Varoluşçuluk, diğer adıyla egzistansiyalizm 20. yüzyılın en önemli felsefi akımlarından biridir. İnsanın varoluşunun özünden daha önemli olduğunu savunan görüştür.
"Oluş özden önce gelir" bu akımın en önemli sloganlarından ve ana fikirlerinden biridir.
Özgürlüğün en önemli kavram olduğu bu felsefede insanın kendi sınırlarını aşması önceliklidir.
Bu akıma göre insan, değerini belirlerken diğer insanları değil kendini referans almalıdır.
Alman filozof Martin Heidegger tarafından sistemli hale getirilen akım, 1927 yılında ortaya çıkmıştır. Ancak bu felsefi akımın tüm dünyaya yayılması 68 olaylarının Fransa'da patlak vermesinde büyük rol oynayan Sartre'ın edebiyatla bu akımı insanlara ulaştırmasından sonra yaşanmıştır.
Nitekim yaşanan olaylar Fransa ile sınırlı kalmamış tüm dünyayı kasıp kavurmuştur. Hatta bu akımın yarattığı politik hareketlilik Türkiye'de 70 muhtırasının ve ardından 80 darbesinin gelmesine de zemin hazırlamıştır. Ayrıca bu felsefenin ardından feminist felsefenin de güçlendiği görülmektedir.
Bu felsefenin en önemli iki kitabı, Varlık ve Zaman ve Varlık ve Hiçlik'tir. Husserl, Nietzsche gibi düşünürlerin fikirlerinden esinlenen bu akımın en önemli özelliği, Sartre'dan sonra edebiyata da yön vermesidir.
Egzistansiyalist yazarların kısa bir listesi ise, Sartre, Camus, Gide, Beckett, Kafka, Safiye Erol, Tezer Özlü, Orhan Veli, Melih Cevdet, Oktay Rıfat, Atilla İlhan, Turgut Uyar gibi isimlerden oluşmaktadır.
