Evren ve insan arasında, güçlü bir enerji akışı olduğu belirtiliyor. Evrenle bağlantıda olan ve enerji akışını sağlıklı bir şekilde gerçekleştiren insanlar, hayattaki hedeflerine daha kısa sürede ulaşabiliyor. Evrenin sırrının çözülmesini konu alan bazı yayınlar, dünya genelinde ilgi odağı olurken giderek dünyanın kabul ettiği bir gerçekliğe dönüşüyor.
Çekim yasası; sadece olumlu durumlar için değil, bazen olumsuz olayların da gerçekleşmesinde etkili olabiliyor. Bir şeylerin evrene yaydığınız enerjiden kaynaklı olarak hızlı bir şekilde tezahür etmesi olayına çekim yasası ismi veriliyor.
Her insan bu konuda farklı görüşlere sahip olsa da çekim yasası; 1687 yılında Newton tarafından gündeme gelmiştir. Çekim yasasının mucidi olarak anılan Isaac Newton’un bu kuramı, günümüze kadar süre gelmeyi başarmıştır.
Çekim yasası, bizim kontrolümüz dışında çalışır. Yani biz olumlu veya olumsuz bir şey düşünürken çekim yasasına niyetlenerek düşünmesek bile yine de hayatımıza çekeriz. Aslında atalarımızın bile bu durumun çekim yasası olduğunu bilmeden söylediği sözler mevcut. “Bir şeyi kırk kere söylersen olur.” derken, tam olarak bu çekim yasasının, dilimizde ve aklımızda sürekli olan şeyleri hayatımıza nasıl çektiğimizden bahsederlermiş.
Çekim Yasası Olumlu Yönde Nasıl Kullanılır?
Çekim yasasını kullanarak hayatımıza olumlu şeyler çekmeyi amaçlıyorsak eğer, öncelikle hayata pozitif bakmayı öğrenmeliyiz. Hayata pozitif bakmak da yalnızca lafta kolay, bunu yapmak için içsel temizliğimize dikkat etmeliyiz. Sık sık meditasyon yaparak, içselliğimize yönelerek ve enerji temizliği yaparak zihnimizin içini boşaltmalıyız. Evimiz kirlendiğinde nasıl temizliyorsak, zihnimizi de bize iyi gelen ve zihin boşaltıcı aktivitelerle boşaltıp, temizlemeliyiz.
Hayal kurmaktan çekinmemeli, kurduğumuz hayallerde bile kendimize keskin sınırlar belirlememeliyiz. Ayrıca dua ederken ayrıntılardan kaçınmamalı, istediğimiz şeyleri net olarak belirtmeliyiz. Dualarımızda “Şu olsun, başka hiçbir şey istemiyorum.” gibi ifadeleri kullanmamaya da özen göstermeliyiz.
Şükretmek de, hayata pozitif bakmanın en güzel yollarından biridir. Dolayısıyla şükretmeyi hiçbir zaman ihmal etmemeliyiz. Ve son olarak, siz hayata inanmazsanız hayat da size inanmaz. Hayata olan inancınızı asla kaybetmeyin.
