Kırşehir ili Mucur İlçesi’nin Dalakçı Köyü’nde dünyaya gelen Murat Köksal, çocukluk yıllarında, babasının işi dolayısıyla Ankara’ya yerleşti ve burada elektrik teknisyeni olarak kısa bir süre çalıştıktan sonra sinema dünyasına adım attı.
“Liseyi bitirdikten sonra o dönem TRT’de “The İmam” isminde bir film vardı. Onun yönetmenliğini yapan Ege Ellidokuzoğlu, TRT’nin en iyi ışıkçılarından olan Hayri Çölaşan vardı, onların yanında çalışma fırsatı yakaladım.1996 yılına kadar asistanlık yaptım. 1999 yılında ise kendi profesyonel ışık ekibimi kurdum” şeklinde konuşan Köksal, yoğun bir emekle geçen çalışma hayatını ve halk edebiyatına ve kültürüne olan katkılarını TİCARİ HAYAT’a anlattı:
GEÇMİŞİ GELECEĞE TAŞIYAN BELGESELLER
1994 yılından beri televizyon ve sinema sektöründe çalıştığını aktaran Köksal, 2013 yılında kendi firması olan Ahi Medya isminde bir prodüksiyon şirketi kurarak kendi projelerini üretmeye başladığını ifade ederek şunları kaydetti:
“En büyük projelerimden biri yapımcılığını ve yönetmenliğini benim yaptığım Kırşehir’de yaşayan ve gök bilimini inceleyen bir bilim insanı olan Cacabey’in yaşamını konu alan belgeseldir. Son zamanlarda sinema filmi yapımı çok maliyetli olduğu için ve Ankara’da da dizi ve sinema sektörü çok da gelişmiş olmadığı için ben ve ekibim çoğunlukla belgesel sinemaya yöneliyoruz. Örneğin ‘Ortak Miras’ adında çekmiş olduğumuz bir belgesel var ve Türk dünyasını anlatıyor. Bunun dışında eski meclis başkanlarının hayat hikayeleri, töre, unutulmaya yüz tutmuş meslek dalları ile ilgili belgeseller çektik. Yani geçmişi geleceğe taşıyacağını inandığımız belgeseller üretmeye çalışıyoruz”.
HALK OZANLARININ BELGESELLERİNİ DVD YAPACAK
Belgesel filmlerin eğitici ve öğretici misyonunun yanı sıra sinematik ve estetik olarak da oldukça önemli olduğunu dile getiren Köksal, geleceğe yönelik projelerini ise şöyle anlattı:
“İleride yapmayı düşlediğim bir projem var. Osmanlı İmparatorluğu’nun fikir babası olan Şeyh Edebali’nin sinema filmini yapmak istiyorum. Onun dışında Türkçe hakkında önemli çalışmaları olan Âşık Paşa’nın hayat hikayesini de çekmek istiyorum. Son olarak Kırşehirli halk ozanlarının belgeselleri çekip, DVD biçimde bütün halka ücretsiz olarak dağıtılmasını ve bu şekilde insanların bilinçlendirilmesini hedefliyorum”
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK KÖY FIKRA KİTABI
“Sinemanın yanı sıra köyümden hikâyeler toplayarak fıkraya çeviriyorum ve bunları da bir araya getirerek iki seriden oluşan bir kitap çıkardım. 2021 yılında bu kitap yok sattı. Kitabın adı: ‘Yarenlikleriyle Köyümüz Dalakçı’. ‘Yarenlik’ demek, dostça muhabbet anlamına gelir. İnsanlar bana güvenerek, dostça muhabbetleriyle hikâyelerini, anılarını anlattılar. 2021 yılında ben bu kitabı çıkardım ve ülkemizin yanı sıra Amerika’dan Kanada ve Avusturya’ya kadar dünyanın birçok yerine kitabın satışı gerçekleştirildi. Kitapta yaşanmışlıklara dair 150 hikaye var. Herkes anılar sandığındaki yaşanmış öykülerini bana anlattı. Kitabın tutmasının ardından, olumlu dönüşler aldım ve kitabın ikincisinin çıkarılması adına talepler geldi ve ikinci kitabı çıkardım. O da aynı biçimde iyi bir satış yakaladı. Kırşehir Belediyesi de bu konuda beni çok destekledi. Ayrıca bu kitap, Türkiye’nin ilk ve tek köy fıkra kitabı olma özelliğine de sahip. Aynı zamanda Neşet Ertaş öldükten sonra onun ilgili olarak yazılmış 123 ünlü yazarın yazılarını derleyerek ‘123 Kalemle Neşet Ertaş’ adında bir kitap daha çıkardım.
CUMHURİYETİN 100. YILI ANISINA KİTAP
“Bu yıl cumhuriyetin 100. yılı, ben de bu yıl içerisinde kitabın üçüncüsünü çıkarıyorum. Bu kitapta 200 adet hikaye yer alacak. Bunlardan 100’ü köyümden yaşanmış hikaye, 50’si Kırşehir’den, 50’si de Kırşehir abdallarının yaşadığı öykülerden oluşacak. Şu anda hikayeleri toplama aşamasındayım. Yani, cumhuriyetin 100. yılında, köyümüze 100. Yıl anısına özel olarak bu kitabı armağan ederek finali yapacağım”.
İLK KÖY GAZETESİ: “KÖYÜMÜZ DALAKÇI GAZETESİ”
“Aynı zamanda 1973 yılında benim köyümde ilk ve tek köy gazetesini çıkaran köy benim köyümdür. 1980’li yıllarda yaşanan birtakım siyasal olaylardan dolayı bu gazete kapatıldı. 2004 yılında bu gazeteyi tekrar canlandırdım ve yeniden çıkardım. Gazetemizin adı ‘Köyümüz Dalakçı Gazetesi’ idi. İlerleyen dönemde ekonomik nedenlerden dolayı gazetemiz tekrar kapandı ve onun yerine 6 ayda bir şeklinde çıkarılmak üzere ‘Köyümüz Dalakçı’ dergisini yeniden çıkarmaya başladık, ben de bu derginin editörlük görevini yürütüyorum”
ANKARA’DA TRT’DEN SONRAKİ EN BÜYÜK ARŞİV
Birçok kamu kurum ve kuruluşların stüdyolarını da kurduklarını dile getiren Köksal, son zamanlarda birçok insanın bulundukları yerlerden internet vasıtasıyla canlı yayınlar yaparak hem kendi kurumlarını tanıttıklarını hem de ders verdiklerini ileterek kendilerinin de özellikle pandemi sürecinde bu stüdyo kurma işine ağırlık verdiklerini belirtti ve şu bilgileri verdi:
“Prodüksiyon şirketimizde TRT’den sonra Ankara’da en büyük arşiv yer alıyor. Ofisimizde, senaryoların yazıldığı bir alan, kurguların yapıldığı iki oda, profesyonel sinema araç gereçlerimiz ve on kişilik çekim ekibimiz bulunuyor. Yani hem profesyonel malzememiz hem de çekim ekibimiz yer alıyor”.