Depresyon, özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanların sıkça karşılaştığı bir durumdur. Yoğun iş temposu ve zorlu yaşam koşulları nedeniyle birçok kişi dönemsel olarak depresyon yaşayabilir. Depresyon, kısa süreli olabileceği gibi uzun yıllar sürebilir ve kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Hem fizyolojik hem de zihinsel nedenlerden kaynaklanabilir ve bazı hastalıklar ile yaşanan travmalar bu durumu tetikleyebilir. Kişinin hayattan kopmuş hissetmesi ve günlük alışkanlıklarından eskisi kadar zevk almaması depresyonun belirtilerindendir. Depresyon hakkında doğru bilinen yanlışları sizin için derledik.
“Depresyon, yalnızca yaşamımızdaki koşullar veya olaylardan kaynaklanır”
Depresyon sıklıkla travmatik bir olay veya zorlu bir dönem sonrasında gelişir. Ayrıca, mevcut mental sağlık sorunları ya da fizyolojik hastalıklar (örneğin, kalp hastalıkları, enfeksiyonlar ve tümörler) da depresyonu tetikleyebilir. Bununla birlikte, depresyon her zaman belirgin bir neden ya da tetikleyiciye sahip olmayabilir.
“Yalnızca zihni etkiler”
Depresyon bir zihinsel rahatsızlık olmasına rağmen, yalnızca zihni değil aynı zamanda bedeni de dolaylı yoldan etkiler. Depresyondaki birey kişisel bakımına dikkat etmez, yeterince yemek yemeyebilir ya da aşırı şekilde yemek yiyebilir ve uyku problemleri yaşar. Tüm bu durumlar, kişinin bedensel sağlığını da etkiler.
“Sadece ilaçla tedavi edilebilir”
Depresyon tedavi yöntemleri kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bazı durumlarda yalnızca psikoterapi yeterli olabilirken, diğer vakalarda hem psikoterapi hem de ilaç tedavisi gerekli olabilir. Tedavi süreci sosyal aktivitelerle de desteklenebilir.
“Genetik nedenlerle depresyona girmeye mahkumuz”
Genetik faktörler depresyonu tek başına tetikleyen bir unsur değildir. Depresyonun yakın akrabalarda görülme olasılığı, diğer bireylerden 2-5 kat daha yüksek olsa da, genetik etkiler sadece yatkınlık yaratır. Depresyon, çevresel ve sosyal birçok faktörden etkilenerek gelişen bir rahatsızlıktır.
“Yalnızca kadınlarda görülür”
Depresyon sadece kadınlarda görülmez. Ancak, kadınlarda erkeklere göre yaklaşık iki kat daha fazla rastlanır. Bu durumun nedenleri arasında kadınların hormonal yapısı, gebelik ve premenstrüel dönem gibi biyolojik ve psikolojik olarak depresyona eğilim yaratan faktörler bulunur. Ayrıca, toplumun ve ailenin kadına yönelik bakış açısı ve baskısı gibi çevresel etkiler de kadınlarda depresyonun daha sık görülmesine katkıda bulunur.
“Depresyon üzgün olmakla aynı şeydir”
Melankoli ve karamsarlık depresyonun belirtileri arasında yer alsa da, depresyon sadece üzgün olmak anlamına gelmez. Depresyondaki kişinin yaşadığı durum, geçici bir üzüntüden ziyade sürekli bir ruh halidir. Depresyon yaşayan bireyin kendine olan saygısı ve sevgisi azalır, kendini değersiz hisseder ve yoğun, sebepsiz bir suçluluk duygusu taşır. Oysa üzgün bir kişi genellikle sadece uyku sorunları ve iştahsızlık gibi belirtiler gösterir, depresyonun diğer ağır semptomlarına sahip olmayabilir.
“Tanısı için yalnızca bir belirti yeterlidir”
Depresyon, bireylerde çeşitli belirtilerle kendini gösterebilir. Bazı kişiler motivasyon eksikliği, üzüntü, kaygı, dikkat dağınıklığı ve iştahsızlık gibi belirtiler yaşarken, diğerlerinde aşırı yemek yeme gibi durumlar görülebilir. Bu nedenle, sadece bir belirtiye dayanarak kendinize tanı koymak yerine bir uzmana başvurmanız önemlidir.