Komşuların, akrabaların birbirlerine 21 gün boyunca aşure ikramında bulunduğu aşure gününün nasıl ortaya çıktığı birçok kişi tarafından merak ediliyor.
Türkiye'de Aşure, çoğunlukla buğdaydan başka çeşitli tahıl, bakliyat, kuruyemiş ve kuru meyveler karıştırılarak yapılıyor.
Hicri takvime göre Muharrem ayının onuncu günü olarak kabul edilen Aşure Günü, tarih boyunca çeşitli olaylarla ilişkilendirilmiştir ve farklı anlamlar yüklenmiştir.
Hz. Muhammed'in bu günün önemini vurgulayarak oruç tutulmasını tavsiye ettiği hadislerle birlikte, Aşure Günü, Müslümanlar arasında dini bir gün olarak kabul edilmiştir.
Aşurenin İslam kültürüne kattığı anlamın yanı sıra yapıldığı ve dağıtıldığı her ev için de büyük bir önemi bulunmaktadır.
Aşurenin Tarihi
Geleneksel olarak aşurenin ortaya çıkış hikâyesi Nuh Peygamber'in hayatına dayanıyor.
İnanışa göre, Hz. Nuh'un gemisinin büyük tufandan sonra karaya ilk çıkışında, erzaklardan oldukça az kalmasıyla kalan tüm malzemeler karıştırılarak ilk aşure hazırlanmıştır.
Aşure, günümüzde halâ bu günü anmak için büyük tencelerelerde pişirilerek inanç sistemine bakılmaksızın komşuya, eşe, dosta, akrabaya veya yakın çevreye dağıtılmaya devam ediliyor.
Aşure Günü ile ilişkilendirilen bir diğer önemli olaylardan biri de, Kerbela'da Hz. Hüseyin'in şehit edilmesidir.
Hz. Hüseyin, 680 yılında Emeviler'e karşı verdiği mücadelede Kerbela'da şehit düşmüştür. Bu olayda, Hüseyin'in öldürüldüğü günde aşure pişirilmesi ile aşurenin hiçbir hayvansal ürün içermemesi arasında bağlantı kurulur. Özellikle Şii Müslümanlar Aşure Günü'nü matem günü haline getirmiştir. Her yıl Muharrem ayında, özellikle Aşure Günü'nde, Hz. Hüseyin'in şehadetini anmak için çeşitli matem törenleri düzenlenir.
Aşure gününün ortaya çıkışı hem dini hem de kültürel açıdan manevi değerlere dayanıyor. Bugün müslümanlar için önemli bir sosyal dayanışma günü haline geldi.
