Tehdit edici durumlar karşısında insan vücudu çeşitli otomatik tepkiler geliştirir. Yaygın olarak bilinen “savaş ya da kaç” tepkisi, fizyolog Walter Bradford Cannon tarafından 1915 yılında tanımlanmış olup, organizmanın tehdit karşısında iki temel yanıt verme eğiliminde olduğunu öne sürer: ya tehditle yüzleşmek (savaş) ya da ondan uzaklaşmak (kaç). Ancak, üçüncü bir tepki daha mevcuttur: donma.

Bu tepki, uzun süre bilimsel literatürde daha az dikkat çekmiştir, ancak 1970'lerde psikolog Gordon G. Gallup Jr.'ın çalışmaları, donma tepkisinin de biyolojik bir savunma mekanizması olduğunu ortaya koymuştur.

Donma Tepkisi Nasıl Gerçekleşir?

Tehdit algılandığında, beyin hızlı bir zincirleme reaksiyon başlatır. Beynin tehdit algılamada rol oynayan merkezi olan amigdala, hipotalamusa bir sinyal gönderir. Hipotalamus bu sinyale yanıt olarak adrenal bezlerini uyarır ve adrenalin gibi stres hormonları salgılanır. Bu hormonlar, otonom sinir sisteminin iki bölümü olan sempatik ve parasempatik sistemleri aktive eder.

Türk Öğretmen Dilek Livaneli'den, Uluslararası Başarı! Türk Öğretmen Dilek Livaneli'den, Uluslararası Başarı!

Sempatik sinir sistemi, organizmayı eyleme hazırlarken (savaş ya da kaç), parasempatik sinir sistemi aksine, organizmanın hareketsiz kalmasını sağlar. Bu durumda, sempatik sinir sisteminin aksiyon yaratma işlevi baskılanırken, parasempatik sistem donma tepkisini başlatır. Bu tepki sırasında vücut, çevredeki tehditleri daha iyi algılamak amacıyla geçici olarak hareketsiz kalır. Donma, beynin ve vücudun tehdidi daha iyi değerlendirmesine fırsat tanıyan bir savunma stratejisidir.

Fizyolojik olarak, bu süreç kalp atış hızının yavaşlaması, solunumun sakinleşmesi ve kasların kısmen katılaşmasıyla karakterize edilir. Beynin daha derin değerlendirme yapabilmesi amacıyla bu geçici duraksama, bir saniyenin kesirlerinde gerçekleşir. Donma tepkisi, bilinçli bir tercih olmaktan ziyade evrimsel bir koruma refleksidir.

Donma Tepkisini Durdurabilir miyiz?

Donma tepkisi, birçok insanda gözlemlenen bir davranışsal yanıttır ancak özellikle çocukluk travmaları veya kaygı bozukluğu geçmişi olan kişilerde daha belirgin şekilde ortaya çıkar. 2024 yılında Tulane Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, farelerin beyinlerinde donma tepkisinden kaçış tepkisine geçişi yöneten yeni bir kimyasal yol keşfetmiştir. Bu bulgu, insan beyninde travmaya bağlı gelişen donma tepkilerinin daha iyi anlaşılmasına ve tedavi edilmesine yönelik araştırmalarda önemli bir adım olabilir.

Her ne kadar donma tepkisi refleksif bir süreç olsa da, bilim insanları bu tepkilerin daha iyi anlaşılmasıyla travma sonrası stres bozukluğu (PTSD) gibi rahatsızlıkların tedavisinde yeni yaklaşımlar geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bilinçli bir şekilde donma tepkisini durdurmak henüz mümkün olmasa da, bu refleksin mekanizmalarını anlamak, bireylerin bu durumla başa çıkabilmelerine yardımcı olabilir.

Muhabir: Sibel Bay