Dr. Metin Koca, European University Institute’de Politicaland Social Sciences bölümünde tamamladığı doktora tezinden Tracing Cultural Change in Turkey’s Experience of Democratization Unexpected Dialogues on Intolerance başlıklı kitabı derledi.
Uluslararası bir yayınevi olan Routledge'dan çıkan kitabın hazırlanma serüveninden bahseden Koca; "Sizin gazeteniz gibi yerel gazeteler üzerine kurulu bir kitap bu çünkü gene somuta inmeye çalıştığıma hep söylüyorum ya somuta indiğim zaman benim olayları çok takip etmem gerekti. Olayların da kaydı en fazla yerel yayın organlarında tutuluyor. Ve zamanlar arası inceleme yapmaya izin verecek şekilde eskilere gidiyorlar. Dolayısıyla gazeteler ve süreli yayınlar, dergiler vesaire bu çalışmayı tanımlayan şey oldu" dedi.
"Avrupa ile Türkiye'deki tartışmaları bu kitap bağlamında da bir arada değerlendirdim"
Yaptığı çalışmadan ve Avrupa'nın ve Amerika'nın çeşitli bölgelerinde yaşadıktan sonra demokratikleşme anlamında Avrupa'yı değerlendirmesini istediğimizde Dr. Koca; "Bizle çok da farklı tartışmalar yaptıklarını düşünmüyorum. Çok benzer konularda çok benzer çözümsüzlükler var. Orada aslında cevabını bulamadıkları birçok şeyin Türkiye'de estetik olarak çözülebildiğini düşünüyorum. Yani her konuda Türkiye'nin oraya bakarak bir şeyler öğrenmesi gerektiğini de düşünmüyorum. Ama toplamda bakarsak aslında çok entegre olan ve benzer şeyler tartışan bir dünya görüyorum. Farkları var tabii ki yani ayrı bir şey ama bu derece soyutlayacaksak Avrupa ile Türkiye'deki tartışmalarıı bu kitap bağlamında da bir arada değerlendirdim. Uzun bir bölüm var yani neden bu kadar benzer değerler üzerine kitlenen, vazgeçilmez değerlerimiz üzerinden kimliğimizi doğruladığımız bir çağda olduğumuzu, neden böyle hissettiğimizi aynı anda bunu tartışıyorum. Zaten neden benzer şeyler konuşmayalım" şeklinde konuştu.
"Orada öğreneceğim şeyleri buraya nasıl katabilirim"
Doktora çalışmasını İtalya'da tamamlayan Dr. Metin Koca'nın Türkiye üzerine gerçekleştirdiği tezini, niçin yurt dışında yaptığını sorduğumuzda ise bize şu yanıtı veriyor; "Birincisi kişisel gelişim için düşünce yapımın gelişmesi için iyi bir akademik ekole girmek istedim ve kıta Avrupasındaki çok özgün bir kuruluş anlattığım uluslararası organizasyon yapısından kaynaklı ama bir yandan da bir bilimsel tansiyonu içinde barındıran Amerikan ve Alman ekolünün içinde sonradan güçlendiği bir okul ama başlangıcı itibarıyla da başat ekolün Fransız ekolü olduğu yani post yapısalcılıkla Fransız Post yapısalcılığıyla pozitivizmin aynı anda bulunduğu ve çatıştığı bir akademik ekol olması çok verimli ama hararetli tartışmalara sebep oluyordu. Dolayısıyla zor bir okuldu. Bunun bana kattığı çok şey olduğunu düşünüyorum. Türkiye çalışma kararım şu; orada öğreneceğim şeyleri buraya nasıl katabilirim? Düşüncesinden çıktı. Sonuçta benim bir hayatım bir pozisyonum var".
