Uzmanlar, altının ons fiyatındaki yukarı yönlü hareketin süreceğini öngörüyor. Piyasada trendi tersine çevirecek bir gelişmenin olmadığına dikkat çeken analistler, güvenli liman arayışının altına ilgiyi artırdığını belirtiyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın tarife politikalarındaki belirsizlikler ve ülkeler arası ticari gerilimler, yatırımcıların risk algısını yükseltti. Bu durum güvenli liman olan altına olan talebi artırırken, merkez bankalarının altın alımlarını sürdürmesi de fiyatlara yukarı yönlü destek sağladı. Özellikle Çin Merkez Bankası’nın (PBoC) rezervlerini genişletmesi, altın piyasasında önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Çin’de gayrimenkul sektöründeki belirsizlikler de bireysel yatırımcıların altına yönelmesine neden oluyor.
Öte yandan, Orta Doğu’daki çatışmalar ile Rusya-Ukrayna gerilimi gibi jeopolitik risklerin yanı sıra küresel ticaret savaşları, enflasyonist baskıları artırabileceği endişesiyle yatırımcıları altına yönlendiriyor. ABD ve diğer büyük ekonomilerde artan borç yükü nedeniyle finansal istikrarsızlık da altın fiyatlarını yukarı taşıyan etmenler arasında gösteriliyor. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimine gideceğine yönelik beklentiler de ons altındaki yükselişi destekleyen unsurlar arasında yer alıyor.
Bu gelişmelerle yıl başından bu yana yükselişini sürdüren ons altın, bugün 3 bin 17 doları aşarak tarihi zirvesine ulaştı. Yılın başından bu yana yüzde 14’ün üzerinde getiri sağlayan altın, yatırımcılar için cazibesini koruyor.
Altın Fiyatlarındaki Artışta Çin Talebi ve Küresel Akışlar Etkili
İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Direktörü Şant Manukyan, altın fiyatlarının 2 bin 900 dolardan 3 bin dolar seviyesine yükselmesini değerlendirerek, Fed’in faiz indirimi sürecinin belirsizliğine rağmen fiyatların güçlü kaldığını vurguladı.
Manukyan, "Çin ile ABD arasındaki ticaret ve finansal ayrışma giderek derinleşiyor. Bu durum Çin kaynaklı talebi artırıyor. Ayrıca Londra’dan New York’a olan altın akışı da fiyatların yukarı yönlü hareketinde etkili oluyor" dedi.
Manukyan, altının gelecekte ulaşabileceği seviyelere ilişkin ise, “Şu an için 3 bin 30 ile 3 bin 40 dolar aralığı kısa vadeli hedefler gibi görünüyor. Ancak esas hedefin 3 bin 200 dolar olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Fed’in faiz politikaları ve ticaret tarifeleriyle ilgili gelişmelerin altın fiyatları üzerinde belirleyici olacağını dile getiren Manukyan, "Piyasada şu an likidite sıkışıklığı görünmüyor. Çin ve Almanya’dan gelen teşvik paketleri de fiyatları destekliyor. Şu an itibarıyla altın trendini kalıcı olarak değiştirecek bir gelişme yok" şeklinde konuştu.
Çin’in Altın Rezervleri Uzun Vadede Artış Gösterebilir
Ak Yatırım Uluslararası Piyasalar Stratejisti Uraz Çay, geçtiğimiz hafta ilk kez 3 bin dolar seviyesini aşan altının ons fiyatında üç temel etkenin öne çıktığını ifade etti.
Çay, merkez bankalarının altın alımlarının fiyatlar üzerindeki en büyük etkilerden biri olduğunu belirterek, "Çin’in Şubat 2025 itibarıyla rezervlerinin yüzde 5,9’u altından oluşuyor. 2018’de bu oran yüzde 3 seviyesindeydi. Önümüzdeki süreçte daha da artmasını bekliyoruz" dedi.
Fed’in faiz politikalarının fiyatlamalar üzerindeki etkisine değinen Çay, ABD’de şubat ayına ait enflasyon verilerinin, 2025’te üç faiz indirimi ihtimalini güçlendirdiğini vurguladı. Çay, "Bu hafta açıklanacak Fed kararlarıyla birlikte, yetkililerin faiz indirimi beklentisini iki yerine üç olarak güncelleyebileceğini görebiliriz" diye konuştu.
Çay, altın piyasasının yılbaşından bu yana güçlü bir başlangıç yaptığını belirterek, "Borsa yatırım fonlarından gelen talep yılın ilk günlerinden itibaren dikkat çekici seviyelere ulaştı. Kaldıraçlı fonların net uzun pozisyonlarında da artış gözlemliyoruz. Bu faktörlerin bir araya gelmesiyle birlikte, 3 bin dolar seviyesinin artık direnç olmaktan çıkıp destek haline geleceğini düşünüyoruz" dedi.
Küresel yatırım bankalarının altın fiyatı tahminlerini yukarı yönlü revize ettiğine dikkat çeken Çay, "2023’te yüzde 13, 2024’te ise yüzde 27 artış gösteren altın, 2025 yılında şimdiden yüzde 10’un üzerinde getiri sağladı. Ara sıra kar satışları gelse de yükseliş trendinin devam edeceği öngörülüyor" ifadelerini kullandı.
New York merkezli finans kuruluşu Oanda’nın Kıdemli Piyasa Analisti Kelvin Wong ise son dönemde altın fiyatlarının yükselmesini stagflasyon endişelerine bağladı.
Wong, "ABD’de açıklanan Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksinin beklentilerin altında kalması ve kısa vadeli enflasyon beklentisinin yüzde 4,3’ten yüzde 4,9’a yükselmesi, piyasada stagflasyon korkularını artırdı. Bu gelişmeler altının ons fiyatını kısa vadede 3 bin 16 ile 3 bin 30 dolar aralığına taşıyabilir" değerlendirmesinde bulundu.