Sevdenur NAMALAN'ın 13 Eylül 2023 tarihli yazısı: Sosyal Medyaya Eleştirel Değerlendirmeler

Sosyal medya ve kültürün bir “kültür endüstrisi’’ olduğunu ifade eden Fuchs, Jenkins’in YouTube'da katılımın üç belirgin seviyede (üretim, seçme, dağıtım)  meydana geldiği ifadesine karşı çıkar. Bu görüşe karşı çıkan Fuchs, bu yaklaşımda YouTube’un Google tarafından satın alındığı ve çevrim içi reklam gelirlerinin büyük bir kısmının Google’a ait olduğunun unutulmamasının altını çizer.  Bu tür platformların mülkiyet yapısının dijital emek ve dijital gözetim gibi kavramların önemli olduğunun altını çizer ve sosyal medyanın işlevinden uzaklaştığı görüşünü savunur. Fuchs aynı zamanda ‘’ticari sosyal medyanın sosyalliğin yarım yamalak’’ sınırlı kullanıcı sömürüsüne dayanan bir yapıda olduğunu da savunur.

Fuchs’un görüşüne göre sosyal medya bir yandan gönüllü olarak platforma dahil olan kişilerin arkadaşlarıyla ve ilgili alanlarına giren konularla buluştuğu içerik üreterek katkı koyduğu bir yapısının var olduğunu ancak diğer bir yandan bu tür içeriklerden beslenen platform ve şirketlerin kullanıcıların emeğini sömürürler.

Bu konuyu örnek alan Netchitailova, Facebook üzerinden değerlendirmeler yapar, empatik işçi kavramından yararlanır. Facebook formasyon el kapitalizm çağında yükselen yeni bedava hizmet modelinin tipik bir örneğidir. Facebook'ta birçok hissi, duyguyu deneyimleyen kullanıcılar empatik bir ortama dahil olur, bir yandan üretilen içerik ve paylaşılan duygular kar amaçlı Facebook şirketi tarafından sömürülür. Bu yaklaşım kullanıcıları işçi konuma getirir.

Küresel açıdan bakıldığında dijital eşitsizlik geçmişten bugüne devam etmektedir. Bu durumda cinsiyet, ırk, eğitim, ekonomik durum gibi birçok unsur etkilidir. Ancak paylaşılan her bir içerik her bir beğeni sosyal medya ve internetteki etkileşim ‘’dijital ayak izi’’ oluşturur. Oluşan bu izler veri madenciliği şirketler tarafından alınıp satılabilir. Bu durum insanı bir meta haline yani bir veri parçası haline getirir.

Twitter gibi farklı sosyal ağlar kullanıcı bilgilerini nasıl topladığını, enformasyonu nasıl kullandığını ve kimlerle ne şekilde paylaştığını gizlilik politikası ile açıkladığını belirtir. Zimmer ve Proferes veri tabanının güvenliğinin ihlal edilmesi ihtimali, sayısız zayıf noktalar, istismarlar ve kullanıcı mahremiyetini tehdit eden saldırıların varlığını koruduğunun altını çizer.

Bunun dışında sosyal medya kullanımının demokratik katılıma ve sanal kamusal alan oluşumuna imkân sağladığına ilişkin iyimser görüşler de eleştirilmektedir.