NECMETTİN KURUCU

Çocukluk döneminde çırak olarak mesleğe başlayan ve ardından Dikimevi’nde yıllarca terzilik yapan 73 yaşındaki Halil Kaplan, işin ustası olduktan sonra Ulus’ta terziliğe devam etmiş. Yaklaşık 7 yıl orada hizmet veren Kaplan, Emniyet Mahalle’sinde açtığı dükkanında ise yaklaşık 50 yıldır mahallelinin vazgeçilmez terzisi olmuştur.

Kendisinden sonra terzilik mesleğini devam ettirecek birinin olmadığını ifade eden Kaplan, “Benden sonra bu mesleği devam ettirecek biri yok. Ne yazık ki gençler artık bu tür mesleklere eğilim göstermiyor. Buraya çıraklık için geldiklerinde ise ilk sordukları şey haftalık ücret oluyor. Bizler sırf meslek öğrenmek adına çalışır bir kuruş almazdık” dedi.

Ketojenik Diyet Gerçekten İşe Yarıyor mu? Ketojenik Diyet Gerçekten İşe Yarıyor mu?

Birkaç Yıla Terzilik Bitebilir

Çırak yetiştirilememesinin yakın zamanda terziliği de tamamen yok edeceğini  belirten Kaplan, “Durum gerçekten çok ciddi. Belki de 5-10 yıl içinde düğme dikecek bir terzi bile bulamayacağız” ifadelerine yer vererek çırak yetişmemesinin yakın zamanda mesleğin kaybolmaya yüz tutacak duruma gelmesine neden olacağını dile getirdi.

Ekonomik nedenlerin  eleman yetiştirme konusunda sıkıntıya yol açtığını ifade eden Kaplan, çıraklık okullarının gençlerin geleceği açısından olumlu katkıları olduğu ve çıraklık, kalfalık ve ustalık eğitimi almalarına fırsat verdiğini ancak çok fazla ilgi görmediğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:

“Bizim en büyük problemimiz artık insanların ekonomiye öncelik vermesidir. Örneğin, aileler bana çocuklarını getiriyor ve ilk sordukları soru haftalık maaşın ne olacağı oluyor. Oysa ben burada bana getirilen çocuğa eğitim sağlayacağım. Hem mesleği öğreteceğim hem de onun sadece iş anlamında değil hayatında bir değişiklik sağlamış olacağız. Burada onun insanlarla nasıl iletişim kurması gerektiğini sabırla öğretmiş olacağız. Bizim mesleğimiz en önemli meslekler arasında yer alıyor. Ancak  ekonomik sebepler ve diğer faktörlere bağlı olarak insanlar maneviyat yerine maddiyatı daha ön plana koyma gereği hissediyorlar.”

İşi Layığı ile Yapmak Önemli

Konfeksiyonda yetişen kişilerle çıraklıktan gelenlerin aynı derecede eğitime sahip olmadığını belirten  Kaplan, konfeksiyondan yetişen terzilerin ölçü, kesim ve pratik konusunda çoğu zaman yetersiz olduğunu belirterek makine aracılığı ile kesip dikme işlemini gerçekleştirebildiklerini, kendini yetiştirme imkânı olanların ise ancak daha başarılı olabildiğini dile getirdi.

Terzilik  mesleğinin kaybolmaya doğru gittiğini ve bu durumdan duyduğu üzüntüyü dile getiren Kaplan, “Bu mesleği günümüzde sürdürmeyi başaranlar artık kaymak yemeye başlayacak. Yeni nesil ise mesleğin güzelliklerinden faydalanabilecek. Aynı zamanda mesleği sürdürenler az sayıda olacağı için de kıymet görecek ve parmakla gösterilecekler” dedi.

Çırakların Seri Yetişmesi İçin Uğraşılırdı

Terziliğe ilk başladığı günlerdeki çıraklık dönemine ilişkin konuşan Halil Kaplan, “Bizim dönemimizde çırak en alttan başlamak demekti. Bizim mesleğimizde el bağlanırdı. İğne sağ elin orta parmağına bağlanarak boş iğne çekilirdi. Bu işlem ne kadar çok tekrarlanırsa terzilik konusunda edinilen pratiklik de o kadar artar. Benim dönemimde ustalar süre tanıyarak çırakların seri yetişmesi için uğraşırlardı” dedi.

Terzi, Yaptığı İşten Zevk Almalıdır

“Terzilik tamamen güzel sanat demektir. Yaptığı işten zevk almalıdır” şeklinde konuşan Halil Kaplan, günümüzde iyi bir terzinin bulunmasının zorlaştığını ve çoğunlukla konfeksiyondan gelenlerin cetvel, mezura gibi aletleri kullanmadan ve dikim tekniklerine tam olarak vakıf olmadan işlem yapmaları nedeniyle pek çok hatalar ile karşılaşılabildiğini belirterek şunları kaydetti:

“Bu meslekte ustalık, bilgi, deneyim ve prova çok büyük önemlidir. Geçmiş dönemlerde bizler en baştan çekirdekten yetişerek yıllarca çıraklık yaptık. Sonrasında kalfalık derecesine erişebilmemiz için ustalarımızın yaptıklarını gözlemleyerek iş öğrenmeye çalışırdık. Aynı zamanda bizim dönemimizde iş öğretilmez, çalınırdı. Yani sürekli gözlem yapardık ve ustalarımızdan bir şeyler kapmaya çalışırdık.”

Editör: Sibel Bay