ARDA KEMAL ATAY

Türkiye, arıcılıkta dünya ikincisi. Fakat her geçen gün arıcılar meslekten uzaklaşıyor. Türkiye'de arı yetiştiricilerinin yaşadığı sorunlardan bahseden Cengiz Erkan "Ekonomik birikim yapamayan üreticiler maalesef meslekten uzaklaşmaya başladılar" dedi.

Cengiz Erkan, “Baktığınız zamana arılar doğaya en bağlı canlılardır. Üretimleri itibariyle de doğadan en çok etkilenen canlılar arasındadır ama eser bazında değil de koloni bazında düşündüğünüzde arılar çok kolay adapte olabilen hayvanlardır. Yani bugün Ankara'da hava -20 derece olsa bu soğukluğa adapte olup yaşarlar. Bireysel çalışmazlar sosyal olarak çalışırlar ve birbirlerini bir nevi koruyarak yaşamlarını devam ettirirler. Ama bu şu demek değildir; "iklim değişikliğinde yaşanan bir iki derecelik oynamadan etkilenmezler". Arıların kaynağı polenlerdir, çiçeklerdir. Yaşanacak bir iki derecelik ısınma, arıların daha kuzeye kaçmasına neden olur. Üretimin kuzeye kaymasına sebep olur. Hatta şu anda Bakanlığın da organize ettiği bizim de danışma olarak görev aldığımız arıcılık üzerine küresel ısınmanın etkisi konulu araştırma da yürüyor. Bu yıl sonunda onun da sonuçlarını alırız diye düşünüyorum” dedi.

Küresel Piyasalar ABD Büyüme Verisine Odaklandı Küresel Piyasalar ABD Büyüme Verisine Odaklandı

Konuşmasının devamında arıcıların yaşadığı sorunlardan ve beklentilerinden bahseden Erkan, “Üretenin emeğinin karşılığını alacak düzenlemeler yapılması lazım. Elbette yetiştiriciliğe yönelik, tekniğe yönelik sıkıntılar var ama ürettikçe daha çok kazanırsan hem mesleğine sahip çıkar hem de üretimi daha kolay şekillendirir. Ekonomik birikim yapamayan üreticiler maalesef meslekten uzaklaşmaya başladılar. Teşvikten ziyade üretimin desteklenmesi gerekiyor. Arıcılıkla ilgili sorunları sıraladığımızda elbette çok şey söyleriz. Mesela bal arısı hastalıkları, organize ve örgütlenme sorunu, yörelere uygun bal arısı ırk ve ekotiplerinin kullanılamaması, kontrolsüz gezgin arıcılığının üretime olumsuz yansımaları, balda tağşiş ve taklit, bu sorunlar arasında sıralanabilir. Bunların hepsi ürettikçe kazanan, kazandıkça daha güçlü hale gelen üreticilerin aşabileceği sorunlardır. Biz bugün Türkiye olarak dünyada arıcılıkta ikinci sıradayız. Hem üretim hem de koloni sayısı bakımından ama arıcılık eğitimi sadece ziraat fakültelerinin zootekni bölümlerinde veriliyor. Bu alanda uzmanlaşmış kişiler ne yazık ki alanda görev alamayabiliyorlar. Bakanlıklarda ancak şu an yeni bir yapılanma oluşabildi. Bizler yeni yeni anlaşılmaya, dinlenmeye başladık” ifadelerini kullandı.