Orta gelir tuzağı, ekonominin belli bir kişi başı gelir seviyesine erişmesinin ardından daha fazla ilerleyemeyerek aynı yerde tıkanması şeklinde tanımlanabilir.

Orta gelir tuzağı, ilk kez 2007'de Dünya Bankası'nın ‘Doğu Asya’nın Rönesansı: Ekonomik Büyüme İçin Fikirler’ isimli karşımıza çıkar.

Söz konusu raporda, orta gelir seviyesine ulaşan ülkelerin düşük gelir grubundaki ülkelerle ücret açısında rekabet edememeleri ve yüksek gelir grubundaki ülkeler karşısında yenilik yetersizliği sebebiyle düşük büyüme performansı göstermeleri neticesinde orta gelir tuzağına yakalandıkları değerlendirmesi yer almıştır.

Orta gelir tuzağına düşen devletler, genellikle düşük maliyetli iş gücü fırsatlarını yitirirken, teknoloji ve yenilik potansiyellerini yeteri kadar gün yüzüne çıkaramazlar. Bu sıkıntılı ekonomik tablo, rekabet güçlerini azaltır ve ekonomik büyümenin önünde ciddi bir engel teşkil eder.

Ülkeler, düşük gelir seviyesinden orta gelir seviyesine geçerken, genellikle iş gücü maliyetlerini düşük tutarak ve basit üretim süreçleriyle büyüme sağlarlar. Fakat orta gelir seviyesine ulaştıklarında, bu stratejiler geçerliliğini kaybeder.

Orta gelir tuzağına düşmemek için devletlerin ileri teknoloji yatırımlarını artırmaları, eğitim sistemlerini geliştirmeleri, yabancı yatırımcıları ülkelerine çekebilmeleri gerekmektedir.

Türkiye’nin 9 Aylık Otomotiv İhracatı: AB Ülkeleri Öne Çıkıyor Türkiye’nin 9 Aylık Otomotiv İhracatı: AB Ülkeleri Öne Çıkıyor

Muhabir: Utku Kabakcı