Mesleki ve Teknik Eğitim Sendikası (METESEN) Genel Başkanı Şahap Yılmaz, mesleki eğitimin Türkiye ekonomisi üzerindeki hayati etkilerini, ticaret ve turizm eğitimindeki tarihi dönüşümleri ve güncel sorunları detaylarıyla anlattı. Yılmaz, bu alanların kalkınma için vazgeçilmez olduğunu vurgulayarak çözüm önerilerini dile getirdi.
Mesleki ve Teknik Eğitim Nedir?
Şahap Yılmaz, mesleki ve teknik eğitimin, sadece bireylerin meslek edinmesine değil, bununla birlikte yaşam boyu öğrenme anlayışıyla kariyerlerini sürdürülebilir şekilde geliştirmelerine olanak tanıdığını ifade ederek, mesleki eğitimin önemini şu sözlerle aktardı:
“Mesleki ve teknik eğitim, nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinde anahtar bir rol oynar. Tarımdan sanayiye, hizmet sektöründen teknolojiye kadar birçok alanda istihdam yaratır ve bu süreçte ülke kalkınmasına doğrudan katkı sağlar.”
Bu eğitim alanının, ülkenin nitelikli insan gücü ihtiyacını karşılamada anahtar rol oynadığını ifade eden Yılmaz, “Birçok sektörde yüzlerce meslek grubuna nitelikli iş gücü sağlayan bu eğitim modeli, Türkiye'nin ekonomik kalkınması için en önemli unsurlardan biri. Mesleki eğitimin ülke ekonomisine katkısı tartışılmaz.” dedi.
METESEN: Mesleki Eğitimin Gelişimi için Bir Misyon
2012 yılında kurulan METESEN’in mesleki eğitimin kalite standartlarını yükseltmeyi hedefleyici bir üslupla ilerlediğini ifade eden Yılmaz, sendikanın vizyonunu şu sözlerle özetledi:
“Mesleki ve Teknik Eğitim Sendikası (METESEN), ülkemizdeki meslek ve teknik eğitim sisteminin iş hayatının ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda, okul-kurum-sektör işbirliği içerisinde, katılımcı bir anlayışla yapılması, sürekli geliştirilerek kalitesinin çağdaş standartlara yükseltilmesi, mezunların izlenmesi ve istihdamı, üniversitelerde görev yapan akademisyenler ile mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarında görev yapan yönetici, öğretmen ve diğer personelin özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapılması ve yeni öneriler geliştirilmesi amacıyla 2012 yılında kurulmuş bir sendikadır.”
Hizmet Sektörünün Önemi ve Türkiye Ekonomisindeki Yeri Nedir?
Hizmet sektörünün dünya ekonomisindeki büyüklüğüne dikkat çeken Şahap Yılmaz, bu alanın tarım ve sanayiye kıyasla gelir yaratma ve istihdam sağlama konularında çok daha büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurguladı. Yılmaz, özellikle ticaret ve turizm sektörlerinin, hizmet sektörünün lokomotifi olduğunu şu sözlerle dile getirdi:
“Hizmet sektörü üretiminin sanayi üretimine oranı 2003 yılında sadece yüzde 28 iken, bugün bu oran yüzde 80 seviyesine çıkmıştır. Her türlü ticaret, finans ve mali hizmetler, turizm, ulaştırma, haberleşme, eğitim, sağlık, dağıtım, inşaat, mühendislik, bilgi ve iletişim, kamu hizmetleri ve serbest meslek hizmetleri hizmet sektörü kapsamındadır.”
Türkiye’nin hizmet sektöründen elde ettiği ekonomik kazanımlara dikkat çeken Yılmaz, bu alanda giderek artan küresel ticaret hacmini rakamlarla açıklayarak, “Bugün dünya ticaret hacminin 32 trilyon dolar seviyesine çıkması, ülkemizin buradaki payının giderek artış göstererek 300 milyar dolara çıkması oldukça önem arz etmektedir.” şeklinde konuştu.
Turizm sektöründeki büyümenin ise Türkiye’nin uluslararası alandaki başarısını gözler önüne serdiğini belirten Yılmaz, bu durumu şu şekilde özetledi:
“Turizmde 1995 yılında yalnızca 7,3 milyon turist ağırlayan bir ülkeyken, bugün 60 milyon turiste ulaştık. Turizm gelirlerimiz ise 60 milyar doları buldu. Türkiye, şu anda dünyada en çok turist çeken ilk beş ülke arasında yer alıyor. Ancak asıl hedefimiz, 100 milyon turisti ağırlamak ve bu gelirleri çok daha üst seviyelere çıkarmak. Bunun başarılması, sektöre nitelikli insan gücü kazandırılmasıyla mümkün olabilir.”
Dünya genelindeki istatistiklerle de hizmet sektörünün önemini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:
“Hizmet sektörü, dünya genelinde 270 milyondan fazla kişiye iş imkânı sunan bu sektör sadece ekonomik değil, sosyal ve kültürel etkileriyle de ülkelerin kalkınmasına etki etmektedir. Unutmayalım ki turizm harcamalarının 1,5 trilyon dolarlara ulaşması da turizm eğitiminin önemini ortaya koymaktadır.”
Sözlerinin devamında Yılmaz, bu rakamların doğru okunması ve hizmet sektörünün gelecekteki gelişmelerine yönelik analizlerin iyi yapılması gerektiğini belirtti. Özellikle Milli Eğitim Bakanlığının bu alanlara yönelik politikalarını güçlendirmesi gerektiğine vurgu yaparak şu sözleri ekledi:
“Türkiye’de istihdam edilenlerin yüzde 60’nın hizmetler sektöründe (ticaret ve turizm) istihdam edildiği ve sektörün GSYH içindeki toplam payının yüzde 60 civarında olduğu dikkate alındığında, hizmetler sektörünün özellikle ticaret ve turizm sektörlerinin Türkiye ekonomisi için taşıdığı önem daha da iyi anlaşılacaktır. Bu anlamda hizmetler sektöründe ortaya çıkan gelişmelerin iyi okunması ve analiz edilmesi, mesleki okulların ve Millî Eğitim Bakanlığı İçerisinde İlgili Genel Müdürlüklerin bu doğrultuda yapılandırılması Türkiye ekonomisi için oldukça önemlidir.”
Turizm ve Ticaret Eğitiminde Tarihsel Süreç ve Günümüz Sorunları
METESEN Başkanı Yılmaz, ticaret ve turizm meslek liselerinin eğitiminin önemini vurgulayarak, bu okulların yeniden yapılandırılması gerektiğine dair dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
Şahap Yılmaz, Türkiye’de ticaret eğitimini başlatan ilk kurum olan Hamidiye Ticaret Mektebi'nin İstanbul'da 141 yıl önce açıldığını hatırlatarak, "Bu okullar, ülke ekonomisine önemli katkılarda bulunmuş ve pek çok başarılı iş insanı yetiştirmiştir. Muhasebeden pazarlamaya, ekonomiden maliyeye, ithalattan ihracata, sigortacılıktan turizme çok sayıda nitelikli işgücü yetiştiren, diğer bir ifade ile iş insanı yetiştiren çok önemli bir eğitim alanımızdır.” dedi. Ancak, 2014 yılında yapılan isim değişikliğiyle, ticaret meslek liselerinin toplumsal tanınırlığının azaldığını ve sektördeki değerinin olumsuz etkilendiğini belirten Yılmaz, “Ekim 2024’de bu okulların adı sektöre entegre edilerek ve eski ismi verilerek Ticaret Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesine dönüştürülerek ihtisaslaşmış okullar konumuna getirilmiştir.” ifadelerini kullandı. Yılmaz, özellikle MEB’in sektöre yönelik yapılan düzenlemelerinin bu okullara büyük bir fayda sağladığını vurguladı.
Ticaret Meslek Liselerinin Geri Çekilişi: Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Ticaret meslek liselerinin ülke ekonomisine katkısının büyük olduğunu belirten Yılmaz, geçmişte sayıları binlerle ifade edilen bu okulların son yıllarda çeşitli olumsuzluklar nedeniyle gerilediğini ifade etti. Yılmaz, "Önceleri sayıları binlerle ifade edilen sayılara ulaşan bu okullar son yıllarda yanlış uygulamalar ve yönlendirmeler, yöneticilerin bu okulları gereksiz görmesi sonucu ivme kaybetmiştir. Ayrıca yeni bir okul açılacaksa ya da okul binası değiştirilecek veya kapatılacaksa, ilk akla gelen okullar bu okullar olması gelişme ve yaygınlaştırma çalışmalarını olumsuz etkilemiştir" dedi.
Buna karşın, Milli Eğitim Bakanlığının sektörel bazda uzmanlaşmış okullar oluşturma çabalarının önemli bir adım olduğunu belirten Yılmaz, "MEB’in sektörel bazlı olarak uzmanlaşmış okullar hâline getirilmesi kapsamında bu okullar tekrar eski ismine kavuşmuştur" diyerek olumlu bir gelişmeye dikkat çekti. Ayrıca, ticaret meslek liselerinin yeniden yapılandırılması gerektiğini ve yeni alanlarla güçlendirilmesi gerektiğini söyleyerek, "Ekonomimiz için çok gerekli olan bu okulların yeniden yapılandırılması, yeni alan ve dalların oluşturulması ile topluma büyük katkılar sağlayacağı gibi ticaret ve turizm sektörlerinin nitelikli iş gücü ihtiyacını da karşılamış olacaktır." dedi.
Teknolojiye Uyum Sağlayan Ticaret Eğitimini Şekillendirme Zamanı
Yılmaz, bu okulların teknolojiye uygun alt yapılarla güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı ve öğretmenlerin bilişim teknolojilerinde geliştirilmesinin önemine değindi. "Bu okulların yeni teknolojilere uygun alt yapısının oluşturulması, görev yapan öğretmenlerin bilişim teknolojilerinde geliştirilmesi, sektör deneyiminin kazandırılması, öğrencilerin bu okulları tercih etmesinin sağlanması yönünde yapılacak teşvik çalışmaları oldukça önemli duruma gelmiştir" ifadelerini kullanan Yılmaz, bu noktada, hızla gelişen ticaret sektörünün ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi için ticaret meslek liselerinin büyük bir rol oynayacağını belirtti.
Yılmaz ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığının 6 ilde "Sektörel Mükemmeliyet Merkezleri" açmasının, ticaret eğitimine yönelik büyük bir katkı sağlayacağını da sözlerine ekleyerek, "Millî Eğitim Bakanlığınca 6 ilimizde 15 okulu bünyesinde faaliyete geçirilen ‘Sektörel Mükemmeliyet Merkezleri’nin ticaret eğitimi alanlarına yönelik da açılması büyük önem arz etmektedir." şeklinde konuştu.
Turizm Eğitimi: Yeniden Sektöre Entegre Olma Zamanı
Turizm eğitiminin gelişimine dair açıklamalar yapan Yılmaz, ülkemizde turizm eğitimine verilen önemin arttığını ancak son yıllarda hala önemli eksikliklerin bulunduğunu dile getirdi. İlk turizm eğitiminin 1961-1962 yıllarında Otelcilik Okulu adıyla Ankara’da başladığını hatırlatan Yılmaz, okulun adının zamanla "Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi"ne dönüştüğünü belirtti. Ancak 2014 yılında yapılan değişikliğin, toplumda ve sektörde tanınırlık ve tercih edilirlik yönünden olumsuz bir etki yarattığını ifade ederek konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"2014 yılında adı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak değiştirilmiş, bu değişiklik toplumda ve sektörde tanınırlık ve tercih edilirlik yönünden gelişiminde olumsuzluk oluşturmuştur. Ekim 2024’de bu okulların adı Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesine dönüştürülerek sektörle ilişkilendirilerek ihtisaslaşmış okullar konumuna getirilmiştir. Bu durum toplumun her kesiminde memnuiyet yaratmıştır."
Turizm Sektörünün Yükselen İhtiyaçları: Kalifiye İşgücü ve Eğitim
Yılmaz, sektörün büyümesiyle birlikte turizm eğitimi veren okulların artan kalifiye iş gücü ihtiyacını karşılayacak şekilde geliştirilmesi gerektiğini belirterek konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Özellikle, 1963 yılında Turizm Bakanlığı’nın kurulması ve 2. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile birlikte turizm eğitimine verilen önem artmıştır. Ancak, bu okulların geliştirilmesi son yıllarda beklenen düzeyde sağlanamamış, öğrencilerin tercihlerinde olumsuzluklar yaşanmıştır. Rehberlik ve yönlendirme çalışmalarının yetersiz olması, velilere ve öğrencilere yönelik tanıtım eksiklikleri, okulların gelişimini ve yaygınlaştırılmasını olumsuz etkilemiştir. Buna karşın, bu okullar yerel ve ulusal düzeyde yeniden gözden geçirilerek değerlendirilmeli, geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. Mesleki ve teknik eğitimde öğrenim gören öğrencilerin yalnızca yüzde 5’inin turizm eğitimi alması, bu alandaki gelişmelerin ne denli yetersiz olduğunu göstermektedir. Bugün Türkiye’de konaklama sektöründe faaliyet gösteren 20 bini aşkın tesiste yaklaşık 2 milyon yatak kapasitesine sahip olunması ve 100 milyona yakın turistin gelmesi hedeflenmesi, nitelikli işgücüne olan ihtiyacı daha da önemli hale getirmektedir. Bu doğrultuda, turizm okullarının sayısının arttırılması, altyapılarının güçlendirilmesi, öğretmenlerin sektörde eğitim alması ve yeni öğretmenlerin lisans seviyesinde yetiştirilmesi büyük bir önem taşımaktadır. Türk turizm eğitiminin süregelen sorunlarına sadece yakınmak yerine, acil çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi ve dünya turizm eğitim teknolojisindeki gelişmelerin yakından takip edilmesi gerekmektedir.”
Ticaret ve Turizm Eğitimine Yönelik Yeni Adımlar Bekleniyor
Ticaret ve turizm meslek liselerinin öğretmen ihtiyacı ile sektörün iş gücü gereksinimini karşılamak amacıyla ilk kez 1956 yılında ticaret ve turizm yüksek öğretmen okulunun açıldığını ancak bu okulun daha sonra kapatılmış olup bugün adı geçen okullara öğretmen yetiştiren lisans düzeyinde okul da bulunmadığını aktaran Yılmaz, bu eksikliğe dikkat çekerek, mesleki eğitimdeki bu boşluğun bir an önce giderilmesi gerektiğini vurguladı.
Ayrıca, Orta Vadeli Program, Cumhurbaşkanlığı 2025 Çalışma Programı ve MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Strateji Belgesinde, mesleki eğitime yönelik lisans düzeyinde yükseköğrenim kurumlarının açılacağının belirtildiğini ifade eden Yılmaz, bu bağlamda, ticaret ve turizm eğitimi alanında fakültelerin kurulmasının önemli bir ihtiyaç olduğunu söyledi.
METESEN Genel Başkanı Yılmaz, sektördeki gelişmelere paralel olarak eğitim sisteminin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Küresel gelişmeler ve Endüstri 5.0'ın etkisiyle ticaret, turizm ve iletişim gibi alanlarda yeni mesleklerin ortaya çıkacağına dikkat çekerek, bunun çoklu ve transfer edilebilir iş gücü yetiştirme ihtiyacını artıracağını belirtti. Ayrıca, müşteri memnuniyeti ve mesleki eğitimle yetişmiş iş gücüne olan talebin artacağına, Türkiye’nin 60 milyar dolara ulaşan turizm gelirlerinin ve dış ticaret açığının kapatılmasına sağladığı katkıların, nitelikli iş gücüne olan ihtiyacı pekiştireceğine işaret ederek sözlerini tamamladı.