Alexander Graham Bell, telefonun mucidi olarak tanınsa da, bu onun tek tutkusu değildi. Bell, metal dedektörü ve demir akciğerin ilk versiyonları gibi birçok icat yaptı. Ancak Bell'in en önemli buluşlarından biri, fotofon adı verilen ve insan sesini ışık huzmeleriyle ileten bir cihazdı.

Fotofonun Doğuşu

1878 yılında, telefonun patentini aldıktan iki yıl sonra, Bell Avrupa'da balayı yaparken bir makale okudu. Bu makale, selenyum elementinin elektriksel direncinin ışığa maruz kaldığında nasıl değiştiğini anlatıyordu. Bell, bu etkinin insan sesini ışık huzmeleri aracılığıyla iletmek için kullanılabileceğini fark etti. Washington, DC'deki evine döndüğünde Bell ve asistanı Charles Sumner Tainter, fotofon adını verdikleri cihaz üzerinde çalışmaya başladılar.

Alexander Graham Bell'in Unutulan En Büyük İcadı Görsel 2

Fotofon vericisi, ince bir metal diyaframa bağlı ince bir ızgara aracılığıyla güneş ışığı ışınını odaklayan bir ayna ve mercekten oluşuyordu. Konuşmacının sesi diyaframı titreştiriyor ve ızgarayı bozarak iletilen ışık miktarını değiştiriyordu. Bu ışık daha sonra bir selenyum parçasına yansıtılıyordu. Selenyum, ışığa maruz kaldığında elektriksel direncini değiştirerek ses oluşturuyordu.

İlk Başarı ve Sonraki Gelişmeler

19 Şubat 1880'de Graham Bell ve Tainter, fotofonun ilk başarılı iç mekân testini gerçekleştirdiler. Bell, Tainter'ın laboratuvarın karşısından Auld Lang Syne şarkısını söylediğini duydu. 1 Nisan'da, binanın arkasındaki bir ara sokaktan 79 metreden fazla iletişim kurdular ve 3 Haziran'da Franklin Okulu'nun çatısından yaklaşık 213 metre uzaklıktaki laboratuvarın penceresine bir mesaj ilettiler. Bu, radyodan önce kablosuz iletişimin ilk başarılı gösterisiydi. Bell, babasına yazdığı bir mektupta şunları söyledi:

“Gün ışığının konuşmasını duydum! Bir güneş ışınının güldüğünü, öksürdüğünü ve şarkı söylediğini duydum! Bir gölgeyi duyabildim ve kulaklarımla bir bulutun güneş diski boyunca geçişini algıladım.”

Alexander Graham Bell'in Unutulan En Büyük İcadı Görsel 3

Teknolojinin Yetişemediği Bir Buluş

Graham Bell'in buluşu zamanının çok ötesindeydi ve fotofonu kullanılabilir bir iletişim aracı haline getirecek teknoloji henüz mevcut değildi. Fotofon güneş ışığına bağımlıydı ve bulutlu günlerde veya geceleri işe yaramazdı. Işık huzmesi havada hızla dağılıyor ve menzili birkaç yüz metreyle sınırlıydı. Sonuç olarak, Bell sonunda patenti National Bell Telephone Company'ye sattı. Fotofonun kızılötesi versiyonları 1930'lardan 1950'lere kadar çeşitli donanmalar tarafından gemi-gemi iletişimi için kullanıldı ancak 1960'lar ve 70'lere kadar yeni teknolojiler optik iletişimi pratik bir gerçeklik haline getirmedi.

Bu teknolojilerden ilki, 1960 yılında Theodore Maiman tarafından icat edilen lazerdi. Lazerler, uzun mesafelerde dağılmayan düz ışık ışınları üretebiliyordu. İkinci önemli teknoloji, 1970 yılında tanıtılan ultra saf, esnek cam liflerdi. Bu lifler, toplam iç yansıma olarak bilinen bir olgu yoluyla ışık sinyallerinin uzun mesafeler boyunca iletilmesini sağladı.

STM, Yerli Savunma Teknolojilerini Üç Ülkede Sergiliyor STM, Yerli Savunma Teknolojilerini Üç Ülkede Sergiliyor

Optik İletişimin Geleceği

Bugün, dünya çapında 4 milyar kilometreden fazla optik fiber döşenmiştir. Bu fiberler, telefon görüşmelerinden yüksek hızlı internete kadar her şeyi taşımaktadır. Bu optik devrim ne kadar yeni görünse de, temelleri 1870'lerde Alexander Graham Bell tarafından atılmıştır. Graham Bell, optik iletişimle ilgili öngörülerinde haklıydı ve fotofon, modern iletişim teknolojilerinin öncüsü oldu.

Muhabir: Sibel Bay