Teknolojik belirlenimcilik, teknoloji ve toplum arasındaki bağlantıyı anlamaya yönelik bir yaklaşım olarak, teknolojinin toplumsal yapıları ve değerleri biçimlendiren en temel güçlerden biri olduğunu iddia eder. Söz konusu yaklaşım, bilhassa sanayi devrimi sonrasında teknolojinin iktisadi, kültürel ve politik değişimlerin ana belirleyeni olarak kabul edilmeye başlanmasıyla birlikte popüler hale gelmiştir. Bu dönüşüm, sadece gündelik hayatı etkilemekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal normlar, iş gücü dinamikleri ve hatta siyaset sahasındaki dinamikleri de yeniden şekillendirir.
Getirilen Bazı Eleştiriler
Teknolojik belirlenimcilik, teknolojinin bir belirleyici olarak ön plana çıkmasının yanı sıra, bazen insan iradesini ve toplumsal yapıları geri planda bırakma eğiliminde olduğu eleştirilerine de maruz kalmıştır. Bu eleştiriyi yöneltenler, bireylerin bilinçli seçme ve davranma kapasitesinin göz ardı edilmemesi gerektiğini ve tüm toplumsal olguların teknoloji üzerinden açıklanmaya kalkılmasının indirgemeci bir model olduğunu ileri sürerler. Fakat getirilen eleştirilere rağmen teknolojinin toplumsal değişim üzerindeki etkisi yadsınamayacak kadar büyüktür.
Teknoloji Sadece Bir Vasıta mı?
Teknolojik belirlenimcilik, sadece teknolojinin işlevsel bir araca dönüşmesinin ötesinde, aynı zamanda toplumu nasıl algıladığımızı, değerlerimizi ve toplum içindeki ilişkilerimizi de yeniden tanımlama gayretine girer. Mesela, sosyal medya platformlarının yükselmesiyle bireysel kimlikler dijital ortamda şekillenirken, toplumsal normlar da bu dijital alanla etkileşim halinde yeniden şekillenmektedir.
Teknolojik belirlenimcilik, teknolojinin yalnızca bir araç olarak değil, toplumsal yapıları inşa eden bir güç olarak da değerlendirilmesi gerektiğini savunur. Fakat buradaki önemli husus, teknolojinin tek başına tüm alanları, toplumları biçimlendirdiği iddiasında bulunmak yerine, bunlar üzerinde ne ölçüde etkili olduğunun idrak edilmeye çalışılmasıdır.