Elektronik Yüksek Mühendisi, TÜSİAV İstanbul İl Koordinatörü ve Ticari Hayat Gazetesi yazarı Begüm Öncü’nün bu haftaki konuğu, Bilgi Üniversitesi Uluslararası Finans Bölümü mezunu Dilara Türkkan oldu.
Begüm Öncü, Dilara Türkkan ile kurduğu markalar ve bir hayvansever olarak gerçekleştirdiği faaliyetler hakkında konuştu.
Begüm Öncü (B.Ö.): Bu haftaki konuğum, son derece mütevazı, duyarlı, yardımsever, yenilikleri yakından takip eden çok zarif bir hanımefendi, sevgili Dilara Türkkan.
Dilara Hanım, röportajımıza başlarken sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Dilara Türkkan (D.T.): Merhaba öncelikle. İsmim Dilara Türkkan. Balkan göçmeni bir ailenin kızı olarak 26 Mayıs 1987’de İstanbul’da dünyaya geldim. Lisans eğitimimi Bilgi Üniversitesi Uluslararası Finans Bölümü’nde tamamladım. Bir yandan küçük yaşlarımdan beri modaya ilgi duyuyordum ve buna dair ilk girişimim DT’s Dream markası oldu. Ardından Room of Designers isimli mağazamız ve internet sitemiz altında birçok tasarımcıyı buluşturduk. Son olarak Tofu’nun annesiyim. Bu şekilde özetleyebilirim.
(B.Ö.): Siz aynı zamanda bir kadın girişimci olarak moda sektöründe güzel çalışmalar yapıyorsunuz. İş hayatında girişimci kadınların sayısının oldukça fazla olması bu anlamda beni çok mutlu ediyor. Sizin de bir kıyafet markanız var. Özellikle markanızın tasarım trendlerini nasıl belirliyorsunuz ve markanızı sektörde nasıl konumlandırıyorsunuz?
(D.T.): Az önce bahsettiğim iki projeyi de park hâline almış durumdayım, ilerleyen dönemde hayata geçirmek için yeni projeler üzerine çalışıyorum, şu an içerik üreticiliğine yoğunlaşmış hâldeyim. Fakat genel hâliyle söyleyebilirim ki markamı konumlandırırken müşteri geri bildirimlerine ve pazar araştırmalarına önem veriyorum. Trendleri belirlerken müşterilerimin tercihlerini göz önünde bulunduruyor, sektördeki yenilikleri takip ediyorum. Markamı kaliteli malzemeler, özgün tasarımlar, sürdürülebilir üretimle öne çıkararak müşterilerime benzersiz bir deneyim sunmayı hedefliyorum.
(B.Ö.): Dilara Hanım, siz çok aktif birisiniz. Aynı zamanda yemek yapmayı da çok sevdiğinizi biliyorum. Bu alanda farklı reçeteleriniz var. Ayrıca sunuma da çok önem veriyorsunuz. Hazırladığınız içeriklerde bunu net olarak görebiliyoruz. Mutfak merakınız nereden geliyor, biraz bu konuya olan ilginizden bahsedebilir misiniz?
(D.T.): Bizim evde herkesin mutfağa ilgisi vardır ve kadın-erkek fark etmeksizin herkes kolları sıvayıp düzenli olarak hünerlerini sergiler. Bu sebeple haneden görüp büyüttüğüm bir merak diyebiliriz. Paylaştığım tarifleri de çoğu zaman spontane olarak farklı malzemeleri birleştirerek yapıyorum ve ne mutlu bana deneyen takipçilerimden güzel bildirimler alıyorum. Bu durum da bu alanda bir proje geliştirmek için bana ilham verdi diyebiliriz.
(B.Ö.): Dilara Hanım, sizin için bir diğer önemli konu da hayvanlar ve hayvan hakları. Hayvanları çok seviyorsunuz. Bu konuda özellikle bireysel olarak sokağa bırakılmış hayvanlara destek olup onları veterinere götürüyorsunuz, barınma imkânı sağlıyor ve bakımlarını yaptırdıktan sonra da sahiplendiriyorsunuz. Bu çok kıymetli bir sosyal sorumluluk bilinci. Bu konuda halkımızın genel yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Biraz bu konudaki süreci ve karşılaştığınız durumları anlatabilir misiniz?
(D.T.): Sokak hayvanlarına destek olmak benim için gerçekten önemli bir konu. Ancak bazen karşılaştığımız engeller de olabiliyor. Mesela, sahiplenmek isteyenler arasında hayvan bakımı konusunda yeterli bilgiye sahip olmayanlar bulunabiliyor. Bir de tabii ki maddi durumu elverişli olmayanlar da var. Ama en zoru, insanların bazı kültürel inançlar veya önyargıları nedeniyle sokak hayvanlarına mesafeli yaklaşmaları. Neyse ki her engeli aşmaya değecek kadar güçlü bir motivasyonla bu işe devam ediyorum ve gücüm yettiğince bu hayvanların sorumluluğunu kendi üzerime de alıyorum.
(B.Ö.): Bu sevgi dolu yaklaşımınız için sizi yürekten kutluyorum Dilara Hanım. Birçok insana da örnek olmasını diliyorum. Yardımlaşmayı, olaylara karşı duyarlı olmayı, proaktif bir yaklaşımı çok önemsiyorum, iyi insanların çoğalmasını diliyorum. Bu arada veteriner ve mama maliyetleri de oldukça yüksek oranda. Bu konuda neler söylemek istersiniz, iyileştirme adına neler yapılabilir?
(D.T.): Veteriner ve mama maliyetlerinin oldukça yüksek olması gerçekten önemli bir sorun. Bu sahipsiz çocuklar beslenme, bakım ve barınma gibi temel ihtiyaçları için bizlere bağımlı durumda ve onların ihtiyaçlarını karşılamak adına elimizden geleni yapmalıyız. Dolayısıyla bu konuda bir iyileştirme önerisi olarak devletin bu maliyetler üzerindeki vergi yükünü azaltması, belki de sokak hayvanları için özel destek programları oluşturması önemli olabilir. Bu şekilde hayvanseverlerin ve hayvan dostu kuruluşların bu maliyetleri daha etkin bir şekilde karşılayabilmesi sağlanabilir.
(B.Ö.): Peki Dilara Hanım, bir hayvansever olarak özellikle evcil hayvanlarını sokağa bırakan kişilerle ilgili neler söylemek istersiniz? Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyim?
(D.T.): Evcil hayvanları sokağa bırakmak, hem insanlığa hem de hayvanlara karşı büyük bir sorumsuzluktur. Bu eylem, hayvanların fiziksel ve duygusal olarak zor durumda kalmasına neden olurken çevreye de zarar veriyor. Evcil hayvan sahiplenmek, onlara hayat boyu bakmayı ve korumayı gerektiriyor. Dolayısıyla, evcil hayvan sahiplenmeden önce bu sorumluluğun bilincinde olmak ve gereken özeni göstermek önemli. Sokaklarda terk edilmiş hayvanları gördüğümde, bu sorumsuzluğun ne kadar acı verici sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha anlıyorum. Bu nedenle evcil hayvan sahiplenme ve bakımı konusunda toplumda daha fazla bilinç oluşturulması gerektiğine inanıyorum.
(D.T.): Biraz da teknolojiden bahsedelim istiyorum sevgili Dilara Hanım. Sizin teknolojiyle aranız nasıl? Günümüzde yapay zekâ uygulamaları çok yaygınlaştı. İşinizle ilgili olarak bu teknolojiden faydalandığınız alanlar var mı?
(D.T.): Daha bu teknolojiye çok başvurduğum söylenemez. Fakat sosyal mecralarda algoritma belirlenmesinde ve kişiye özel deneyim sunulması konusunda nasıl gelişme sağladığını bir içerik üreticisi olarak bariz şekilde görebiliyorum. Buna ek olarak birçok meslek grubunda kolaylık sağlamasının yanında bu meslek gruplarının yerini çok uzak olmayan bir gelecekte alabileceğini söyleyebilirim.
(B.Ö.): Sevgili Dilara Hanım, bir sivil toplum gönüllüsü olarak sizin sivil toplum kuruluşları hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum. Ben de Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfında İstanbul İl Koordinatörü olarak görevimi sürdürüyorum. Özellikle bilim, teknoloji, eğitim, kadın hakları, çoçuk ve hayvan hakları gibi birçok alanında toplumsal farkındalık sağlamak adına ülkemizin bu önemli sorunlarıyla ilgili röportajlar yapmaya çalışıyorum. Gönüllülük esasına dayalı bu bilgi akısını kamuoyuyla paylaşmaktan dolayı da ayrıca mutluluk duyuyorum. Bu bağlamda, ülkemizdeki sivil toplum bilincini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizin sivil toplum kuruluşları hakkındaki görüşlerinizi öğrenebilir miyim?
(D.T.): Sivil toplum kuruluşlarının topluma katkı sağlama ve insanlara yardım etme konusundaki kararlılığı beni her zaman etkilemiştir. Kendi deneyimlerimden de bu kuruluşlarla birlikte çalışma, topluma fayda sağlama şansı buldum. Onların çabaları, insanların yaşamlarını iyileştirmek adına çok değerli. Fakat maalesef ki bu kuruluşların arasında vatandaşlarımızın duyarlılığından yararlanarak işi sahtekârlığa döken örnekler de mevcut. O yüzden sivil toplum kuruluşlarına destek vermeden önce güvenilirliği konusunda köklü bir araştırma yapılması gerektiği kanaatindeyim.
(B.Ö.): Okuyucularımızla çok değerli bilgiler paylaştınız. Bu güzel röportaj için size çok teşekkür ediyorum. Röportajımızın sonunda neler söylemek istersiniz?
(D.T.): Benim için de çok keyifli bir röportaj oldu. Özellikle hayvan haklarına bu denli değindiğiniz için ben size teşekkür ederim. Umarım buradan da sesimizi duyurabiliriz. Bu tür sosyal sorumluluk projelerinin de artmasını, halkımızın bu konulara karşı daha duyarlı ve bilinçli olmasını teşvik edebiliriz. Çünkü çıkan her sesin bir yerlere ulaşacağına hâlâ inancım tam. Sorularınız ve hassasiyetiniz için ben de sizlere teşekkür ederim.