Betül Gökçe AKGÖL'ün 7 Mayıs 2024 tarihli yazısı: Yangının Habercisi: Beyazıt Kulesi
Tarih boyunca çok fazla yangın geçiren şehirlerden biri olan İstanbul’da, şehri yangınlara karşı korumak üzere ilk defa Damat İbrahim Paşa tarafından 1720 yılında Tulumbacı Ocağı kurulmuş. Ancak 1749 yılında çıkan Küçükpazar yangını, esen rüzgarla hızlanarak Ağakapısı Sarayı’nı da yakmış. Bu sebeple Ağakapısı yeniden inşa edilirken, çıkan yangınları gözetleyerek tedbir almak için bir kule düşünülmüş.
İşte, bugün İstanbul Üniversitesi’nin Beyazıt’taki kampüsünde öğrencileri selamlayan kule aslında, 1749’da şehirde sık sık çıkan ve ahşap konakları küle çeviren yangınları haber vermek için yapılmış.
180 basamaktan oluşan ve 85 metre yüksekliğinde olan bu kule başlangıçta ahşap olarak inşa edilmiş. Ancak bu bahtı kara kule, 1756’daki Cibali yangınında ve 1826’daki yeniçeri ayaklanmasından zarar görünce, iki yıl sonra Sultan İkinci Mahmut zamanında Senekerim Balyan’a kâgir olarak yeniden yaptırılmış. İstanbul’un meşhur yangınları, bu kuleden gündüz sarkıtılan sepetlerle, gece ise fener yakılarak haber verilirmiş.
Beyazıt Kulesi’nden işaretleri gören İcadiye Kulesi, top atışı yaparak yangını bütün İstanbul’a duyururmuş. Top seslerini duyan İstanbullular, yangının semtini öğrenmek için köşklü denilen yangın gözcülerini beklermiş.
Kulenin geleneklerine göre, yangını gören nöbetteki köşklü, “Ağa! Bir çocuğun oldu” dermiş. Ağa da sorarmış: “Kız mı, oğlan mı?” Anadolu Yakası, Beyoğlu ve Boğaz’ın Rumeli yakası yangınları “kız” İstanbul içi yangınları da “oğlan” olarak anılırmış. Haberi alan ağa hemen kalkar, dolaptan bir çanak maytap çıkarıp yakarak İcadiye Kulesi’ne haber verirmiş ve İcadiye’den yedi para top atılarak yangın tüm ahaliye ilan edilirmiş.
Beyazıt Kulesi, Cumhuriyet döneminde de yangın bildirmek ve meteoroloji tahminlerinin duyurulması için kullanılmaya devam edilmiş. Kule yeşilse ertesi günün yağmurlu, kırmızıysa karlı, sarıysa sisli, maviyse havanın açık olduğunu senelerce müjdelemiş.
1995 yılında son verilen bu uygulamaya 2010 yılında yeniden başlanmış. Kule 2013 yılında müzeye dönüştürülmüş.
Beyazıt Yangın Kulesi’nin gökyüzüne bakan dev bir Osmanlı topundan ilham alarak inşa edildiği ve eskiden topları yukarı çevirmek barış sembolü olduğu için bu kulenin en barışsever kulelerden olduğu söylenir. Galata ile Kız Kulesi’nin aşkını kıskandığı da dedikodular arasında...