Her Çarşamba Radyo Trafik Ankara’da yayınlanan ve Burak Balcı’nın sunduğu Teknoloji Trafiği programı, geçtiğimiz hafta teknoloji ile hukukun kesiştiği en önemli konulardan birine ev sahipliği yaptı. Avukat Oğuz Evren Kılıç ve Avukat Ezginur Uslu’nun konuk olduğu Teknoloji yazarı Burak Balcı’nın sunumuyla gerçekleşen Teknoloji Trafiği’nde, yapay zekâ tarafından üretilen içeriklerin hukuki boyutları, özellikle de telif hakları, kapsamlı bir şekilde tartışıldı.
Ezginur Uslu: “Hukuk, Teknolojiye Ayak Uydurmakta Zorlanıyor”
Ezginur Uslu, yapay zekâ tarafından üretilen görsellerin hukuki statüsüne dair çalışmasının başlangıcını şöyle anlattı:
“Bu konuda çalışmaya başlamam aslında çok tesadüfi bir şekilde oldu. Yapay zekâ tarafından üretilen görsellerle ilgili bir ‘hayır’ kampanyasını gördüm ve bu, bir noktada dikkatimi çekti. Hem tasarımcı hem de hukukçu kimliğimle, iki alanı birleştirerek bu alanda bir araştırma yapma kararı aldım. Tezimde, görüntü üreten yapay zekâ araçlarının eğitiminde kullanılan görsellerin telif hakkı ihlali oluşturup oluşturmadığı üzerinde yoğunlaştım. Bu soruya farklı hukuk sistemlerinden yaklaşarak, Amerika, Avrupa Birliği ve Türkiye hukukunu inceledim. Temel olarak, bu tür yapay zekâ uygulamalarının görsel sanat eserleri üzerindeki etkilerini, telif haklarını ve yaratıcılarının bu sistemde nasıl korunması gerektiğini sorguladım. Bunun yanı sıra, bu teknolojilerin hukuki boyutlarını ve potansiyel düzenlemeleri de ele aldım. Konuyu, hem sanatı hem de teknolojiyi harmanlayan bir açıdan ele almak istedim.”
Uslu, bu teknolojilerin yaratıcı eserler üzerindeki etkilerini anlamak için hem sanat hem de hukuku birleştiren bir perspektifle çalıştığını belirtti. Araştırmasında, bu alanın hukuki boyutlarını ve düzenleme ihtiyaçlarını ele aldığını vurgulayan Uslu, yapay zekâ ve telif hukuku arasındaki uyumsuzlukların, kesin bir sonuca ulaşmayı zorlaştırdığını dile getirerek, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Tezimi tamamlarken fark ettiğim en büyük sorun, bu konuda kesin bir sonuca ulaşamıyor olmamdı. Yani, ‘Evet, bu bir telif hakkı ihlalidir’ veya ‘Hayır, değil’ şeklinde net bir yanıt bulmak çok zor oldu. Aslında bu, yapay zekânın hızlı gelişimi ile hukuk arasındaki uyumsuzluğu çok net bir şekilde gösteriyor. İncelediğim üç hukuk sisteminde de farklı yaklaşım ve değerlendirmelerle karşılaştım. Örneğin, Türk Hukuk Sistemi'nde, yapay zekâ tarafından üretilen içeriklerin telif haklarıyla korunmaması gerektiği görüşü ön plana çıkıyor. Diğer yandan, Avrupa Birliği daha gelişmiş bir perspektife sahip ve burada, AI sistemlerinin yaratıcıların eserlerinden bağımsız hareket etmesinin telif ihlali oluşturup oluşturmadığı tartışılıyor. Amerikan hukuku ise genellikle daha esnek ve inovasyona daha açık, ancak burada da AI’nın tasarımlarında kullanılan sanat eserlerinin sahiplerine karşı hukuki sorumlulukların nasıl düzenleneceği hâlâ belirsiz. Bu noktada, önemli bir öneri olarak, eser sahiplerinin eserlerini bir platforma yükleyerek, yapay zekâ geliştiricilerinin bu eserleri oradan kullanmalarını sağlamak gerektiğini düşündüm. Bu platformda yapılacak akıllı sözleşmelerle, eser sahiplerinin hakları güvence altına alınabilir ve her iki taraf için de adil bir süreç sağlanabilir.”
Oğuz Evren Kılıç: “Blok Zincir ve Akıllı Sözleşmeler Önemli Bir Çözüm”
Ezginur Uslu'nun çalışmasını değerlendiren Oğuz Evren Kılıç, yapay zekâ ile telif hakkı arasındaki sorunlara blok zincir teknolojisinin katkı sağlayabileceğini belirterek, “Ezgi Hanım’ın bu konuda yaptığı analiz çok önemli. Özellikle eser sahiplerinin haklarını güvence altına almak amacıyla önerdiği platform fikri çok değerli. Bugün gelinen noktada, yapay zeka ve blok zincir teknolojileri, çok büyük potansiyellere sahip ve bu teknolojilerin birleşmesiyle önemli çözüm önerileri getirilebilir. Akıllı sözleşmeler, yapay zeka geliştiricileri ile eser sahipleri arasında güvenli ve adil bir ilişki kurulmasını sağlayabilir. Ancak, hukukun bu teknolojilere entegre edilmesi ve yenilikçi bir şekilde düzenlenmesi gerekmekte. Hukuki altyapı, bu hızlı gelişen teknolojilere adapte olmakta zorlanıyor. Özellikle yapay zekâ ve blok zinciri alanındaki boşlukları dolduracak düzenlemelere ihtiyaç var. Örneğin, AI'nin hangi aşamalarda etik kurallara uyması gerektiği, bu teknolojinin toplum üzerindeki etkileri gibi konulara da değinmek gerekiyor. Bu bağlamda, yapay zeka geliştiricileri ve sanatçılar arasında, karşılıklı haklar ve sorumluluklar üzerinden net bir çerçeve çizmek, oldukça önemli olacaktır.” şeklinde konuştu.
İzinsiz Görsel Kullanımı Telif Hakkı İhlali Oluşturur mu?
Bir görselin internet platformuna yüklenmesi ve başkası tarafından izinsiz kullanılması durumunda telif hakkı ihlali olup olmayacağının, kullanım koşullarına bağlı olarak değişiklik gösterdiğini açıklayan Avukat Oğuz Evren Kılıç, konuya dair şu açıklamalarda bulundu:
“Bu tür bir durumda telif hakkı ihlali oluşup oluşmaması, birkaç faktöre bağlıdır. Öncelikle, görseli yüklediğiniz platformun kullanım koşullarını incelemek gerekir. Eğer profesyonel bir gazeteci veya bir sanatçı olarak eserinizi yayınladıysanız, telif haklarınız geçerli olur ve bir başkası bu görseli izinsiz kullandığında telif hakkı ihlali oluşur. Ancak sıradan bir birey olarak, görseli sosyal medyada paylaştığınızda ve bunun ticari bir amacı yoksa telif hakkı ihlali daha az geçerli olabilir. Çünkü sosyal medya platformlarında genellikle içeriklerin paylaşıldığı ve kullanıcıların ‘kamuya açık’ hale getirdiği düşünülebilir. Ancak burada da yine bazı platformların kendi kuralları devreye girmektedir. Eğer ticari bir amaçla kullanıldıysa ve izinsiz paylaşıldıysa, telif hakkı ihlali oluşturur. Yani, görselin hangi koşullarda paylaşıldığı ve kullanım şekli, bu konuda belirleyici olacaktır.”
Sanat Eserlerinde Değişiklik Yapmak Telif Hakkı İhlali Sayılır mı?
Ezginur Uslu, bir sanat eserinin üzerine değişiklik yapılmasının telif hakkı ihlali oluşturabileceğini ifade ederek, "Sanat eserlerinin telif hakkı yalnızca orijinal halleriyle değil, üzerinde yapılan değişikliklerle de korunmaktadır. Bir eseri alıp rengini değiştirmek veya üzerine yazı eklemek, 'işleme hakkı' ihlali sayılabilir. Ancak eseri tamamen tanınmaz hale getirmeniz durumunda, yani orijinal halinden farklı bir eser ortaya çıkardığınızda, bu yeni bir eser olabilir ve telif hakkı size geçebilir." dedi.
Otonom Araçlarda Sorumluluk Kimde Olacak?
Yapay zekânın hukuki bir kişiliği bulunmadığı için, otonom araçlar gibi teknolojilerde yaşanan kazalarda sorumluluğun, genellikle araç üreticilerine, yazılım geliştiricilerine veya kullanıcılara ait olduğuna dikkat çeken Kılıç, Avrupa Birliği’nin otonom araçlar gibi sistemlerde sorumluluğun yazılım geliştiricilerine verilmesini önerdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, bu alandaki sorumluluk alanlarının genişletilmesi gerektiği açık. Ancak Türkiye'de bu konuda henüz net bir düzenleme bulunmamaktadır. Gelecekte, yapay zekânın yarattığı hukuki boşlukları dolduracak bir altyapının oluşturulması önem taşıyor. Bugün geldiğimiz noktada, yapay zekâya doğrudan hukuki sorumluluk yüklemek mevcut hukuk sisteminde mümkün değil."
Yapay Zekâ Adil Kararlar Verebilir mi?
Yapay zekânın hukukta adil kararlar verip veremeyeceği sorusu, adaletin sağlanmasında insan faktörünün ne kadar önemli olduğunu sorgulayan bir diğer önemli tartışma olduğuna dikkat çeken Avukat Oğuz Evren Kılıç, yapay zekanın vicdani duyguları ve insan faktörünü analiz edemediğini vurgulayarak şunları söyledi:
"Yapay zeka, hukukun yalnızca kanunları uygulayan bir aracı olabilir. Ancak adalet, vicdan ve insan hakları gibi hassas meseleler söz konusu olduğunda, yapay zekanın bu konuları tam anlamıyla değerlendirip adil bir karar alması mümkün değildir. Bugün yapay zeka, hukuk alanında veri analizi ve rutin işlemler gibi teknik görevlerde yardımcı olabilir. Ancak vicdanı gerektiren durumlar için hâlâ insan yargıcının yerini alması güvenilir değildir."
Yapay zekânın sadece telif hakları değil, adalet sistemi üzerindeki olası etkileri de programda ele alındı. Kılıç, yapay zekânın adalet sisteminde kullanımı konusunda çekincelerini, "Yapay zekâ, veriye dayalı analizlerde son derece başarılı olabilir. Ancak etik ve vicdani kararlar söz konusu olduğunda yetersiz kalacaktır. İnsan unsurunu tamamen dışlayan bir sistem, adaletin ruhuna aykırıdır." sözleriyle dile getirdi.
Konuya ilişkin Kılıç ile benzer düşüncelere sahip olduğunu belirten Uslu ise yapay zekânın adil kararlar verip veremeyeceği konusunda önemli bir noktaya değinerek, "Yapay zekânın adil kararlar verebilmesi çok tartışmalı bir konu. Hukuk sadece kanunlarla değil, vicdan, etik ve toplumsal normlarla da şekillenir. Şu anda yapay zekânın vicdanı, insan empatisini ve etik değerleri değerlendirmesi mümkün değil. Bu yüzden, yapay zekanın yargıçların yerini alması olası değil. Ancak, yapay zeka belirli görevlerde, özellikle veri analizleri ve rutin işlemlerde yardımcı olabilir."
Hukukun Teknolojiye Adapte Olması Şart
Programda, teknolojinin hızla gelişmesi karşısında hukukun yeniliklere uyum sağlama zorunluluğu sıkça vurgulandı. Uslu ve Kılıç, bu dönüşümün yalnızca yasa yapıcılar değil, aynı zamanda toplumun tüm kesimleri tarafından benimsenmesi gerektiğini ifade etti.
Yapay Zekâ Uygulamaları: Tasarım ve Güvenlik
Günlük hayatında aktif olarak kullandığı yapay zeka uygulamalarına değinen Avukat Ezginur Uslu, özellikle görsel üretiminde sağladığı faydalara dikkat çekerek, "Hukukçu olarak çok fazla ihtiyaç duymasam da, bir tasarımcı olarak yapay zeka gerçekten çok verimli. Görsel üretimi konusunda büyük kolaylık sağlıyor. Ayrıca, mevcut görsellerin değiştirilmesi, arka planın silinmesi veya objeler eklenmesi gibi işlemler artık çok daha hızlı ve kaliteli bir şekilde yapılabiliyor. Bu araçlar, zaman kazandırırken işin kalitesini de artırıyor." dedi.
Yapay zekâ tarafından üretilen içeriklerin telif hakkı oluşturup oluşturmayacağı hakkında şu önemli açıklamalarda bulunan Uslu, “Bir eser telif hakkına sahip olabilmesi için sahibinin özgün düşünce ve yaratıcılığını yansıtması gerekiyor. Ancak, yapay zekâ insan düşüncesi ve yaratıcılığını taklit edebiliyor olsa da, özgün bir yaratım yapma noktasında yetersiz kalabiliyor.” şeklinde konuştu.
Telif Hakkı için Gerekli Koşullar
Ezgi, yapay zekânın ürettiği içeriklerin, "teknik olarak yeni" olmasına rağmen telif hakkı açısından nasıl değerlendirileceği konusunda önemli bir soruya işaret ederek şunları dile getirdi:
“Bu, gerçekten oldukça tartışmalı bir konu ve şu an kesin bir cevaba ulaşmak zor. Yapay zekâ tarafından üretilen içeriklerin telif hakkı açısından nasıl değerlendirileceği, hukuk dünyasında yoğun bir şekilde tartışılıyor. Bir eser, telif hakkına sahip olabilmesi için, sahibinin özgün düşünce ve yaratıcılığını taşıması gerekiyor. Ancak, yapay zekâ insan düşüncesi ve yaratıcılığını taklit edebilirken, özgün bir yaratım yapma noktasında yetersiz kalabiliyor. Dolayısıyla, yapay zekânın ürettiği bir içerik, her ne kadar teknik olarak ‘yeni’ bir içerik olsa da, telif hakkı açısından önemli bir soru işareti oluşturuyor. Bu konuda çok farklı görüşler var. Bazı uzmanlar, yapay zekânın ürettiği içeriklerin telif hakkı oluşturmadığını savunuyor. Çünkü içerik, yapay zekânın kararları ve algoritmalarına dayalı olarak üretiliyor ve bunun bir insanın yaratıcılığını yansıtıp yansıtmadığına karar vermek zor. Diğer bir görüşse, yapay zekâ tarafından üretilen içeriklerin telif hakkına sahip olabileceği yönünde. Ancak, bir insanın bu içeriklere sahip çıkması ve bunların sahibi olabilmesi gerektiği de sıkça vurgulanan bir diğer düşünce. Yani, yapay zekânın ürettiği içerikler, hukuki olarak tartışmalı olabilir ve bu konuda ilerleyen zamanlarda daha fazla çözüm önerisi ve yasal düzenleme gerekecektir.”