Klinik Psikolog Melike Güray, duyguların yemek yeme isteğini tetikleyebileceğini belirtti. Güray, “İş hayatında yaşanan kaygılar, ilişkideki sorunlar ve depresyon gibi durumlar, kişinin yemek yemeye yönelmesi ile sonuçlanabilir ve bu da duygusal yeme bozukluğunu tetikleyebilir” dedi.

Klinik Psikolog Melike Güray, duyguların yemek yeme isteğine etkileri konusunda önemli değerlendirmelerde bulundu ve neler yapılabileceğini açıkladı.   

Kadınlarda Hormonal Dengesizlikler ve Etkileri Kadınlarda Hormonal Dengesizlikler ve Etkileri

Duyguların, insanın yaptığı hemen her şey ile bağlantılı olduğuna dikkat çeken Klinik Psikolog Güray, “Dolayısıyla, yemek yeme ile duygusal bir bağlantınız olması mümkün. Örneğin; iş hayatında yaşanan kaygılar, ilişkideki sorunlar, maddi kaygılar, depresyon, yalnızlık hissi gibi durumlar, kişinin ruh halini geçici olarak iyileştirmek için yemek yemeye yönelmesi ile sonuçlanabilir ve bu duygusal yeme bozukluğunu tetikleyebilir. Bazen öfke, suçluluk duygusu veya travma öyküleri de acıyla başa çıkmak için tıkınırcasına yemeye yönlendirebilir” değerlendirmesini yaptı.

Melike Güray, kişinin sorunlarla baş etmek için duygusal yemek yemeye yönelebileceğini de belirterek, “Duygusal tetikleyicilerin yanı sıra; şekerli ve kalorisi yüksek gıdalara kolay erişim, televizyondaki yemek reklamları, sosyal medyada gördüğümüz yemek videoları da yine yemekle ilgili istek uyandırabilir ve kişiyi sorunlarla baş etmek için duygusal yemeye itebilir” açıklamasını yaptı.

Duygusal Yeme Bozukluğu ile Mücadele

Duygusal yeme bozukluğunun üstesinden gelebilmek için herkese farklı yöntemler gerekebileceğini kaydeden Güray, “Bu mücadele, çoğu zaman zorlayıcıdır çünkü hastalar kaçınmakta oldukları bazı rahatsız edici duygular ile yüzleşir. Ayrıca, yemeğe olan bağımlılık yerine farklı başa çıkma mekanizmaları geliştirmeleri gerektiğinden, bu değişim başlarda oldukça zorlayıcı olabilir. Ancak, uzun vadedeki faydaların başlangıçtaki zorluklardan çok daha önemli olduğu unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.

Güray, hangi gıdaları nasıl ve ne zaman yiyeceği konusunda, kişinin bilinçli kararlar vermeyi öğrenmesi gerektiğini de belirterek “Doğru bir başlangıç yapmak için tükettiğiniz yiyeceklere tüm dikkatinizi vererek bilinçli yeme pratiği yapabilirsiniz. Dikkat dağıtıcıları sınırlandırarak odağınızı yemeğin tadına, kokusuna, dokusuna, lezzetine verin. Bu, duygusal yeme olasılığını azaltmaya yardımcı olacaktır” açıklamasıyla çözüm önerilerinde bulundu.  

Duygusal yeme ile ilgili önemli konulardan bir diğerinin tetikleyiciler olduğunu vurgulayan Güray, “Gün içinde hangi duygu durumlarının sizi duygusal yemeye ittiğini gözlemlemek için bir günlük tutabilirsiniz. Nelerden teselli alıyorsunuz? Tetikleyicileri tanımak, duygusal yeme ataklarını daha iyi yönetmenizi sağlayabilir” önerisini yaptı.

Terapi Yöntemleri

Güray, duygusal yeme ile baş etmede en etkili terapi yöntemleri hakkında da “Bu noktada hastalara önereceğimiz terapi yöntemi; hastanın fiziksel, psikolojik ve duygusal faktörlerini ele alan kapsamlı bir yaklaşım gerektirir. Kişiye özel bir tedavi planı, genel olarak tıbbi, beslenme ve psikolojik yardımların bir kombinasyonunu içerir. Bir beslenme uzmanı ile yapılandırılmış beslenme planları, doğru ve dengeli beslenme eğitimleri, yiyeceklerle sağlıklı bir ilişki kurmayı amaçlayan beslenme terapileri de bu noktada yardımcı olabilir” bilgilerini verdi.

Güray ayrıca, “Psikolojik olarak; bilişsel davranışçı terapi, diyalektik davranış terapisi ve aile temelli terapileri devreye sokmak, yeme bozukluğu ile ilgili duygu, düşünce ve davranışları ele almak için yaygın olarak kullandığımız yöntemlerdir. Farkındalık ve yoga gibi yöntemler de duygusal yeme bozukluğunda iyileşme sürecini destekleyebilir” dedi.

Neler Yapılabilir?

Burada fiziksel açlık ve duygusal yeme arasındaki farkı anlamanın önemli olduğunun altını çizen Güray, “Bu fark, neden belirli yiyecek tercihleri yaptığımızı daha iyi anlamamıza ve bu tercihlere yol açan tetikleyiciler üzerinde bir kontrol mekanizması geliştirmemize yardımcı olabilir” diye konuştu.

Güray, fiziksel olmayan açlıklar konusunda yapabilecekleri de şöyle sıraladı:

“O yoğun açlık hissini hissettiğinizde, 5 dakika boyunca yemeyi ertelemeyi deneyin. Kendinize, o yemeği yemeyeceğinizi söylemeyin. Bu, yeme isteğinizi daha çok arttırabilir. Onun yerine kendinize, mutfağa gitmeden önce 5 dakika bekleyeceğinizi söyleyin. Derin nefesler alın ve büyük bir bardak su için.”

“Tam o anda hangi duyguları hissediyorsunuz? Stresliyseniz, eskiden stresi kontrol altına almak için neler yaptığınızı düşünün. Dışarıda yürüyüşe çıkmayı, 10 dakikalık bir meditasyon seansı yapmayı veya günlüğünüze hisleriniz hakkında yazmayı deneyebilirsiniz.”

Çevre Desteği Önemli

Klinik Psikolog Güray son olarak, destekleyici bir çevrenin yeme bozukluğunun tedavisinde çok önemli olduğuna işaret ederek, “Stresli, kaygılı, öfkeli anlarda yemek yiyen biri, özellikle de yanında güvenebileceği insanlar olmadığında bu davranışını daha yaygın hale getirecek ve belki de mücadelesinde kendini yalnız hissedecektir. Dolayısıyla, çevre desteği yeme bozukluğunun tedavisinde yadsınamaz bir faydaya sahiptir. Bazen içini dökmek, bazen de bu davranıştan kaçınmak için aile ve çevrenin yardımları göz ardı edilmemelidir” uyarısını yaptı.

Kaynak: Haber Merkezi