AHMET MERT DOKUZOĞLU
İstanbul Arel Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ali Akdemir, Karabük’ün dünya miras kenti listesinde yer alan Safranbolu İlçesinde düzenlenen “Kentsel Dönüşüm, Markalaşma, Karabük ve Çevresi Deprem Afet Zirvesi” konferansına katılarak afetle mücadele hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
"Sivil Toplum Kuruşlarının Çok Önemli Olduğunu Fark Etmemiz Gerekiyor"
Afetlerle mücadele kapsamında iki bakanlığın kurulması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ali Akdemir, özellikle sivil toplum kuruluşlarının felaketlerde koordine edilemediğini belirtti.
Konferansta sivil toplum kuruluşlarının önemine değinen Akdemir, "Devletin ve özel sektörün yanı sıra sivil toplum kuruşlarının çok önemli olduğunu fark etmemiz gerekiyor. 6 Şubat Depremlerinde de sivil toplum kuruluşlarından belirli oranda yararlandık, belli oranlarda yararlanamadık. Dolayısıyla o da gösterdi ki iyi bir ders verici niteliktedir diye düşünüyorum. Devletin ve özel sektörün yanına sivil toplum kuruluşlarını uyumlu bir şekilde monte etmediğimiz takdirde gerçekleştiği zaman devasa sorunlar ortaya çıkartan afetlerle başa çıkmamız asla mümkün değil. Dolayısıyla burada bir anlaşmanın, bütünleşmenin olması için sivil toplum kuruluşlarının da devreye alınması gerekiyor.” diye konuştu.
“Afetlerde Koordinasyonu Sağlamak Yeni Bir Krize Engel Olur”
Afetlerde olanaklar kadar koordinasyonunda önemli olduğunun altını çizen İstanbul Arel Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ali Akdemir, ülkemizi yasa boğan 6 Şubat Depremlerinden ders çıkarmamız gerektiğini vurguladı.
Akdemir, “6 Şubat 2023 Depremleri ders niteliğindedir. 11 ili etkileyen depremlere devlet ve yerel yönetimlerde yetişememiştir. Yetemez çünkü olağanüstü bir gelişme oluyor. Sizin orada başa çıkmanız söz konusu olmuyor. Başa çıkamamanın iki nedeni var. Bir olanaklar yetersiz, iki koordinasyonsuzluk var. STK’ları devreye alalım mı almayalım mı diye değerlendirme yapıyoruz. Krize müdahale ederken biz krize sebep oluyoruz. Kriz yönetimi krize neden oluyor.
Sivil Toplum Kuruluşlarıyla işbirliği içerisinde hazırlık yapmamız gerekiyor. Arama kurtarma, gıda dağıtımı, yiyecek dağıtımı, çadır dağıtımı ve sonrasında oradaki çocukların eğitimini planlamak ayrı bir yetkinliktir. O zaman hem öncesi hem sırası hem de sonrası için uzmanlaşacak sivil toplum kuruluşlarından yararlanmamız gerekiyor ya da bu tarz misyonları üstlenecek yeni sivil toplum kuruluşları kurmamız gerekiyor. Hem koordinasyonu sağlayacak hem de olanak yaratacak STK’lara ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.
“Afetlerle Mücadele Kapsamında İki Bakanlık Öneriyorum”
Afetlerden önce risk ve krizlerin belirlenmesinin bununla beraber kriz yönetiminin sağlanması için iki bakanlık teşkilatının kurulması gerektiğini belirten Prof. Dr. Ali Akdemir şu ifadeleri kullandı:
“Bakanlıklar muhtevasının içine yeni iki bakanlık öneriyorum. Riski ve krizleri yönetebilmek için örgüt yapıların oluşması gerekmektedir. Bakınız bu bağlamda risk ve kriz öncesi, afet sırası ve afet sonrası çalışmaları koordine etmek için Krizler Bakanlığı ve STK’ları bütün potansiyeliyle değerlendirmek için STK’lar Bakanlığı öneriyorum.
Krizler Bakanlığı’nın Rusya’da Acil Durumlar Bakanlığı ismiyle örneği var. Risk ve Krizler Bakanlığı muhtevası doğal ve sosyal hayatın yanı sıra patlama ve yangın riski olan tesisleri de kapsamaktadır. Yangınlar özellikle orman yangınları da yine tekrarlı olarak karşımıza çıkıyor ve her defasında yine yetişemiyoruz. Yine organizasyon sorun oluyor. Koordinasyon sorunu oluyor. Dolayısıyla bunları önceden planlayacağız.
Oluşturulacak STK Bakanlığı’nda bakanlık yapısının dernekler, vakıflar, odalar, sendikalar ve kooperatifler halinde 5 başlıkta toplanabileceği gibi alanlarına göre de değerlendirilebilir. İkinci bakanlığı da mutlaka devreye almamız gerekiyor. Bütün bunların çözülmesiyle bizim sorunları çözeceğimizi düşünüyoruz.” dedi.