen bir vazife vardı. O da Musa Eroğlu’nun türkülerinden oluşan bir albüm yapmaktı. Geçtiğimiz ay üzerine çalıştığım albümümü çıkardım.” dedi.
Çocukluğundan Beri Müziğe İlgi Duyuyor
Müzik yaşamına başlama öyküsüne ilişkin konuşan Didikoğlu, “Biz gelenek olarak Alevi Bektaşi geleneğinden geldiğimiz için ister istemez bu durum bizlerin aile yaşamlarına da yansıyor. Her evde mutlaka bir enstrüman çalınır. Ben de 11 yaşındayken abimin bana hediye ettiği bağlama ile müziğe başladım. İlk zamanlar kendi çabamla bağlamayı kurcalayarak ve radyoda çalan müzikler aracılığıyla öğrenmeye uğraştım. Daha sonra Ankara’da bulunan müzik kurslarına giderek hem enstrüman hem de nota dersleri alarak kendimi geliştirdim. İçinde bulunduğunuz iş eğer doğru idealleriniz varsa sizi doğru konuma ulaşabilmeniz için yönlendiriyor.” dedi.
"Sanatçı Toplumu Üst Perdeye Taşımalıdır"
Sanatçının topluma karşılık her zaman bir görevi olduğunu ifade eden Yüksel Didikoğlu, “Sanat dediğimiz şey topluma üst perdeden bakmak değil, toplumu bir üst perdeye taşıma mücadelesidir. İnsanların bir konu hakkındaki düşüncesini estetik bir şekilde anlatma sanatıdır. Bu şarkı söyleyerek, film yaparak ya da dans ederek de mümkün olabilir. Sanatçının toplumdan aldığı değerleri bir sonraki kuşaklara doğru aktarma gibi bir misyonu her zaman olmuştur ve olmaya devam edecektir. Sanatın temelinde bir başkaldırı ve eleştiri vardır. Dolayısıyla sanatçı benimsemiş olduğu bütün değerleri topluma aktarmakla yükümlüdür.” şeklinde konuştu.
“Türk Halk Müziğini Öne Çıkarmak İçin Mücadele Edilmelidir"
Türk halk müziğinin gelecek kuşaklara aktarılması için mücadele edilmesi gerektiğinin önemini vurgulayan Didikoğlu, “Türk Halk Müziği bilinçli olarak hem ön plana çıkarılmış zaman zaman da geri plana itilmiştir. Popüler kültür dediğimiz şey geçici ve hızlı tüketilen bir durumun meydana gelmesine neden olur. Türk Halk Müziği için ise bu durum böyle değildir. Yüzyıllarca yıl öncesine ait olan ozanlarımızın eserleri günümüzde hala geçerliliğini koruyup söylenebilmesine karşın burada Türk Halk Müziği’nin bilinçli olarak aşağı olarak görülmesinin arkasında yatan problemlerin incelenmesi gerekmektedir. Ben bu durumun popüler kültürün dinamiklerini oluşturan bütün ögelerin yönlendirici olarak rol oynamaları nedeniyle kaynaklandığını düşünüyorum. Türk Halk Müziği her ne kadar olumsuz bakış açıları ile karşılaşsa da ikinci konuma atılsa da varlığını korumaya ve gelecek nesillerle buluşmaya devam edecektir. Bununla birlikte Türk Halk Müziği’nin ön plana çıkarılmasına yönelik bir mücadele verilmesi gerektiğine inanıyorum. Aksi durumda bu kültür kaybolup gidecek ve kültürsüz kalan bir toplum ise paramparça olmaya mahkum olacaktır.” Dedi.
