Fatih Çağatay Akyön, yapay zekanın insanları kandırma olaylarına örnek verirken, teknolojinin danışman olarak kullanılması gerektiğini vurguladı.

Ayrıca, yapay zekanın hukuk alanında eşitsizlikleri azaltma potansiyeli ve gelecekteki rolü üzerine önemli gözlemler paylaşıldı. Yapay zekanın, insanlığın geleceğine etkisi ve güvenlik konuları da masaya yatırıldı.

Yapay zeka, bilim ve teknolojinin konuşulduğu Teknoloji Trafiği programında bu hafta yapay zeka ve hukuki süreçler üzerine duruldu. Burak Balcı’nın sunumu ile gerçekleşen programda bu hafta da Fatih Çağatay Akyön, merak edilenleri cevapladı.

Yapay zekanın kandırılabilmesinin ya da yapay zekanın insanlarını kandırabilmesinin mümkün olup olmadığına yönelik bir soru yönelten Burak Balcı’ya Akyön, şu yanıtı verdi:

Yapay zekayı kandırmak olayından bahsedecek olursak yakın zamanda böyle bir habere şahit olduk. Yapay zekalı müşteri temsilci olan bir firmada 1 dolara 1 araba sattı. Yurtdışından firmalar artık insanlar müşteri temsilcileri ile iletişime geçmeden daha hızlı etkin bir iletişime sahip olsun diye bu yapay zeka müşteri temsilcisi sistemine başvuruyor. Yapay zeka ise insanları tercihlerine göre yönlendiriyor. Orada bir müşteri durumunun çok kötü olduğunu ancak arabaya ihtiyacı olduğunu belirtiyor. Yapay zeka müşteri temsilcisi sitemini ikna ederek 1 dolara arabayı satın almış oluyor. Elbette şirketlerin bu durumlar karşısında önlemler alması gerekiyor. Eskiden daha yaygın olmakla beraber yapay zekayı kandırmak mümkün iken alınan önlemler ile bu oran biraz daha düşürüldü.

“Yapay Zeka Bizi Kandırmak İstemiyor”

Yapay zekanın bizleri kaldırabilmesi konusunda ise yapay zekanın bilinçli olarak insanları kandırmak üzerine programlanmadığına değinen Aköyön, “Ancak yapay zekanın üretiminden kaynaklı bir halisülasyon problemi var. Yani yapay zekanın gerçeği olmayan bir şeye inanıp bizlere anlatması olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin tıbbi bir hastalık ile ilgili rahatsızlık yaşadığımızda ve çözüm önerisi istediğinizde yapay zeka tamamen gerçekçi olmayan bir çözüm önerisi sunabiliyor. Gerçekte olmayan makale ve yazarlar karşımıza çıkarabiliyor. Bu tehlikeyi de aşmak için yavaş yavaş farklı teknikler kullanıyoruz. Örneğin Ankara Şehir Hastanesi’nde bir profesör ile yaptığımız bir çalışma var. Orada yapay zekanın uydurma eğilimini nasıl daha düşük bir seviyeye getirebiliriz konusunda çalışmalar yapıyoruz. Şu anda en büyük problem ve çözüm odağımız yapay zekanın bu gerçek olmayan şeylere inanma noktası diyebiliriz.” şeklinde konuştu.

“Yapay Zekayı Sorumluluk Alacak Bir Sistem Olarak Görmemeliyiz”

Yapay zeka uzmanı Fatih Çağatay Akyön, yapay zekaların sorumluluk alacak bir sistem olarak görülmemesi gerektiğini vurguluyor. Akyön'e göre, yapay zekaların yalnızca danışman olarak kullanılması, önerdikleri yöntemlerin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi anlamına gelir.

Akyön, "Onların önerdiklerini önce süzgecimizden geçirmemiz gerekiyor. Yapay zekaların verdiği yöntemleri her zaman kuru kuruya uygulamamamız gerekir" ifadeleriyle, yapay zekaların sunduğu çözüm önerilerinin düşünce ve değerlendirme süreçlerinden geçirilmesi gerekliliğine dikkat çekiyor.

Teknoloji dünyasının önde gelen isimlerinden Akyön, yapay zekanın bilinçli olarak sorumluluk almadığını belirterek, bu teknolojinin danışmanlık rolünde daha etkin bir şekilde kullanılması gerektiğini savunuyor. Yapay zekaların sağladığı yöntemleri körü körüne uygulamanın riskli olabileceğini vurgulayan Akyön, bu teknolojinin insan kararlarına destek olma amacıyla kullanılması gerektiğini ifade ediyor.

Hukuk Sisteminde Yapay Zekanın Rolü Ne Olacak?

Yapay zekanın hukuk sistemine etkisi gün geçtikçe artıyor. Uzmanlar, bu teknolojinin hukuki süreçlerde daha fazla kullanılacağına ve bu sayede adaletin daha etkin bir şekilde sağlanacağına inanıyor.

Bölünmüş Beyin Sendromu Nedir? Bölünmüş Beyin Sendromu Nedir?

Hukuk alanında gelişmelere dair görüşlerini paylaşan Burak Balcı, "Hukuk sisteminin yapay zekadan daha fazla yararlanacağı konuşuluyor" diyor. Bu ifadeyle, yapay zekanın hukuk sistemine getireceği potansiyeli vurguluyor.

Fatih Çağatay Akyön ise konuya şu gözlemleriyle yaklaşıyor: "Şu anda hali hazırda ciddi yatırımlar alan firmalar var. Bunlar yapay zekaları emsal bulmada kullanıyorlar."

Akyön, özellikle deneyimsiz avukatların veya hukukçuların karmaşık davalarla başa çıkarken, uzman yapay zeka danışmanlarından destek alabileceğine dikkat çekiyor.

Yapay zeka, hukuk sisteminde eşitsizlikleri azaltma potansiyeli taşıyor. Akyön'e göre, herkesin erişebileceği bir seviyedeki hukuki danışmanlık hizmetini makul ücretlerle sunma imkanı, ülkeler ve coğrafyalar arasındaki eşitsizliği azaltabilir.

Bu eşitlik anlayışını farklı sektörlere de taşıma düşüncesi, sağlık alanında uygulama çabalarını da beraberinde getiriyor. Örneğin, Akyön, tıp alanında yapay zekanın kullanımını şu örnekle açıklıyor: "Yeni bir doktorun deneyimi olmadığında, uzman yapay zeka sistemi, herkesin eşit kalitede bir sağlık hizmetine erişmesine yardımcı olabilir."

Yapay Zeka Çağımızın Atom Bombası Olabilir mi?

Yapay zekanın günümüz çağı ile birlikte tehlikeye dönüşebileceği konularına da değinen Balcı, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın “Sunduğu büyük imkânların yanı sıra yapay zeka çağımızın adeta atom bombasıdır” sözlerine değinerek, yapay zeka ve güvenlik konuları ile ilgili problemleri sordu.

Balcı’nın sorusuna cevap veren Akyön ise, “Her teknoloji gibi yapay zeka da iyi ya da kötü amaçla da kullanılabilir. Ancak kötü amaçlı kişiler bunu kötü amaçla kullanacak diye ön yargı oluşturmamamız gerekiyor. Tabi ki de ülkenin milli güvenliğini tehlikeye sokmadığı sürece yapay zekaya tavır alınmaması gerekiyor diye düşünüyorum. Yapay zekaya ön yargılı olursak yine bu teknolojiyi kullanana ülkelere ve insanlara karşı verimimiz düşecek. Bu nedenle yapay zekayı iyi amaçla kullanıp kötü insanların elinde atom bombası etkisi yarattırmayacak şekilde kullanmalıyız.” dedi.

Yapay Zeka İstanbul Depremini Tahmin Edebilir mi?

Yapay zekanın İstanbul'daki depremleri tahmin edip edemeyeceği konusunda bir soru yönelten Balcı’ya Akyön şu şekilde cevap verdi:

Fay hatlarındaki ölçümler ve doğal hareketlerin takip edilmesi ile geniş çaplı bir çalışma yapılır ise neden olmasın. Şu anda bu anlamda gelişmiş bir yapay zeka sistemi yok. Sonuçta yapay zeka şu şekilde çalışıyor; biz elde ettiğimiz ölçüm ve verileri ona temin ediyoruz sonrasında ise yeni bir durum geliştiğinde nasıl bir sonuç ortaya çıkacak bunun üzerine duruyoruz. O nedenle yeterli bir veri temini sağlandığında böyle bir yapay zeka sisteminin ortaya çıkabileceğini düşünüyorum diyebilirim.

Muhabir: Sibel Bay