Örgü, günümüzde genellikle kadınların hobisi olarak görülse de, geçmişte tamamen farklı bir manaya sahipti. Orta Çağ'da örgü, sadece erkeklerin icra ettiği bir zanaattı ve mükemmelleşmek için yıllarca süren bir eğitime tabi tutuluyorlardı. Ancak örgü makinelerinin icadıyla birlikte, bu sanat kadınların el işi hobilerinden biri haline geldi.
Örgü sanatının kökenlerine dair çeşitli teoriler bulunsa da, en eski örneklerin becerikli balıkçıların halat örerek ağ yapmalarına dayandığı düşünülmektedir. Mısır'da bulunan antik çoraplar, örgünün tarihini M.S. 1000 civarına kadar uzanmaktadır.
Avrupa'da ise örgü sanatı 1275 civarında ortaya çıktı ve özellikle üst sınıf kesimler arasında popülerdi. Loncalar, örgü sanatını öğretmek ve kaliteyi kontrol etmek için kurulmuştu ve bu loncalar genellikle yalnızca erkeklerden oluşuyordu.
Viktorya döneminde örgü, kadınların egemen olduğu bir hobi haline gelmiş ve romantikleştirilmiş bir ev becerisi olarak kabul görmüştür.
Bugün sosyal medya, örgü tutkunlarının en son kreasyonlarını paylaşmaları ve popüler kültür ikonları yaratmaları için bir platform sunmaktadır. Örgü, kadınların yanı sıra günümüzde daha fazla erkek tarafından da ilgi görmektedir.
Örgü sanatının bu tarihsel yolculuğu, hem sanatsal hem de toplumsal açıdan önemli bir dönüşümü işaret ediyor. Erkeklerin bu sanatta oynadığı unutulmuş rol, günümüzde yeniden değerlendirilmeye başlanmış durumda.
