Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Yaşar, karaciğerin uzun yıllar boyunca sağlıklı kalması için düzenli egzersiz, dengeli beslenme ve sağlıksız alışkanlıklardan uzak durmanın önemini vurguladı.
Medipol Üniversitesi Çamlıca Hastanesi’nde Gastroenteroloji Uzmanı olarak görev yapan Bülent Yaşar’ın yaptığı açıklamada, karaciğerin kan şekerinin dengede tutulması, ihtiyaç duyulan proteinlerin üretilmesi, toksinlerin atılması ve savunma sisteminin desteklenmesi gibi önemli görevlerine dikkat çekildi.
Karaciğer salığını destekleyici alışkanlıkların başında ise Akdeniz tipi beslenmenin geldiğini vurgulayan Yaşar zeytinyağı ve deniz ürünlerinin karaciğer üzerinde koruyucu bir etkisi olduğunu dile getirdi. Bununla birlikte karahindiba, enginar ve deve dikeni gibi bitkilerin de karaciğere faydalı olduğunu söyledi.
Polifenoller Bakımından Zengin Yiyecekler Tüketilmeli
Yaşar, karaciğere iyi gelen gıdalar arasında polifenoller bakımından zengin meyve ve sebzelere de yer verdi. Brokoli, lahana, marul, patlıcan, kiraz, yaban mersini ve üzüm gibi besinlerin toksinleri karaciğerden uzaklaştırmaya yardımcı olduğunu belirtti.
Karaciğer Sağlığında Filtre Kahve ve Bitter Çikolatanın Önemi
Filtre kahve ve bitter çikolatanın da karaciğer sağlığı üzerinde olumlu etkileri olduğunu dile getiren Yaşar, şekersiz ve sütsüz tüketilen kahvenin karaciğer hastalıklarının ilerlemesinde önleyici bir faktör olduğunu, bununla beraber bitter çikolatanın içerisinde bulunan kateşinlerin de karaciğeri koruyucu bir etkiye sahip olduğunu vurguladı.
Karaciğeri Koruyan Üç Meyve
Karaciğer sağlığının korunmasına yardımcı olan üç temel meyveyi sıralayan Prof. Dr. Yaşar listenin başında greyfurtu koydu. Yaşar, "Greyfurt, toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Düzenli olarak her gün tüketilen yarım greyfurt, karaciğer sağlığı için önem taşıyor" şeklinde konuştu. Prof. Dr. Yaşar’ın önerdiği üç meyveden ikisi ise nar ve üzüm.
Akdeniz Tarzı Beslenme Nedir?
Akdeniz tarzı beslenme son yıllarda dünya çapında yayılan ve sağlık uzmanları tarafından önerilen en sağlıklı diyetlerden biri olarak karşımıza çıkar. Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde, özellikle ispanya, İtalya Yunanistan gibi yerlerde geleneksel beslenme alışkanlıklarını temel alarak oluşturulan bu beslenme modelinde kalp sağlığını koruma, kilo verme, genel yaşam kalitesini artırma gibi pek çok faydaya hizmet eder.
Akdeniz tipi beslenme taze meyve, sebze, tam tahıllar, zeytinyağı ve deniz ürünleri gibi sağlıklı besinlerin öne çıktığı bir beslenme modelidir.
Zeytinyağı: Akdeniz tipi beslenme modelinin vazgeçilmezi olan zeytinyağı ile sağlıklı yağların vücuda alınması sağlanır.
Balık ve Deniz Ürünleri: Haftada en az iki defa balık veya deniz ürünü tüketilmesi önerilmektedir. Omega-3 ve asitleri içeren somon, sardalya gibi balıklar öncelikli olarak tercih edilir.
Meyve ve Sebzeler: Yüksek lif içeriği ve vitaminleri ile günlük taze meyve ve sebzeler tüketilir.
Tam Tahıllar: Tam buğday ekmeği, yulaf gibi tam tahıllar tercih edilir.
Kuruyemişler: Badem, ceviz ve fındık gibi sağlıklı yağlar barındıran kuruyemişler tüketilir.
Az Miktarda Kırmızı Et ve Süt Ürünleri: Akdeniz tipi beslenme modelinde kırmızı et tüketimi sınırlandırılır. Süt ürünleri olarak genellikle yoğurt ve peynir tercih edilir.
Akdeniz tipi beslenme modelinin birçok sağlık sorununa karşı koruyucu etkileri olduğu birçok araştırmada gözlemlenmiştir. Düzenli olarak bu beslenme modelini uygulayan kişilerde kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, diyabet ve bazı kanser türlerine karşı daha düşük riskler görülüyor. Ayrıca Akdeniz diyeti, kilo kontrolüne de yardımcı oluyor.
Akdeniz tipi beslenme modeli dengeli, doğal gıdalarla sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek isteyenler için mükemmel bir seçenek sunuyor. Hem lezzetli hem de besleyici olan bu beslenme modeli dünyada giderek daha fazla insan tarafından tercih ediliyor.